GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:09.04.2020

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Size bir iki ifade okuyacağım şimdi: "Oluk oluk kan akıtıp altında duş alacağım." diyen bir şahıs vardı, hatırlıyor musunuz? (HDP sıralarından "Evet." sesleri) O şahıs cezaevi görmedi. O şahsı lütfen sorguya çağırdınız, yanında yüzlerce arabayla beraber gitti ifade verdi ve geziyor. Milletin yarısını tehdit etti, ölümle tehdit etti, kan akıtmayla tehdit etti; cezaevi görmedi, herhâlde hakkındaki soruşturma da akamete uğramıştır.

İkinci bir ifade daha okuyacağım: "Senin kanını akıtır sana içiririm. Umarım ne kadar ciddi olduğumu anlarsın, yoksa seni paramparça ederim. Öldüreceğim kişiye önceden haber veririm." Bu da İstanbul'u sizin elinizden alan, Türkiye'deki demokrasi güçlerinin göz bebeği Ekrem İmamoğlu'na bundan on üç gün önce gönderilmiş bir e-mail. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Değerli arkadaşlarım, lütfen, hatibi dinleyelim.

Genel Kurula hitap edin Sayın Aydoğan.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Bu e-mail dolayısıyla on üç gün boyunca Cumhuriyet savcılığı ve sizin Bakanlığınız doğru düzgün bir işlem yapamadı. Ne zamanki basına yansıdı, o zaman kerhen "Bu adamı bulduk." dediniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Bunu niye söylüyorum? Bunu, şimdi daha çok kızacağınız bir şey söyleyeceğim, onun için söylüyorum: Majestelerinin yargısı budur işte. Siz, majestelerinin yargısının yapmış olduğu bataklığı kurutmak yerine bataklıktaki sineklerin bir kısmını öldürmekle uğraşıyorsunuz. Bu yasanın özeti budur. Bu yasa, Anayasa'nın 10'uncu maddesine aykırıdır, Anayasa'nın 10'uncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır, Anayasa'nın 87'nci maddesine aykırıdır.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hep aynı şeyleri söylüyorsunuz.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Bizi burada, toplumun önünde bir Anayasa ihlaline kasıtlı olarak itiyorsunuz. Üstelik, getirdiğiniz yasa bu toplumda barış sağlayacak, adalet sağlayacak bir yasa değil. Bu tip yasalar ne için yapılır? Böyle, ekonomisi bozuk, siyaseti bozuk, idaresi bozuk ve yargı düzeni bozuk olan ülkelerde yaratılmış olan adaletsizliğin telafi edilmesi için yaratılır. Dünyanın demokrasisi gelişmiş ülkelerinde hiç gördünüz mü infaz rejiminin değiştirildiğini, "kısmi af" falan filan adı altında yaratılan sorunların telafi edildiğini? Görmediniz; görüp söyleyemezsiniz, buraya çıkıp söyleyemezsiniz.

Sizin yarattığınız sorunların telafisiyle ilgili yola çıktık biz. Aylarca, yıllarca sizi davet etti Grup Başkan Vekilimiz Özgür Özel, Meclis kapanmadan sizi buraya dört dörtlük bir af yasası, infaz yasası yapmaya davet etti. Neredeydiniz? Yıllarca yattınız, kılınız kıpırdamadı. Milliyetçi Hareket Partisinin -bence hiç katılacak bir yanı yok- 2-3 maddelik getirdiği bir infaz rejimiyle ilgili teklif vardı, sonra geri çekildi. Onunla ilgili -Allah sağlık versin inşallah, şimdi hastanede Feti Yıldız, acil şifa diliyorum- Feti Yıldız Komisyona gelip "Bu ne olacak?" dediğinde, Komisyon Başkanı "Biz, bütün partilerin uzlaşacağı bir infaz rejimi yapacağız." dedi. Çok doğruydu bu. Bu mu sizin uzlaşınız? Bu mu sizin uzlaşınız? Gazetecileri kapsam dışında bırakacaksınız...

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - 22 gazeteci kimmiş?

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - ...seçilmiş belediye başkanlarını kapsam dışında bırakacaksınız, yazanları çizenleri kapsam dışında bırakacaksınız, fikir söyleyenleri kapsam dışında bırakacaksınız, FETÖ'nün bir numaralı finansörü sarayın uçağında gezecek, Kara Harp Okulunda okuyan gariban çocuklara otuz yıl ceza vereceksiniz ve burada kapsam dışı bırakacaksınız. Yazan çizen herkese 220'nci maddeyle, 314 göndermesiyle ceza vereceksiniz, size aykırı düşünen herkes terörist olacak, Ceza Kanunu'nda doğru düzgün bir terör tarifi yapmayacaksınız, sonra bizim önümüze geleceksiniz, devleti soyanları, bir şekilde peşkeş çekenleri kurtarmak için yaptığınız yasayı da bu topluma "barış yasası" diye sunacaksınız. O soyguncuları yazan gazeteciyi içeri attınız, henüz kitabı çıkmadan attınız. Cenin hâlinde düşünce cezalandırdınız siz. Siz, artık, bir baskı iktidarı hâline geldiniz. Kendi mağrurluğunuzdan dolayı, bu Mecliste anayasal olarak, Meclisin beşte 3 çoğunluğuyla çıkması gereken bir yasayı, burnu büyüklük yapıyorsunuz, iki parti bir arada "İstediğimiz şekilde çıkarırız." diyorsunuz. Millet izliyor.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Anayasa Mahkemesi izliyor.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Anayasa Mahkemesine gerek yok; hukukçusunuz, Anayasa'yı siz daha iyi yorumlayacaksınız benim gibi.

Daha önce çıkarılmış olan "Rahşan yasası" dediğiniz yasanın da adı "şartlı tahliye yasası"ydı ama öyle yorumlanmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Aydoğan.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Burada oyun yapıyorsunuz, bir kısım insanlara özel af çıkarıyorsunuz, Mecliste herkesi buna mecbur sayıyorsunuz.

BURHAN ÇAKIR (Erzincan) - Oyunu siz yapıyorsunuz, siz. Oyun sizin işiniz.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Şimdi, majestelerinin hâkimlerini suçluyorsunuz "infaz hâkimliği" adı altında. Doğru, infaz hâkimliği güzel bir şey ama geniş yetkileri itibarıyla ne yapacağı belli olmayan majestelerinin hâkimini yarattınız. O majestelerinin hâkimleri neler yaptı, biliyor musunuz? Sulh ceza hâkimleri FETÖ borsasının kurbanı oldu. Burada "maklubeye kaşık sallayanlar" diye siz tartıştınız onların durumunu. Osman Kavala'yı tahliye eden mahkemenin hâkimini aylarca, yıllarca istediğiniz şekilde karar verdi diye orada tuttunuz, tahliye kararı verildiğinde de Sayın Cumhurbaşkanı çıktı, dedi ki: "Tahliye kararı vermeye kalktı." Mahkemenin verilmiş bir kararına "vermeye kalktı" diyen bir irade, Anayasa'daki bütün erkler ayrılığını yoka sayan iradedir, tek adam iradesidir ama bilin ki toplum önünde artık azınlıktasınız. Baskınız artsa da toplum sizi görüyor, gereğini yapacaktır.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)