GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:11.04.2020

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin ilgili maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Covid 19 salgınında yaşanan genel ekonomik krizin yanında tarım sektöründe de ciddi bir üretim krizi gündemdedir. Tarım ve Orman Bakanlığı "Coronavirüs salgının tarım sektörüne etkilerini azaltmak için 21 ilde üreticilerimize tohumların yüzde 75'ini hibe ediyoruz." dedi. Basın ve medya da "Çiftçiye müjde, müjde." diyerek bu açıklamayı haberleştirdi.

Değerli arkadaşlar, aslında "müjde, müjde" diye ilan edilen bu hibe paketi, Tarım ve Orman Bakanlığının yatırım bütçesi kalemlerinden biri olan Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi kapsamında her yıl illerin özelliklerine göre bütçedeki bu kalemden pay ayrılmasını, çiftçiye yapılacak tohum, fide, fidan dağıtımı gibi tüm desteklerin bu kalemden karşılanmasını içeren rutin bir iş ve işlemdir.

Şimdi, biraz sesli düşünerek birkaç soru sormak istiyorum: Mevcut işleyişin yeni bir proje gibi sunulması acaba ne kadar doğrudur? Program veya proje hızla hazırlanmış ve henüz esasları belli olmayan yeni bir öneriyse, programın ayrıntılı usul ve esasları ne zaman yayınlanacaktır? Program kapsamında 7 ürün ve 21 il hangi ölçütlere göre belirlenmiştir? Tüm ekilebilir arazilerin üretime katılması için yalnızca tohum desteği yeterli midir; yoksa, tohumla birlikte, mazot, gübre, ilaç, yem, sulama suyu, elektrik gibi tüm girdilerde maliyetleri düşürecek önlemler birlikte mi alınmalıdır? Çiftçinin bu yıl ekimini yapacağı ürünlerde tohumluğunu büyük ölçüde sağladığı ve genelde borçla aldığı için faturalamada güçlük yaşayabileceği ortamda üreticilere tohumların yüzde 75'i yerine tamamının hibe edilmesi daha doğru bir tercih değil midir? Sertifikalı tohum tedariki TMO ve TİGEM'den mi sağlanacaktır, yoksa özel tohum şirketlerini desteklemeye yönelik bir satın alma politikası mı uygulanacaktır? Ekim alanı ilanıyla aniden geliştirilemeyecek çeltik üretiminde toprak hazırlığı, tavaların hazırlanması, sulama suyu temini gibi kapsamlı uygulamalar yapılmadan yalnızca tohumluk desteğiyle beklenen üretim artışı sağlanabilir mi? İnşallah muhatapları sesimizi duyar ve bu sorularımıza cevap verir.

Değerli arkadaşlar, bu süreçte çok önemli bir sorun da üreticilerin, mevsimlik işçilerin, ziraat mühendislerinin, kısaca tarımdaki iş gücünün üretim alanına ulaşım konusudur. Bu konuda seçim çevremde yaşanan bir tedirginliği gündeme getirmek istiyorum. Doğu Karadeniz Bölgesi'nin en önemli geçim kaynağı olan çayda 2020 yılı sezonu şu anda açılmak üzeredir. Mayıs ayında başlaması beklenen çay tarımında bu yıl coronavirüs tedbirleri kapsamında yabancı işçiler çalıştırılamayacaktır. Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıklarca çayın toplanabilmesiyle ilgili tedbirlere yönelik bir çalışma var mıdır? Şimdi bunu soruyorum çünkü üretici bu konuda tedirgin. Üretici diyor ki: "Bu sezon çay nasıl toplanacaktır, çay alım yerlerine nasıl satılacaktır? Bugüne kadar çay toplama işinde Gürcü işçilerden istifade ediliyordu, bu yıl Gürcü işçiler gelemeyeceğine göre çay kimler tarafından, nasıl toplanacaktır? Özel sektör fabrikaları çalışabilecek ve yaş çay alabilecekler midir? İşçi sorunu nasıl çözülecektir; hem fabrikalarda çalışacak işçi hem de çay toplama işçileri nasıl temin edilecektir? ÇAYKUR'un bu yılki çay politikası nasıl olacaktır?" Bölgemizdeki üreticiler bunları merak ediyor.

Değerli milletvekilleri, sezona çok az bir zaman kalmasına rağmen, ÇAYKUR suskunluğunu sürdürmektedir. ÇAYKUR vakit geçirmeden inisiyatif almalı, kamuoyuna bir eylem planı sunmalı, üreticimizi rahatlatmalıdır. Bölgemde görüştüğüm üreticiler, ÇAYKUR'un kampanyayı erken açıp her gün çay alması ve süreyi de uzun tutmasını istemektedir. ÇAYKUR, bu yıl pandemi nedeniyle çaylarını budama yapamayan müstahsillerimizin de ürününü, çayını almalıdır. Aksi hâlde, korkarım ki üretici çayını toplayamayacak ve büyük mağduriyetler ortaya çıkacaktır.

Dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)