| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 09.04.2020 |
CHP GRUBU ADINA ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan coronavirüs krizi ve tehlikesinin arasında buradayız, çalışıyoruz. Elbette halkımız için yararlı ve faydalı olan her şey için burada olmamız gerekiyor. Burada olmamız görevimiz, elbette çalışacağız ama adama sormazlar mı, bu af yasası için iki yıldır neyi bekliyordunuz? Bu bağlamda, umarım, ülkemiz ve dünya bu salgını bir an önce ve en az hasarla atlatır, atlatacaktır.
Değerli milletvekilleri, 65 yaş üzeri ve 20 yaş altı kişilere sokağa çıkma yasağı geldi. Peki, 20 ve 65 yaş arası vatandaşlara corona virüsü bulaşmıyor mu, neden onlar dışarıda kalsın?
Aslında keşke, bugünlere kalmadan, kahramanca ve fedakârca çalışan sağlık emekçilerimiz için burada, sağlıkta şiddet yasasını çıkarmış olsaydık. Keşke, bu af teklifi bugünlere kalmasaydı da gönül isterdi ki salgın günlerinde çalışmak zorunda olan, bugünlerin asıl kahramanları başta doktorlarımız, sağlık emekçilerimiz, eczane, market, postane, kargo çalışanları ve benzeri emekçiler için çalışmalar yapsaydık. Keşke, bugünlerde dahi çalışmak zorunda olan tüm vatandaşlarımızı evlerine göndererek onların maaşlarının bu süre boyunca verilmesini sağlasaydık. Keşke, işçiler, emekçiler ve esnafımız için her türlü maddi ve manevi önlemi alsaydık ama maalesef bunları konuşmuyoruz.
Bu arada Mecliste çalışan bütün herkese teşekkür etmek istiyorum, bu riskli dönemde görevlerini en iyi şekilde yaparak bizlerle birlikte çalışmaya devam ediyorlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz affa karşı değiliz, ancak nasıl bir af? Bunu konuşmamız gerekiyor. Düşünce suçları, gazeteciler ve topluma kazandırılmasında mahzur olmayan hükümlüler için af çıkarılmasına elbette karşı değiliz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun da dediği gibi bu yasaya vicdan ve adaleti koymak istiyoruz, bu yasaya evrensel hukuk normları hâkim olsun istiyoruz. En kabul gören tanıma göre adalet, başkalarına zarar vermemek ve herkese hakkı olanı vermektir. İşte bu yasa teklifiniz ne adaletli ne de adil, eşit hiç değil. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, yasa teklifi bu hâliyle vicdansızdır, adaletsizdir. Ya bu teklifi hep beraber vicdanlı ve adaletli bir yasaya dönüştürürüz ya da karşınızda bizi yani Cumhuriyet Halk Partisini bulursunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Kaldı ki af, eğer toplumsal barışı sağlamıyorsa, hukuksuzluğu önlemiyorsa, adalete ve hakkaniyete uygun değilse ve vatandaşların tamamının gönlü razı değilse buna af veya infaz düzenlemesi bile demek doğru değildir. Rüşveti yazan gazeteci neden hapse atılıyor, rüşveti alanlar neden bırakılıyor? İnfaz düzenlemesiyle çete liderleri, kadına şiddet gösteren çıkacak ama muhalif gazeteciler cezaevinde kalacak; hırsızlar çıkacak, düşünce suçluları içeride kalacak. Nerede adalet, nerede vicdan, nerede eşitlik?
Yine, bu teklifte muhalif basın yasaklanmak isteniyor, bu teklif içinde özgür medyaya sansür getirilmek isteniyor. İktidar hem gazetecileri tutukluyor hem de gazeteyi tutukluyor. Nasıl mı? Bu yasa teklifi bu şekilde Meclis Genel Kurulundan geçerse Basın İlan Kurumu istediği gazeteyi cezaevlerine ve ilgili kurumlara yasaklayabilecek, sokturmayacak. Bu, haber alma özgürlüğünün gasbıdır. Basın İlan Kurumu zaten sansür ilan kurumu olarak çalışıyor. Bu yanlıştan derhâl dönülmeli ve Genel Kurulda bu madde iptal edilmelidir.
Cezaevlerine bakalım, 2002'de 59.429 mahkûm ve tutuklu varken bu sayı 2020'de 300 bini buldu yani cezaevlerindeki sayı tam 5 kat arttı. Hadi bu af çıktı, 60 bin-70 bin kişi erkenden tahliye oldu diyelim, sonra ne olacak? Sanki bu ülkede adil yargılama, yargı ve yargıç bağımsızlığı varmış gibi bu aftan ne bekliyorsunuz? Cezaevleri kısmen boşalacak, yerlerine muhalifleri mi doldurmayı amaçlıyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, bu af teklifi en başında infaz hâkimliği kurumunu düzenlemekte. Ne acelesi vardı şimdi bunun? Eğer corona salgını nedeniyle bir af şart ise 3 maddeyle bu yasa yapılır ve hatta üzerinde daha iyi tartışılır, daha adil hükümler getirilebilirdi.
"İnfaz yasası" diyorsunuz, içine cezaları artırıcı hükümler koyuyorsunuz; "infaz yasası" diyorsunuz ama içine kaçakçılara kıyak hükümleri koyuyorsunuz. Değerli milletvekilleri, bu teklif vicdanlı ve adil bir teklif değildir.
Mesela birinci bölümün içine bakacak olursak kanun teklifinin 8'inci maddesiyle getirilmek istenilen değişiklikte, hükmün verilmesinden sonraki dönemde seçenek yaptırımının kısa süreli hapse dönmesi ya da şartları varsa başka seçenek yaptırımına dönüşmesinde karar merciinin, kararı veren mahkeme yerine infaz hâkimliğine olarak hükme bağlanması hatalıdır. Burada faili yargılayan ve onunla yüz yüze temas eden mahkeme yerine, yetkinin infaz hâkimliğine devri yargılamaya hâkim olması gereken yüz yüzelik ilkesine uygun değildir.
Yine, kanun teklifinin 13'üncü maddesiyle Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinde yer alan hürriyeti bağlayıcı cezaların alt ve üst sınırları değiştirilmek istenmektedir. Bu belirlemelerin yapılmasında çok titiz davranılmalıdır. Bilimsel inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmemelidir. Oysa bu madde için ne titizlik gösterilmiş ne de gerekli uzman incelemelerine başvurulmuştur.
Yine, kanun teklifinin 16'ncı maddesi hakkında mahkûmiyet hükmü verilen ve kanun yoluna başvuran sanıkla ilgili olarak sanığın adli kontrol hükümlerini ihlal etmesi hâlinde kararı veren mahkeme, dosyadan elini çektikten sonra UYAP kayıtlarını inceleyerek tutuklama kararı verebilecektir. Bu hüküm "Mahkemelerin karar verdikten sonra elini dava dosyasından çekmesi" hükmüne açıkça aykırıdır. Dosya, fiziken kanun yolundayken UYAP üzerinden her nasılsa mahkeme, öğrenip inceleme yapacak, tutuklama gibi istisna olması gereken bir tedbiri vererek kişinin özgürlüğünden mahrum bırakılmasını sağlayacaktır; bu da adil ve hukuki değildir.
Yine, kanun teklifinin 25'inci maddesinde getirilen değişiklikle cezaevlerine alkol sokmak, alkol bulundurmak veya kullanmak fiillerine hücre cezası öngörülmektedir. Hücre cezası, cezaevleri için öngörülen en ağır disiplin cezasıdır. Alkolle ilgili fiillere bir disiplin cezası getirilebilir, belki de getirilmelidir ama buna hücre cezası gibi en ağır disiplin cezası istemek adil ve hukuki sayılamaz. Alkol fiillerinin kurum araç ve gereçlerine zarar verme, tünel kazmaya teşebbüs, firar etmeye teşebbüs, isyana teşvik ve isyan, kasten yaralama, çıkar sağlamak, şiddet kullanmak, rüşvet gibi eylemlerle bir tutulması son derece yanlış, son derece ağır ve adil olmayan bir hüküm olmuştur. Bu hükümde eylem ile verilecek ceza arasında denge kurulması zorunludur.
Değerli milletvekilleri, burada 300 bin kişiyi ilgilendiren bir af düzenlemesini görüşüyoruz. Sadece içeride olan 300 bin kişiyi değil, bunların ailelerini -ama hiç burada konuşmadığımız- bu suçların mağdurlarını etkileyecek bir düzenleme yapmaya çalışıyoruz. Evet, bu teklifte bazı suçlar için koşullu salıverme var, güzel ama teklifte tutuklular yok. Nerede tutuklular? Tutuklular insan değil mi? Basın emekçileri yok. Adamlar sadece anayasal olarak vatandaşı bilgilendirme haklarını kullandıkları için cezaevindeler ama bu teklifin hiçbir yerinde yoklar. Düşünce suçluları hiç yok. Zaten, size göre "siyasal suç" diye bir kavram da yok ama bunun yanında, çek de yok. Ne var? Kayırma var. Ne var? Ayrımcılık var. Ne var? "Ben yaparım, olur." mantığı var.
Bakın, on sekiz saat, yemek molaları dışında, aralıksız çalışan Adalet Komisyonunda verilen onlarca, yüzlerce teklifte -500 sayfalık tutanaklara bakın- hiç mi mantıklı bir teklifimiz yoktu, hiç mi doğru söylediğimiz bir şey yoktu? Ama dinleyen yok. Niye? "Ben yaparım, olur." Niye? "Ben iktidarım." Niye? "İşte ben öyle istedim." Öyle değil arkadaşlar, öyle değil.
Bakın, bu kanunda adalet yok, adalet; eşitlik yok, hakkaniyet yok, vicdan yok. Sayın Cumhurbaşkanının da dediği gibi, devlet, önce devlet aleyhine işlenen suçları affetmeyi veya infaz yasasına tabi tutmayı düşünmeli. Siz, neden, vatandaş aleyhine olan suçları bu kanun teklifi kapsamına koyuyorsunuz da devlet aleyhine işlenen suçları hiç düşünmüyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Tamam, teröre bulaşan, insan öldüren, devlet aleyhine 15 Temmuz gibi alçak ve hain bir darbeyi yapanlar bu kanun teklifi kapsamında elbette olmasın, elbette olmayacak ama "Bir 'tweet' attı." diye içeride olan insanların yerine de lütfen kendinizi koyun.
Son söz: Teklif sahiplerine seslenmek istiyorum. Eğer bu teklife vicdan ve adaleti eklemezseniz tarih ve halkımız sizi asla affetmeyecektir.
Kuruluşunun 100'üncü yılında yüce Meclisi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)