| Konu: | Covid-19 salgınının tarım sektörüne yönelik olumsuz etkilerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 07.04.2020 |
RIDVAN TURAN (Mersin) - Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Ekran başında bizleri izleyen halkımızı da en içten duygularımla selamlıyorum.
Coronavirüsün sebep olmuş olduğu pandemi dünyanın her tarafında çok ciddi biçimde etkisini ne yazık ki gösteriyor; ölümler birbiri ardına sıralanmış durumda. Tabii böyle bir durum söz konusu olduğunda insan sağlığı temel mesele, en az onun kadar önemli ve onu etkileyen bir başka mesele de gıda sorunumuz, beslenme sorunumuz, tarım sorunumuz.
Veba salgını 1300'lü yıllarda milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştu fakat ölüme sebep olan yalnızca veba bakterisi değil, aynı zamanda vebanın sebep olmuş olduğu kıtlık süreciydi. Kıtlık ve açlıktan milyonlarca insan vebayla birlikte hayatını kaybetti.
(Uğultular)
BAŞKAN - Sessiz olalım değerli arkadaşlar, lütfen.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, meseleye bu zaviyeden baktığımızda, böyle bir pandemiyle karşı karşıya kaldığımız günümüzde gıda egemenliğinin, gıda güvencesinin ve gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hep beraber görüyoruz. Fakat iktidarın birbiri ardına açıkladığı öneriler, paketler nazarıitibara alındığında bunun içerisinde, tarımı, gıda güvenliğini, gıda egemenliğini ilgilendiren hemen hemen hiçbir şeyin olmadığını üzülerek vurgulamakta fayda var. Örneğin, önlemler paketinde tarıma yer yok. Erdoğan 2020 desteklerinin ödendiğine ilişkin bilgi verdi; bu doğru değil, belli ki danışmanlar tarafından yanıltılmış durumda.
Türkiye'nin tarımsal ürünleri ithal eden bir ülke konumuna gelmiş olması dikkate alındığında ki 81 milyar dolarlık tarımsal ham madde ve ürün ithalatımıza karşı, 13 milyar doların üzerinde bir tarımsal ham madde ihracatımız var. Böylesine bir mutlak ithalatçı pozisyona düşmüş olmamız sebebiyle herhâlde, çok sorgulamamız gereken konuların başında gıda güvencesi geliyor. Hele, 2019 yılında 10 milyon ton buğdayı Rusya'dan aldığımız ve Rusya'nın ithalatı engellemeye başladığı dikkate alındığında sürecin ciddiyeti bir kez daha ortaya çıkıyor.
Arkadaşlar, Türkiye'nin farklı illerinde, 10 farklı ilinde çiftçilerle görüştüm. Herkesin ortak tedirginliği, tedarik zincirinin eskisi gibi kurulamıyor olması. Üretici ürettiği malı büyük kentlere nakledemiyor, bazen zararı pahasına, sırf tarla temizlensin diye toplatıyor. Zaten, girdi fiyatları başta olmak üzere tarımın pek çok problemi vardı, bunun üzerine coronavirüs krizi de eklenmiş oldu. Doku kültürü ve fide üretenlerin en çok kullandıkları eldivenler, maskeler, dezenfektan ürünleri ve diğer şeylerin hemen tümü yeni maliyetler hâline dönüştü.
FAO geçtiğimiz günlerde bir bilgi notu paylaştı değerli arkadaşlar. Bu salgının, gıda tedarik zincirlerini ciddi olarak etkisi altına alacağı ve dünyada bir kıtlığın söz konusu olabileceğine ilişkin önemli bir vurgu yaptı. Şimdi, mesele böyleyse, böylesine kritik bir durumdaysak, birtakım tedbirleri, bir acil eylem planını, iktidarın, Bakanlığın bir an evvel gündeme alması lazım.
Biz Halkların Demokratik Partisi Tarım Komisyonu olarak bu mesele üzerinde yaptığımız çalışmalar sonucunda şu kanaate vardık ve şu önerileri sizlerle paylaşmayı uygun gördük: Corona tehdidi ve kıtlık riskine karşı tarımla ilgili acil olarak bir eylem planı hazırlanmalı ve tarladan tabağa kadar tüm tedarik zinciri güvence altına alınmalıdır. 2019 yılına ait bütün tarımsal desteklemeler hemen ödenmeli, destekleme kapsamına bütün bitkisel ve hayvansal ürünler dâhil edilerek destekler artırılmalıdır. Çiftçilerin üretim yapabilmesi ve tarımın sürdürülebilir olması için tarım girdi fiyatlarının düşürülmesi gerekir, mazot ve diğer girdilerde KDV ve ÖTV'nin kaldırılması lazım. Bütün tarım emekçilerinin hijyenik koşullarda çalışmaları sağlanmalıdır. İşçiler tarlada en az 2 metre fiziksel mesafe olacak şekilde çalışmalıdır ve işçilere özel koruyucu giysi, maske, eldiven ve dezenfektan ürünler ücretsiz verilmelidir. Tarım alanları, virüssüz ortamda tarımsal üretimin sürmesini sağlamak amacıyla yabancıların giriş ve çıkışına kapatılmalı ve karantina alanı ilan edilmelidir. Üreticinin gerçekleştirdiği üretime devlet tarafından alım garantisi verilmelidir. Mevsimlik tarım işçilerinin seyahatleri İçişleri Bakanlığı ve...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Turan.
RIDVAN TURAN (Devamla) - ...Tarım ve Orman Bakanlığının koordinasyonuyla coronavirüs faktörü göz önüne alınarak, güvenlik ve hijyen koşulları sağlanarak gerçekleştirilmelidir. Mevsimlik tarım işçileri yola çıkmadan sağlık kontrolleri yapılmalı ve barınacakları yerler normlara uygun olmalı, periyodik olarak dezenfekte edilmelidir. Kırsalda çalışanların tümü sosyal güvenlik kapsamına alınmalıdır. Tahıl ürünleri gibi risk grubundaki ürünlerin ihracatı yasaklanmalıdır. Çiftçilerimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları kamu borcu olarak devletçe karşılanmalıdır. İcra sebebiyle çiftçinin elinden toprağının alınması yasaklanmalıdır.
Önümüzdeki ramazan ayıyla birlikte, artan gıda talebinden dolayı haksız fiyat artışlarının önlenmesine yönelik önlemler alınmalıdır. Sınırların kapatıldığı, ticaretin askıya alındığı bu kriz döneminde gıda egemenliğinin sağlanması amacıyla yerli atalık tohumun yeniden kullanımı için acil olarak yasal bir düzenleme yapılmalıdır. 90'lı yıllarda yakılan, yıkılan ve boşaltılan köylere üretim amaçlı geriye dönüş özendirilmeli ve halkın tarımsal üretime yeniden başlama çabaları devletçe desteklenmelidir. Bunlar birkaç milyar lirayla hallolacak işler arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) - Son cümle Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Son cümlenizi ve selamlamanızı alalım.
RIDVAN TURAN (Devamla) - Mehmet Cengiz'e 19 milyar liralık ihaleyi veren, sonra da 425 milyon liralık borcu silen iktidar umuyorum ki halkımızın geleceği için bu birkaç milyarı esirgemez.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)