GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:11.04.2020

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Değerli arkadaşlar, bugün, dün gece saat on ikiden beri çok üzüntü içerisine girdim. Dün 22.47'de ara verdik, bir gün sonraya bıraktık, bugüne bıraktık. Arabaya bindim, evime giderken Hoşdere Caddesi'nde bütün bakkalların, marketlerin önünde yüzlerce insan; arabalar konvoy hâlinde, millet ekmek derdinde, millet makarna derdinde, millet pirinç derdindeydi.

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Tekel büfesine mi gittin Süleyman Bey?

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Neden böyle oldu? Şundan böyle oldu: Devleti yönetmekte acziyet gösterenler dün verdikleri kararla milleti sokağa döktüler. Bilim Kurulu üyelerinin, Sayın Sağlık Bakanının, sayın sağlık emekçilerinin üç aydan beri yapmış oldukları çalışmalar, "Evde izole." "Evde kal." demekle salgının yayılmasına engel olmak için yapmış oldukları çalışmalar birden gitti. Aydın'da, İstanbul'da, Manisa'da, Adıyaman'da, Nevşehir'de millet sokaklardaydı; maskeleri yoktu, mesafeleri yoktu ve en kötüsü, Bilim Kurulu üyesinin "Biz kürekle karı temizlerken çığ geldi tepemize bindi." dediği gibi oldu. Yazık! Devlet yönetimi böyle olmaz arkadaşlar. Devlet yönetiminde sokağa çıkma yasağı ilan edeceksen iki saat önce "Şu saatte başlayacak" diyemezsin. Devlet yönetiminde daha önce karar alırsın, belediyelerle irtibata geçersin. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına dahi haber verilmeyen bir karar alınmıştır. Nerede pandemi kurullarınız? Biz buraya çıktığımız zaman daha önceki günlerde, pandemi kurullarına, il pandemi kurullarına mutlaka ve mutlaka, Hükûmete, Tabipler Birliğinden temsilci alın, sivil toplum kurullarından temsilci alın, demokratik kitle kuruluşlarından temsilci alın dediğimiz zaman niye "Hayır." dediniz? Şu anda İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i ve birçok belediyeyi kazanmış belediye başkanlarını, yerel yönetimleri tanımıyorsunuz. Böyle devlet yönetimi mi olur?

Bakın, arkadaşlar, devlet yönetiminin nasıl olduğunu size anlatayım: Refik Saydam'ı biliyor musunuz? Atatürk döneminde Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü kuruldu. Bunun görevi neydi? Bulaşıcı hastalıklar konusunda ne yapılıyordu? Gerekli aşı üretmek, gerekli çalışmalar yapmak. Aşı, serum üretti; çiçek aşısını üretti ve ihraç ettiler. İkinci Dünya Savaşı'nda çiçek aşısını ihraç ettiler. Sonra ne oldu? AKP Hükûmeti döneminde, 2004'te Aşı Üretim Enstitüsü ve 2011'de de bu kurum kapatıldı. Ne oldu? Bugüne geldik ve Bilim Kurulundan bir profesör bugün diyor ki: "Biz aşı üretim teknolojisine sahip değiliz." Neden? Sağlığı müşteri gören yapı yüzünden. Bu anlayış nereye geldi? Bugüne geldi. Bakın, arkadaşlar, tek adam rejimi... Tek adam rejimiyle eğitimde, sağlıkta, kültürde nereye gelmişsek bugün de adalette aynı yere geldik.

MHP'nin vermiş olduğu af teklifiyle, infaz indirimi teklifiyle -25 Eylülde teklif verdi- bu teklifle beraber o zaman 253 bin tutuklu ve hükümlü vardı. Ne oldu? Bugüne geldik, 20 Mart 2020'ye geldik. Ne oldu? Diş macunu, tüpünden çıktı. O günden bugüne suç işleyenler, af gelecek diye suç işleyenler ne oldu? Bugüne kadar niye beklediniz? Tam iki sene niye beklediniz? 253 bin kişi vardı cezaevinde, şu anda 300 bin kişi var; 50 bin kişi cezaevine girdi. Bunun hesabını kim verecek? Tabii ki AKP verecek, bunun hesabını verecek. (CHP sıralarından alkışlar)

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Suç işleyenin hesabını biz niye verelim ya, gitsin kendisi versin.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, biz hukuk fakültesinden mezun olurken infaz hukukunda infaz adaletini, infaz eşitliğini... "Ayrımcılık yapmayın." derlerdi. Nerede var? Getirdiğiniz infaz indirimi teklifinde nerede adalet var, nerede eşitlik var? Nerede var? Bakıyorsunuz, alıyorsunuz. Cezaevlerinde gazeteciler, cezaevlerinde "tweet" atanlar, cezaevlerinde insan hakları savunucuları... Diğerleri nerede? Soma'da, Ermenek'te, Aladağ'da, tren kazalarında sanık olanların cezaları 1/2'ye indirilecek ve tahliye olacaklar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Bülbül.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - ...denetimli serbestlikten yararlanacaklar, böyle şey olabilir mi? 30 Mart 2020'den önce aynı suçu işleyen bir kişi on yıl ceza almışsa, 1/2 beş yıl, denetimli serbestlik üç yıl, iki yıl sonra çıkacak. 1 Nisanda aynı suçu işleyen kişi ne kadar yatacak? Dört yıl yatacak. Böyle bir mantık olabilir mi? Bir günden böyle bir eşitsizlik olabilir mi? Ne yaptınız? Ülkede sağlık, kültür, eğitimi de bu hâle getirdiniz, adaleti de bu hâle getirdiniz. On sekiz yıldan beri mahkemelerde adil yargılanma hakkını, mahkemelerde hukuk devletini, mahkemelerde talimatlı hâkimlik yapanlarla birlikte adaleti bu hâle getirdiniz. Bu tabii sorulacak, bunun hesabı zamanı geldiği zaman sorulacak. İnfazda adaleti, infazda eşitliği hep beraber, birlikte sağlayacağız, toplumsal mutabakatla sağlayacağız, hep birlikte sağlayacağız. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Çözüm bellidir arkadaşlar, demokrasi ve özgürlüktür.

Teşekkür ederim.