GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:81
Tarih:10.04.2020

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, tüm dünyayı derinden etkileyen Covid-19 salgını sebebiyle yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet dilerken tedavileri sürenlere de acil şifalar diliyorum.

Bugün coronanın arkasına sığınarak getirdiğiniz bir infaz teklifini görüşüyoruz. Ne hukuka ne vicdanlara sığıyor ve yaman çelişkilerle dolu olan bir teklif ne yazık ki. İki madde yönünden zararlarından bahsedeceğim size.

Birincisi, 48'inci madde. Biliyorsunuz, bu maddeyle koşullu salıverilme oranı 2/3'ten 1/2'ye düşürülüyor, bazı suçlarsa istisna tutulmuş ama kasten yaralama suçu bu istisnalar arasında değil yani infaz indiriminden yararlanacak. O zaman, soru şu değerli arkadaşlar: Bu şekilde, kasten yaralamanın eşe karşı işlenmesi hâlinde kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmış olmuyor musunuz? Hani sizin kırmızı çizginiz nerede kaldı? Biliyorsunuz, Ceza Kanunu'nda "kadına yönelik şiddet" şeklinde ayrı bir suç kategorisi bulunmuyor. O yüzden, diyoruz ki: Yaralama suçunun üstsoya, altsoya, eşe ya da kardeşe işlenmesi hâli de istisna kapsamına alınmalıdır, infaz indiriminden yararlandırılmamalıdır değerli arkadaşlar. Bu kanun bu şekilde yürürlüğe girerse, eşine şiddet uygulayanlar, onları tehdit edenler daha az hapiste kalarak salıverilecekler çünkü. Biz bu duruma göz mü yumacağız peki? Bu şekilde infaz indirimi yapılmasını biz kabul etmiyoruz değerli arkadaşlar.

Biz "İstanbul Sözleşmesi'ni özümseyin, 6284'ü uygulayın, kadınlar yaşasın." derken siz kadına yönelik şiddet faillerinin infazını azaltıyorsunuz. Biz "İyi hâl ve haksız tahrik indirimleri şiddet davalarında uygulanmasın." diyoruz, siz bu paketle hükümlüleri evlerine gönderiyorsunuz. Kusura bakmayın ama gerçekten samimi olsaydınız eşe karşı yaralama suçunu da istisna kapsamına alabilirdiniz, kadına yönelik şiddet suçunu Ceza Kanunu'nda ayrı bir suç olarak düzenleyebilirdiniz. Hadi bakalım hodri meydan, gelin bunu yapalım diyoruz. "Eşini yaralayan, tehdit eden daha rahat çıksın hapisten. Nasıl olsa 'Kadınları koruyoruz.' diye reklamını yaparız, bunu unuttururuz." diyorsunuz ama kadınlar bunu unutmayacak değerli arkadaşlar, siz de bunu hatırlayın lütfen.

Şimdi, ikinci noktaysa teklifin 53'üncü maddesi. Açık cezaevindeki birçok hükümlünün salgın sebebiyle izinli sayılacağı düzenleniyor ve bu süre sekiz aya kadar da uzayabilecek. Şimdi, biz diyoruz ki: İzinli sayılma hükmü tüm suçları kapsamamalı. Özellikle de sizin sürekli "kırmızı çizgimiz" diye söylediğiniz cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar bu kapsamdan çıksın diyoruz. Hani sizin kırmızı çizginiz diyorum. Şimdi, bu düzenlemelerle açık cezaevine geçmeye hak kazanacak binlerce şiddet ve cinsel suç faili evlerine geri dönecek arkadaşlar.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Dönemez, dönemez.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bunu yadsıyabilir misiniz? Şimdi, bakın, açık cezaevindeki izin hakkını kullanarak dışarı çıkan, ardından kadınları öldüren yüzlerce mahkûm var. Hatırlayın diyeceğim ama hiç birimiz zaten Ordu'daki Ceren Özdemir'i ve onun cani katilini unutmadık. Yani biz unutmadık, herhâlde siz unuttunuz, anladığım bu.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Onlar çıkmıyor ya, onlar çıkmıyor ya.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - İşte o vahşet ve o caninin yaptıkları bu serbestliğin bedelidir. Buradan "Onlar çıkmıyor." diyorsunuz ama hukukçular gelsin buradan bana açıklasın. Madde 53; cinsel dokunulmazlığa karşı suçları işleyenler açık cezaevinden çıkıp evlerine gönderiliyor mu gönderilmiyor mu? Gelin buradan açıklayın. (CHP sıralarından alkışlar)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Açıkladık, anlamamışsın ki. Çok basit.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Değerli vekiller, bakın, bir düşünün, sizin çocuğunuza, eşinize tacizde bulunacak kişiyi affetseler siz ne düşünürsünüz, ne hissedersiniz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Şimdi, bir başka şey daha var: Bu Ceren'in katilleri hukukun işlemediği bir sistemde hep çok rahat olacaklar. Ne yazık ki bu düzenlemelerle de aramızda olacaklar, belki de yeni Cerenler olacak. O yüzden bunlara ortak olmayın, buna izin vermeyin diyorum.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Aysu Hanım, kanunu oku kanunu. Teklifi okumamışsın Aysu Hanım. Yazık oldu be! Keşke okuyup gelseydin, keşke.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) -Çok iyi okudum bir hukukçu olarak. Umarım buradan açıklarsınız.

Şimdi bir başka şey söyleyeyim. Şimdi şöyle bir şey daha görüyoruz böyle durumlarda: Kadınlar failleriyle tekrar karşı karşıya kalacaklar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Bu salıvermeler sonucunda kadınlar tekrar karşı karşıya kalacaklar failleriyle ve intikam refleksini oldukça güçlendiren bir durum. Hatta şimdiden hapishanelerden tehditler gelmeye başladı bile. Bu anlamda da İstanbul Sözleşmesi'nin 56'ncı maddesindeki tedbirlerin uygulanması gerekiyor.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Hangi hapishaneden geldiyse tehdit, suç o, hemen şikâyet edin onları. Suç, suç. Tehdit etmek suçtur. Kim yapıyorsa suç işliyor.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Sakın coronayı mazeret olarak göstermeyin. Belki reklamını farklı şekilde yapıyor olabilirsiniz ama bu maddeye "evet" diyecek olanları biz kadınlar, hukukun üstünlüğüne inanan ve vicdan sahibi olan hiçbir yurttaş affetmeyecektir, asla affetmeyeceğiz.

Teşekkür ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)