| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 10.04.2020 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu selamlıyorum.
Şimdi, Pir Sultan'ın güzel bir sözü var, diyor ki: "Bozuk düzende sağlam çark olmaz." Sanki geçmişten bugüne, bugünün Türkiyesine ve AKP düzenine sesleniyor gibi. Bugün Türkiye'de niye düzen bozuk diye baktığımız zaman ya da bugün Türkiye'deki bozuk düzenin göstergeleri ne diye baktığımız zaman çok çarpıcı bir iki şey söyleyebiliriz. En basitinden en ağırına kadar, birinci olarak Anayasa askıya alınmış, temel hak ve özgürlükler kısıtlanmış, fikir ve düşünce özgürlüğü keyfî gerekçelerle yasaklanıyor. Bir ülkede demokrasinin ne kadar gelişkin olduğunu anlamak için nereye bakarız? O ülkenin cezaevlerine bakarız. Cezaevleri, o ülkenin demokrasi kalitesini, demokrasiye duyarlılığını açık ve net bir şekilde ortaya koyar. Peki, Türkiye'deki cezaevlerine baktığımızda ne görüyoruz? Örneğin birkaç sayı söyleyelim: 2002 yılında siz iktidara geldiğinizde cezaevlerinde 59.429 kişi vardı, 2019 yılında bu sayı 282 bin kişiyi buldu. 2020 yılının ilk üç ayını da eklediğimizde şu anda cezaevlerinde yaklaşık 300 bin kişi var. Peki, bu kadar suçluyu nereden buldunuz? Bu kadar suçlu nasıl ve nereden geldi? Çok açık ve net: AKP iktidarının kendisi aslında suç üreten bir iktidardır. Yarattığı toplumsal tahribatla, yarattığı haksızlıklarla sürekli toplumda suç oranının artmasına neden oluyor değerli arkadaşlar. Çünkü adaletsizlik, adaletsiz bir yönetim var, çünkü adaletsiz bir yaklaşım var ve en önemlisi bugün gelir eşitsizliği gittikçe derinleşmiş, sosyal ve sınıfsal katmanlaşma gittikçe artmış durumda. Adaletsizlik neyi besliyor? Toplumun kendi adalet arayışını besliyor ve insanlar kendi adaletini kendisi yerine getirmek istiyor.
Peki, başka neyi görürüz cezaevlerine yakından baktığımızda? Aslında, AKP'nin fikrini beğenmediği akademisyeni, yandaş yapamadığı gazeteciyi ve sandıkta yenemediği siyasetçiyi yargıyı araçsallaştırarak cezaevine koyup bertaraf ettiğini açık ve net bir şekilde görebiliriz değerli arkadaşlar. Başka neyi görebiliriz? Yakından baktığımız zaman suçluluk, suça sürüklenme yaşının gittikçe düştüğünü görebiliriz ve çocuk suçluların ya da "suçlu çocuk" denen çocukların ıslah adı altında bir yıkımdan geçtikten sonra yeniden toplumun içerisine bırakıldığını görebiliriz değerli arkadaşlar.
Bütün bunlara baktığımız zaman neyi ifade etmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar? Bunların her birisinin aslında yaratılan toplumsal tahribat, yaratılan ekonomik yıkım ve yandaşlara yönelik yapılan yaklaşımların sonucu olduğunu söyleyebiliriz.
Şimdi, AKP yandaşlarını bırakıyor. Her zaman, her yerde, herkes için suç olan gasp, hırsızlık, kasten yaralama gibi suçları affedip bunun yerine, bununla beraber kimi cezaevinde bırakıyor? 10 bin siyasi tutsağı cezaevinde bırakıyor. 840 bebekli ve çocuklu anneyi, 2.500 çocuk mahpusu, 457'si hasta 1.333 hasta tutsağı da cezaevinde bırakıyor. Başka kimi cezaevinde bırakıyor AKP? Osman Kavala'yı, Ahmet Altan'ı, Selahattin Demirtaş'ı, Figen Yüksekdağ'ı, Gültan Kışanak'ı cezaevinde tutuyor ve onların yerine, demin saydığım suçlardan yatan kişileri dışarı bırakıyor. Demin söylendi ya "Siz kendi yandaşlarınıza..." Evet, bizim yandaşlarımız, işte, Selahattin Demirtaş bizim yandaşımız ya da biz Selahattin Demirtaş'ın yandaşıyız, Figen Yüksekdağ'ın yandaşıyız ve bu insanları içeride ölümle baş başa bırakmanızı kabul etmiyoruz değerli arkadaşlar.
Bakın, AKP sadece cezaevine koyarak yetinmiyor, muhalifleri cezaevine koymakla yetinmiyor. Şimdi, cezaevi içinde cezaevi inşa ediyor. Düşman hukukunu, düşman ceza hukukunu, düşman infaz hukukuyla tamamlamak istiyor. Her yasanın bir ruhu, bir arka planı vardır. Bu yasanın arka planında ne var değerli arkadaşlar? Bu yasanın arka planında 12 Eylül cuntacılarının ruhu var; Kenan Evren'in ruhu, bugün, AKP'nin teklifinin bütününe sirayet etmiş durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Teşekkür ederim.
Ve bize, bu teklifi, yeni bir şeymiş gibi dayatmaya çalışıyor. Bu teklif yasalaşırsa ne olacak? Bu teklif yasalaşırsa cezaevleri tıpkı Nazilerin toplama kampı gibi toplama kampı olacak ve cezaevindeki siyasi mahpuslar da esir muamelesi görecek değerli arkadaşlar. Yaşamın her anını disipline edecekler, tıbbileştirecekler ve mahpusların insan onuruna yakışmayan her tutum karşısındaki protesto haklarını, direnme haklarını yok edecekler. Bundan dolayı onlara ceza verecekler ve onların aslında infazlarını yakacaklar ya da erteleyecekler. Şimdi, Kürt ve muhalif düşmanlığınız, HDP korkunuz, yandaş bakışınız bu ülkeyi uçuruma götürüyor. Çoğunluk gücüne yaslanan AKP'ye şöyle diyoruz: Ayarını bozduğunuz kantar gün gelir sizi de tartar.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)