GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:09.04.2020

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, bu yasa teklifi evrensel hukuk normları, insan hakları ve demokratik kriterlerle uyuşmamaktadır. Özellikle hasta, yaşlı, çocuklu tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmelerini veya infazlarının ertelenmesini de kapsamayan bu teklifle insanlık suçu işlenecektir. Bu teklif, iktidarın düşman hukukunun bir dışa vurumudur; iktidarın, kendisine muhalif olanlara yaşam hakkı tanımamasıdır. Ayrıca, iktidara bağımlı olan yargının cezaevlerine doldurduğu siyasi tutuklu ve hükümlülerin, muhaliflerin bu düzenlemeden faydalandırılmaması evrensel hukuk kurallarına, AİHM ve AYM içtihatlarına da uygun değildir. Bu düzenleme bir özel af niteliği taşımaktadır ve eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bu düzenlemenin ne hukukla ne de mantıkla açıklanabilecek bir gerekçesi yoktur. "Muhalifseniz yasa önünde eşit değilsiniz" diyor iktidar.

Bilindiği gibi insanlar, Türkiye'de, daha iddianamesi bile hazırlanmamış bir şekilde uzun süre cezaevlerinde tutuklu kalabiliyor. Hiçbir gerekçe olmadan yapılan tutuklamalar başlı başına yargı uygulamasında bir ihlaldir. Bunlara yönelik bir düzenleme yapılmaması ağır bir insanlık suçudur. Özellikle gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler kısaca bütün siyasi tutuklular; demokratik rejimlerde ceza hukukunun varlık nedeni bile sayılmazlar. Bu suçlu yelpazesi ancak antidemokratik siyasal rejimlerde görülür. Bu nedenle, af ancak siyasi mahpuslar için mümkündür. Çünkü zaten demokratik hukuk devletlerinde düşünce suçuna yer yoktur. TMK ve TCK'nin uygulamaları yakın geçmişte çok sayıda düşünce suçu yarattı. TMK, anayasal dayanaktan yoksun olarak uluslararası sözleşmelere aykırıdır. İnsanlar, siyasal iktidar ya da resmî görüş tarafından benimsenmeyen düşünceleri açıkladığı için tutuklanabiliyor. Bazı davalar var ki AKP iktidarı dışında dava konusu bile yapılmaz. Buna karşılık, insan canına ve ırzına yönelik failler her yerde ve her çağda suç teşkil eder. Bunları af kapsamına almak, siyasi mahkumları af kapsamı dışında tutmak insanlık suçudur. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam hakları devletin ve iktidarın güvencesi altındadır. İktidar tarafından getirilen bu düzenlemeyle ortaya çıkmıştır ki iktidar, yaşam ve sağlık hakkı bağlamında sadece kendisine yakın kesimlere af getirmeye çalışmaktadır ancak bu bir hak gasbıdır. Sadece düşünceleri, muhalif duruşları nedeniyle tutuklu veya hükümlü bulunan siyasiler geçmiş dönem milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, akademisyenler, sosyal medya paylaşımlarıyla düşünce ve ifade özgürlüğü hakkını kullanmış olan yurttaşlar, öğrenciler bu düzenlemenin kapsamı dışında tutulmaktadır. İktidar, kendisine muhalif olanların yaşam hakkını hiçe saymaktadır. Bu düzenleme ve Covid-19, bu büyük haksızlığın giderilmesi için bir vesile olabilirdi ancak tam da bunun aksi yapılıyor. Gerçek suçlu özneleri salıvermek için gayret sarf ediyorsunuz. Böyle bir ayrımcı düzenlemeyle bir kez daha Anayasa'yı, İnfaz Yasası'nı ihlal ediyorsunuz.

Devlet, yurttaşlar arasında ayrım yapmaksızın herkesin yaşam hakkından sorumludur. Mahpuslar da Covid-19 salgınında devlet sorumluluğu ve yükümlülüğü altındadır. Gelin, cezaevleri toplu katliam eşiğine gelmeden ön yargılardan, düşmanca bir tutumdan vazgeçerek nesnel, adil ve eşit bir düzenleme yapalım.

Öte yandan, hapishane koşullarından kaynaklı sağlık problemleri yaşayan mahpuslar Covid-19 tehdidi altındadır. Özellikle cezaevinde bulunan ağır hasta mahpusların yüksek risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak infazlarının ertelenmesi, tutuklu olanların serbest bırakılması gerekmektedir. Acilen bir önlem alınmaz ve tahliyeler sağlanmazsa toplumda umulmadık yeni yaralar açılacaktır.

Sonuç olarak, muhalefeti hiçe sayarak bildiğini okuma yaklaşımından vazgeçin. Bu durum da gösteriyor ki iktidar muhalefete karşı keyfî bir davranış sergilemektedir. Bu keyfî davranış öyle bir noktaya varmış ki bütün hukuk normları kendi keyfî tutumlarına göre okunmakta. Teklifin bu hâliyle Genel Kuruldan geçmesi etik dışı bir tutumdur. Bu bir kesimi kayırma mantığıdır ki zaten var olan meşruiyet sorununuzu daha da derinleştirir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Toğrul.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Tamamlıyorum.

Diğer yandan, 7'nci maddeye ilişkin olarak ise istisnai olan ve infaz hâkimliği ile ağır ceza mahkemelerinin verdiği keyfî kararların önüne geçilmesini kısmi de olsa sağlayan kanun yararına bozma yolunun kapatılmasının kabul edilemez olduğunu bir kez daha burada ifade etmek istiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)