GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:81
Tarih:10.04.2020

NURAN İMİR (Şırnak) - Sayın Başkan, Genel Kurulu selamlıyorum.

Şimdi, bir yıldan fazladır yargı paketiniz yani af yasanızla toplumu beklettiniz, oyaladınız ve umutlandırdınız. Peki, karşımıza şimdi ne çıkıyor? Yine, klasik "terör" söylemiyle binlerce tutsağı resmen ölüme terk etme gayretini görüyoruz. "Terör" adı altında sizden olmayan -kim olursa olsun- herkese bir terör damgası yapıştırdınız.

Yıllardır getirdiğiniz torba yasalarla, KHK'lerle uygulamış olduğunuz onlarca hukuksuzluktan, yaptığınız onlarca hak ihlallerinden sonra, kimse sizden tarafsız ve bağımsız bir şekilde davranmanızı tabii ki beklemiyor. Fakat bugün, iktidarlığın, yasanın hatta devletin bile önüne geçen insan yaşamı söz konusu. Bu yüzden, bu infaz yasasında uygulayacağımız eşitlik ilkesi aynı zamanda insanlıkta eşitlik olacak, ölümde değil, yaşamda eşitlik olacak.

Ancak dünyayı saran ve her gün binlerce insanı öldüren, insan yaşamını tehdit eden bu salgın karşısında sizin şartsız, koşulsuz cezaevlerini tahliye etmeniz gerekirken siz bir kanun çıkarıyorsunuz ve cezaevlerinde ne kadar hırsız, gaspçı, istismarcı vesaire varsa affediyorsunuz. Bununla birlikte ne yapıyorsunuz? Seçeni, seçileni, gazetecileri, belediye eş başkanlarını, milletvekillerini, akademisyenleri, öğrencileri ve binlerce insanı bu kapsamın dışında tutuyorsunuz. Bırakmanızdaki amaç nedir, bütün kamuoyu zaten bunu çok iyi biliyor. Peki, sizler bunu ne kadar ahlaki ve vicdani görüyorsunuz? Hangi demokraside düşünce suç sayılmış ya da siyaset yapma suç sayılmış ya da propaganda suç sayılmış? İktidarınızın demokrasi anlayışı bu mudur?

Bakın, kapsam dışı bıraktıklarınızı sadece cezalandırmıyorsunuz, ayrıca ölüme terk ediyorsunuz ve bunu bile bile yapıyorsunuz. Yaşanacak her can kaybından da iktidarınız sorumlu olacaktır. Binlerce tutuklunun henüz iddianameleri bile ortada yok. Bu zalimlik değil midir? Suçsuz oldukları ortaya çıktığında bunun hesabını önce kendinize, sonra 82 milyon yurttaşa nasıl vereceksiniz? Bilinmelidir ki infazda yapılacak en ufak bir ayrım katliamın kendisidir. Yol yakınken bu hatadan dönülmez ise ve tahliyeler sağlanmaz ise toplumda yine umulmadık yeni yaralar açılacaktır ve cezaevindeki mahpuslar, kaldırıldığı düşünülen idam cezasının birer öznesi olacaklardır.

Bugün cezaevlerinde yüzlerce ağır hasta mahpus var. Bağışıklık sistemleri olası Covid-19 virüsünü tolere edecek durumda değildir.

Değerli milletvekilleri, mesela, Şırnak'ta hemen hemen her aileden 1 ferdin cezaevinde olduğunu biliyor musunuz? Bu, bir kenti cezalandırma değil midir? Niçin bu insanlar cezaevinde biliyor musunuz? Ya Kürt olduğu için ya HDP'ye oy verdiği için ya da sizin alternatifiniz olan bazı kurumlarda yöneticilik ettiği için bu insanlar cezaevinde. Bu bir düşman hukuku değil midir? "Ya kabul edeceksiniz ya da bunun gereğini yerine getireceksiniz." Bu yaklaşımı da asla ve asla kabul etmeyeceğiz, reddediyoruz.

Şu an sadece Şırnak Cezaevinde 20 hasta tutsak var. İnanın, mevcut hastalıkları ve bulundukları hijyensiz ortam nedeniyle corona virüsüne karşı hiç direnç gösterecek durumda değiller. İHD raporunun bazı isimler konusunda tespitleri vardı, bunları sizin huzurunuzda paylaşmak istiyorum: Mazlum Güzel'in hepatit B'si, kronik astımı; Ömer Ürüm'ün mide rahatsızlığı, Hamza Sünmez'in yüzde 40 zihinsel engeli, Mehmet Demir'in nörolojik rahatsızlığı, Abdulmuttalip Sakman'ın mide rahatsızlığı, Mehmet Turay'ın hepatit B'si, Yusuf Şahin'in mide rahatsızlığı, Necmettin Ormanlı'nın kalp hastalığı, tansiyon ve şeker hastalığı; Agit Bilik'in mide rahatsızlığı bulunmaktadır. Yahya Altun 87 yaşında ağır bir hasta, kendi ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumdadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

NURAN İMİR (Devamla) - Salih Kutluk'un nörolojik rahatsızlığı, Osman Fidan'ın -95 yaşında- mide rahatsızlığı; kadın koğuşunda, Şadiye Yanık'ın -47 yaşında- şeker ve ülser hastalığı, Halime Cin'in diş ve diş eti rahatsızlığı bulunmaktadır. Kadın koğuşunda, hastaneye kelepçeyle götürülmek istenilirken reddettikleri için cezaevi yönetimi "Siz burada ölseniz dahi sizi hastaneye götürmeyeceğiz." demektedir. Şimdi, hastalıkları tespit edilen bu insanları bilerek ve isteyerek ölüme mi terk edeceksiniz? Yoksa cezaevleri sizin toplama kamplarınız mı olmuş?

Şunu söylemek istiyorum: Bütün Şırnak halkı dâhil olmak üzere toplumun ezici çoğunluğu eşit bir yasadan eşit bir infazı istiyor. Bu Meclis, bu Kurul bunu uygulamak zorundadır. Aksi takdirde tarih, insanlık adına, bu yasaya el kaldıranı asla ve asla affetmeyecektir. Yandaş adalete "hayır" diyoruz, eşit infaza "evet" diyoruz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)