| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 12.04.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ olarak yüksek katma değerli ilaç üretimi, küresel bir ilaç üreticisi konumuna gelebilmemiz ve yapılması gerekenlerin tespiti için vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Dünya genelinde yaşam süresinin artması, kaliteli yaşamın artması, kişi başına düşen gelirin artması, ilaç sanayisini dinamik bir yapıya kavuşturmuştur. Savaş, epidemik hastalıklar ve muhtemel ambargolar nedeniyle, ilaç sektörü stratejik bir sektördür. Dünya ilaç pazar büyüklüğü 1,35 trilyon dolardır, Türkiye'nin ise 8 milyar dolar kadar bir payı vardır ve dünya sıralamasında 17'nci sıraya gelmektedir. Ülkemiz 656 milyar dolarlık ihracat pazarından aldığı 1 milyar dolarlık payla, ne yazık ki 30'uncu sırada yer almaktadır. Bununla birlikte, ithalatımız, 2019 yılının verileri itibarıyla 5 milyar doların üzerindedir. Yani, yurt dışına sattığımız ilaç tutarının 5 katından daha fazlasını ithalata ödemekteyiz.
İlaç sektöründe AR-GE giderleri, net satışların yüzde 14,4'ünü oluşturmaktadır. Dünyada bu sektör kadar AR-GE'ye ihtiyaç duyan ve AR-GE'ye yatırım gerektiren başka bir sektör yoktur.
Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca'nın da ilgili demeçlerinde tescil ettiği gibi, Türkiye'nin ilaçta yüzde 54, aşıda yüzde 100 dışarıya bağımlılığı vardır. AK PARTİ, iktidara geldiği günden bugüne sözünü ettiği millî ve yerli ilaç politikalarıyla, dışa bağımlılığımız konusunda ne yazık ki kayda değer bir ilerleme kaydedememiştir.
2002 yılında ilaç ithalatımız 1,5 milyar dolar iken, aradan geçen on sekiz yılda yaklaşık 4 katı kadar artmıştır. Ülkemizin 31 milyar dolarlık dış ticaret açığının, 5 milyar dolarını ithal ilaçlar oluşturmaktadır. Hükûmet, yüksek katma değeri olan ilaç üretimi için bazı adımlar atmıştır. Örneğin, 2008 yılında 1 olan AR-GE merkezimiz, 2019 yılında 29'a yükselmiştir, maalesef, bu ilaçta ilaçta dışa bağımlılığımızı azaltmaya, pazardaki payımızı artırmaya yetmemektedir.
2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı'nda, yurt içi ilaç ihtiyacının değer olarak yüzde 60'ının yerli üretimle karşılanması hedeflendiği hâlde buna ulaşamadık. Gereken AR-GE için eczacımız ve hekimimiz mevcuttur, entelektüel sermayemiz mevcuttur, ne yazık ki bunların önemli bir kısmını beyin göçüyle birlikte kaybetmekteyiz. Finansal destek için, savunma sanayisinde olduğu gibi, devletin ilaç sanayisinde de AR-GE yatırımlarına öncelik tanıması ve buna destek olması, öncelik vermesi gerekmektedir.
Arkadaşlar, ilaç üretiminin büyük ve önemli bir dalı biyoteknolojik yöntemlerdir. Biyoteknoloji yalnız ilaçla ilgili değildir, bunun kaydığı ve ilerlediği başka alanlar da vardır. Biyoteknolojik ürünleri geliştirmek ve bunları piyasaya sunmak, atom bombası yapmaktan daha önemlidir. Biyoteknolojik çalışmalar, tohum ıslahı, kültür ıslahı gibi hayallerimizle sınırları çizilen geniş bir spektruma sahiptir. Amaç, bir organizmayı değiştirmek, yeni bir organizma oluşturmak ya da ihtiyacımız olan ilaç ya da başka maddeleri biyolojik yöntemlerle elde etmektir. Bu alanda yer alan makine mühendisi, elektrik mühendisi, kimyager, eczacı, hekim, genetik mühendisi, ilgili meslek dallarından bazılarıdır. Biyoteknolojide her zaman talep vardır, her şey arza bağlıdır. Siz ne yaparsanız yapın, müşterisi vardır, satılması mümkündür. Böylesine istikbal vadeden ve bakir bir alandır.
Tüm bu veriler göstermektedir ki ülkemiz, ilaç üretimi için acilen yapılması gerekenleri belirleyip daha fazla zaman kaybetmeden harekete geçmelidir. Dünyanın ve Avrupa'nın gerisinde kalan klinik araştırmalarımızı yeterli düzeye taşımamız gerekmektedir. Yüksek katma değerli ilaç üretimi için, 2019 yılında, Güney Kore'de 10.200, Brezilya'da 7.100, Polonya ve Tayvan'da 6.200 klinik araştırma yapılmışken, ülkemizde sadece 3.900 klinik araştırma yapılmıştır.
Katma değeri yüksek olan ilaç sanayisinin eksikliklerini ve yaşadığı problemleri aşması için yapılması gerekenleri belirleyip entelektüel sermayeyi esas alan bu sektörde yer almak, ülkemiz ve insanlık için son derece elzemdir. Yüce Meclisin bu konuda oluşturacağı araştırma komisyonu önemli bir eksikliği tamamlayacaktır.
Saygılarımı sunarım.