| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 11.04.2020 |
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlarım.
Öncelikle, bugün 30 büyük ilde sokağa çıkma yasağının olduğu bir saatte Parlamentonun çalışmasını ve buraya katılan arkadaşların her birini tebrik eder ve takdir ederim. Gerçekten, hepimiz siyasetin, Parlamentonun ve parlamenterin itibarını düşürmeme konusunda duyarlı davranmamız gerektiği gibi, bizzat bu konunun takipçisi olmamız ve burada bugün bu çalışmalara katılan arkadaşlarımızı incitmeme ve Parlamentoyu aşağılamama konusunda titiz davranmamız ve konuşmalarımıza bu anlamda dikkat etmemiz gerekir diye düşünüyorum ve buna bağlı olarak, bugün Meclis TV'nin neden canlı yayın yapmadığını da gerçekten gündeme getirmek istiyorum. Çünkü nüfusumuzun çok büyük çoğunluğu bugün evdeyken onların, milletvekillerinin Parlamentoda kendileriyle ilgili ve bütün geniş kesimleri kapsayacak bir kanun teklifiyle ilgili neler söylediklerini, partilerin nereden baktıklarını bilmek en büyük haklarıdır diye düşünüyorum. Bugün Meclis TV neden canlı yayın yapmamaktadır? Gerçekten manidardır. Zaten toplumun sorunlarını ve Parlamentonun gündemindekini kendi gündemine aktarmayan bir ana medya grubu var. Bakın televizyonlara, medyaya; bu infaz teklifi görüşülmüyor, konuşulmuyor ancak yandan, internet üzerinden yayın yapan gruplar veyahut da kurumlar veyahut da yayın organları veya gazeteciler ve benzeri kesimler konuşuyor. Toplumun sorunlarının siyasetin gündemiyle, siyasetin gündeminin de toplumun sorunlarıyla örtüşmediği bir dönem içerisindeyiz, uzun süredir böyleyiz ve bu nedenle de zaten toplumun sorunları ile siyasetin gündemi arasındaki fark sorunları biriktirmeye başladı çünkü konuşmayan bir toplum olduk; evimizde de öyle değil mi? Sorunları konuşmayınca biriktiriyoruz, biriktiriyoruz ve konuşmazsak bunların altında kalıyoruz. Bakın, bu infaz yasası sıradan bir yasa değil, bütün herkesi alakadar eden bir konu. Bunun çok iyi tartışılması gerekirdi. Evet, bu teklifi getirdiniz partilere, gruplara ama bunlarla ilgili geri dönüşlerin bir kelimesini bile dikkate almadınız, bir cümle bile değiştirmediniz veya değiştiremediniz. Hâlbuki bu, daha önceki dönemlerde bu şekilde olmuyordu; toplum konuşuyordu, tartışıyordu ve siyasete geri dönüyordu ve siyaset bunlardan beslenmesini bir şekilde biliyordu. Gerçekten, yüz yıl önce Babanzade'nin dediği gibi, Parlamento bir kanun yapma makinesi olmamalı. O gün, yüz yıl öncesinden, hatta yüz yılı geçkin bir dönemde Parlamentonun, o günkü Meclisin "kanun yapma makinesi" şeklinde tarif edildiğinden bugüne çok şey değişmiş olmalıydı.
Bakın, kanun yapmak... O kadar hızlı gitmeye ihtiyacımız var ki konuşmaları eleştirmeyi bile bıraktık. Şu an Genel Kurul kendi konusunda tartışmayı bile bıraktı. Kürsüden konuşan gidiyor, konuşan gidiyor ve her şey yolunu buluyor. Bulmuyor aslında, değerli arkadaşlar; inanın, bulmuyor ve bulmadığını, bugün Türkiye'nin sağlıklı bir karar alma mekanizmasını kaybettiğini hep beraber görüyoruz ve bunun maliyeti bütün Türkiye'ye çıkıyor. Nereden görüyoruz? Gerçekten, 18 Martta Sayın Cumhurbaşkanının tedbirler paketinin ne kadar eksik olduğundan görüyoruz. Nereden görüyoruz? Bir maske dağıtımının bile hangi kanallardan yapılacağının kaç kere değiştiğinden görüyoruz. Nereden görüyoruz? Sağlık Bakanının açıklamasından bir saat sonra Türkiye'de bir sokağa çıkma yasağının çok anlamsız bir saatte ilan edilişinden görüyoruz. Savrulan bir yapı görüyoruz ve bütün alanlarda görüyoruz çünkü konuşmuyoruz. Konuşmayan mutlaka kaybeder, tarih böyle yazdı.
Hepinize saygılar sunarım efendim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)