GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:12.04.2020

RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli vekiller; Erdoğan geçen haftalarda corona virüsü sebebiyle hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına ilişkin bir söz beyan etti. Zaten aslında on sekiz yıldır hiçbir şey eskisi gibi değil, eskisinden daha kötü oldu.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımının en bozuk olduğu ülke oldu sayenizde. Kamu mallarının yüzde 90'ından fazlası özel sermayeye sizin tarafınızdan aktarıldı. Kuvvetler ayrılığını "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" adıyla ortadan kaldırdınız, diktatörlük yollarını OHAL'le döşediniz. Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 122 ülke arasında 107'nci oldu. İşsizliği artırdınız, reel asgari ücretleri düşürdünüz. İşçilerin örgütlenme hakları ve grev hakları konusunda olağanüstü kısıtlamalar getirdiniz. Diyanetin bütçesini rekor seviyede artırdınız, devleti dinselleştirdiniz. Yargıyı saraya bağladınız. Seçim güvenliği ve adaletini yok ettiniz; seçilmiş parlamenterleri, belediye başkanlarını cezaevlerine koydunuz. Demirtaş'ı, Kavala'yı hileyle içeride tuttunuz. HDP seçilmişlerini, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki fikirleri sebebiyle hâlâ içeride tutuyorsunuz. Yeni Yaşam Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser'i ve Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik'i saçma sapan gerekçelerle hâlâ tutuklu bulunduruyorsunuz; ben de bu gazetenin imtiyaz sahibi olarak bunu protesto ediyorum.

Şimdi "Aşırı kalabalıklar var, corona sebebiyle cezaevleri boşalsın." diyorsunuz. Elbette boşalsın. Mesele cezaevlerinin boşalması olsaydı, önce adli kontrol tedbirleri kapsamında olabilecek insanların ve hasta, yaşlı, çocuklu tutsakların suç tipine bakılmadan öncelikle tahliye edilmeleri gerekirdi.

Hâlâ ne yazık ki FETÖ'cü yargının kararlarından medet umuyorsunuz. Siyasi davalar sizin açınızdan kin davaları hâline gelmiş ve pratiği de siyasi rehine siyaseti hâline dönüşmüş. İki gündür siyasi görüşlerini dile getiren, "tweet" atan, sizi eleştiren, haber yapan, bankaya para yatıran binlerce insanı terörist ilan edip "Teröre af yok." diyorsunuz. Bakın, terörist ilan ettiğiniz insanlar kimler? Bakın arkadaşlar, buraya bakın, cep telefonlarınıza bakmayın. 2,5 yaşında oğluyla işkence gören, 1996 yılından beri cezaevinde olan Fatma Tokmak; şu anda rahim ağzı kanseri. Bakın teröriste, Yusuf Aydın; 55 yaşında, ağır hasta, sizin kanununuz sayesinde cezaevinde ölecek. Bakın bakın teröriste, yirmi altı yıldır hapishanede ha, yirmi altı yıldır, KOAH hastası. Bak, daha ne gösteriyorum? Hafıza kaybı yaşayan ve epilepsi hastası Kemal Özelmalı; yıllardır cezaevinde, sizin kanununuz sayesinde ölecek. Koroner kalp hastası, 4 kez anjiyo yapılan Cengiz Eker; ağır hasta ve derhâl tahliye edilmesi gerekiyor... (AK PARTİ sıralarından "Sağlığına bakılıyor demekki." sesi)

Bakın bu, AKP-MHP faşizminin açık ifadesidir sizin söylediğiniz şey.

Geçirdiği kalp krizi sonrasında, defalarca yoğun bakıma kaldırılan ama yine -3 defa yoğun bakıma kaldırıldığı hâlde- cezaevine gönderilen ağır hasta Sabri Kaya; bakın, bir daha görmezsiniz, ancak öte tarafa gittiğinde belki haber olur. Mehmet Koç; 47 yaşında, kanser ve tansiyon hastası, çıkardığınız yasa, işte bunun tahliyesini engelleyecek. Al size terörist! Ne büyük terörist, bakın bakın, hepiniz bakın, Salim Altunışık; kanser hastası, yıllardır tedavi görüyor, 2 çocuğunu ve eşini de kanserden yitirmiş durumda, 66 yaşında. Aha size bir terörist daha göstereyim bakın, 71 yaşında Selma Altan; KOAH hastası, yüksek tansiyon hastası ve şu anda cezaevinde, yürüyemiyor. Daha istiyor musunuz arkadaşlar? Alın size bir terörist daha, çok acayip, çok korkunç terörist, bak silahlı terörist ha; Mehmet Emin Özkan, çeyrek yüzyılı aşan bir süreden beri cezaevinde, 85 yaşında ve kaçma cezası olduğundan dolayı tahliye edilmiyor. Aha size bir terörist daha, 70 yaşında; Adli Tıp Kurumunun "Kardeşim, bu insan cezaevinde bulunamaz, bunu tahliye edin." dediği hâlde sizin yargınız tarafından tahliye edilmeyen insanlardan birisi. Bundan 400 tane var orada, hepsini getirmedim vaktinizi almayayım diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

RIDVAN TURAN (Devamla) - Ama arkadaşlar, bakın, ben size bir şey söyleyeyim, bunun gibi çok sayıda insan var. Mehmet Salih Filiz, taş attığı gerekçesiyle 18 yaşından bugüne kadar cezaevinde, şu anda 24 yaşında; bağırsak kanseri, tüberküloz hastası ve bunlar corona sebebiyle şu anda tedavi göremiyorlar; hastaneye gitseler on dört gün cezaevinde tecritte kalacakları için herhangi bir tedavi ihtiyaçları karşılanmıyor. Halil Güneş, Hayati Kaytan, Avni Uçar, Bahri Dağ, Havva Ak, İnayet Mete ve dedim ya, orada buna benzer 400 kişi daha var.

Geçin terörü merörü ya! Bu terör öyle bir lastiktir ki nereye çekersen oraya gider; herkes, her biçimde terörün müsebbibi hâline dönüşebilir. Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım, eğer vicdanınız şu insanları cezaevinde ölmeye sürüklemeyi makul görüyorsa Allah yolunuzu açık etsin, biz size ne diyelim ya! (HDP sıralarından alkışlar)