| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 09.04.2020 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 8'inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, buradaki ihtiyaç neden hasıl olmuştur önce onu ifade etmek istiyoruz. Avrupa Konseyine üye olan ülkeler arasında ceza infaz sistemleriyle alakalı yapılmış olan incelemede -ki bu inceleme ilginç bir incelemedir, Türkiye de var bu incelemenin içerisinde- cezaevlerinde 100 bin kişiye düşen tutuklu ve hükümlü sayısı açısından Avrupa ülkelerindeki ortalama rakam 125 değerli arkadaşlarım. Türkiye bu konuda 2'nci sırada, Türkiye'yi geçen bir tek ülke var, o da Rusya. 100 bin kişiye düşen tutuklu ve hükümlü sayısı açısından Rusya'da 389 hükümlü var ama aynı şekilde Türkiye'yle alakalı bir değerlendirme yaparsak Türkiye'de ise 329 hükümlü var değerli arkadaşlarım. Cezaevleri ve tutukevlerimiz ne yazık ki yüzde 25 kapasitenin üzerine çıkmış doluluk oranı açısından, 200 binli rakamlardan 300 binli rakamlara doğru ulaşmıştır.
Yine, aynı şekilde Avrupa'daki ceza infaz memurlarıyla alakalı değerlendirmede ise bir Avrupa ülkesinde 1 ceza infaz memuruna ortalama 1,6 tutuklu düşüyorken Türkiye'de 4,6'yla alakalı bir rakam var değerli arkadaşlarım. Bunun haricinde, çok geriye gitmeye gerek yok, 2009'da yani bundan on yıl öncesine kadar aynı rakam Türkiye'de 100 bin kişiye 161 rakamı düşüyorken, değerli arkadaşlarım, bu gelinen tabloda 100 bin kişiye 329 rakamı düşmektedir. Bu şu demektir: Demek ki ceza infaz sistemiyle alakalı Türkiye bu anlamda sınıfta kalmıştır, sık sık çıkartılan aflarla, bu şekilde Parlamentoya getirilen düzenlemelerle, cezaevlerini boşaltma gerekçesiyle bu infaz sistemiyle alakalı ne yazık ki gerekenleri yapamıyoruz değerli arkadaşlarım.
Bir temel argümanda ayrışıyoruz. Bu temel argüman nedir? Bizim sözcülerimiz buraya çıktığı zaman bu düzenlemenin af olduğunu ileri sürüyorlar ama sizler bunun infaz indirimiyle alakalı olduğunu iddia ediyorsunuz. Bu konuda Türk Ceza Kanunu'nun 65'inci maddesinin (1)'inci fıkrası genel affı, (2)'nci fıkrası özel affı ortaya koyuyor. Özel afta özellikle açık bir şekilde ifade ediyor, ne diyor? İnfaz süresiyle alakalı kısaltmaları ve infazın tamamıyla ortadan kaldırılmasını özel af kapsamına alıyor değerli arkadaşlarım. Bu neden önemli? Bunları niye zapta geçiyoruz dinlemeyeceğimizi bildiğimiz hâlde? Anayasa'nın 87'nci maddesindeki 5/3 çoğunlukla tasarruf nisabının en azından bu şekilde, 360 rakamıyla alakalı bir düzenlemeyle olması gerekir değerli arkadaşlar. Bu konuda bir yol ayrımına gidiyoruz.
Sevgili milletvekilleri, bakın, bu ülkede af ilk defa çıkmıyor. Afla alakalı düzenlemelere baktığınız zaman 1950'de Demokrat Parti seçimi kazandığı zaman, iktidara ilk geldiği zaman bir genel af çıkarıyor. Başka ülkelerde de bu şekilde düzenlemeler var. Fransa'da bir gelenek hâline gelmiş, her cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra bu şekilde aflar ortaya konuluyor; ama bu af çıkarılıyorken prematüre yani doğuyorken sakat olmuyor yani infazda eşitlikle, adaletle alakalı temel kuralları ortaya koyuyorlar. Bu konuda ne yazık ki bir problemle karşı karşıyayız.
Bize ilk sordukları zaman "Bu şekilde ne düşünüyorsunuz?" diye, öncelikle "terör" tanımını bir kere yapmamız gerekiyor. Şiddet ile silah kullanan ile 15 Temmuz akşamı bu Parlamentoyu bombalayanlar ile düşünce suçları arasındaki o ince çizgiyi iyi hesap etmemiz gerekiyordu. Bu konuda AKP Grubundan veya bu kanun teklifini Parlamentoya getirenlerden bir düzenleme yapması şeklinde iyimserlik içerisinde değiliz. Yarın bir gün tarihe not düşmesi açısından bu Parlamento kürsülerinde bunları konuşuyoruz değerli arkadaşlarım.
Kanun maddesiyle alakalı da eğer bir şeyler söylememiz gerekirse 8'inci maddeyle alakalı düzenlemede -biraz önce milletvekili arkadaşımız da aynı şeyleri söyledi- kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalarla alakalı, seçenek yaptırımlarla alakalı düzenlemelerde bir başka şey getiriyorsunuz, infaz hâkiminin önüne getiriyorsunuz seçenek olarak. Bunu kabul etmek mümkün değil. Muhalefet şerhimizde de açık bir şekilde ifade ettik arkadaşlar. Bu en azından yüz yüzelik ilkesiyle aykırılık açıkça teşkil etmekte. Yani hükmü veren mahkemenin hâkiminin önünde bu şekilde bir düzenleme olması gerekirken sizin bunu göz ardı ederek başka türlü bir düzenleme yapmanızı bir anlamda hukukun evrensel ilkeleriyle, genel kurallarla, eşitlikle, adaletle, hakla hukukla bunu anlatmanız mümkün olmaz.
Sevgili arkadaşlarımız, şu var: Bunu bir kanun hükmü açısından getirebilirsiniz, kanuni olarak da bunun gereğini sağlayabilirsiniz yani kanuni olabilir ama hukuka uygun olur mu olmaz mı, onu vicdanlarımızda, onu adalette, onu Türkiye Büyük Millet Meclisinde tartışacağız.
Bakın, bunu anlatalım diyorken bugün buraya Cumhuriyet gazetesini getirdim. Bakın, burada Cumhuriyet gazetesinin bir manşeti var değerli arkadaşlarım. Bugün çok çarpıcı bir manşeti kendisi, Cumhuriyet gazetesi olarak ileri sürmüş, demiş ki: "Af iktidarın iyi çocuklarına." Bundan daha çarpıcı olarak bu teklif anlatılamazdı değerli arkadaşlarım. Yani bu afta düşünce suçu açıkladı diye, "tweet" attı diye, bununla alakalı haber yaptı diye insanlarla alakalı, gazetecilerle alakalı düzenlemeler getiriyorsunuz. Bunun haricinde en alakasız bir suç mekanizması hâline dönüşmüş kişileri kalkıp sokaklara, dışarıya bırakıyorsunuz. Yani, biz terör suçuyla alakalı baştan beri de ifade ediyoruz, çıkan arkadaşlarımız da ısrarla bunu söylüyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bayraktutan.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, 15 Temmuz akşamı bu Parlamentoya gelen ilk milletvekillerinden biriyim, hatta ilk üç milletvekilinden biriyim. O gece, Mustafa Kemal'in en büyük emanetim dediği bu Parlamentoyu bombaladılar, utanmadan bombaladılar hem de. O gece, bu Parlamentoyu bombalayan kişilerle alakalı bu Parlamentoda bir kişinin ağzından bile "Affedelim." diye bir sözcük çıkamaz ama bir düşman ceza hukuku saikiyle bu terör tanımını yapıyorken sadece "tweet" attı diye, sadece düşüncelerini ifade etti diye, size muhalif olabilir, hoşunuza gitmeyebilir, sadece gazetede yazdı diye insanları terör yaftalamasıyla, terör suçlamasıyla koyup bombalayanlarla, silah kullananlarla, tehdit edenlerle, cebir ve şiddet kullananlarla aynı havuzun, aynı sarmalın içiresine atarsanız bu silah gelir bir gün size de döner.
Bu tarihî uyarıyı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yapmaktan bir kere daha Mustafa Kemal'in Parlamentosunda onur duyuyor, yüce Parlamentoyu ve siz değerli milletvekillerini saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)