GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:12.04.2020

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 36'ncı maddesi üzerinde İYİ PARTİ adına söz aldım. Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin ilgili maddesinde 5275 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmektedir.

"Hükümlüler, ceza infaz kurumlarına girmekle birlikte kurumlarda bulundukları tüm aşamalarda, ceza infaz kurumlarının düzen ve güvenliği amacıyla konulmuş kurallara uyup uymadığı, haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı, yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirip getirmediği, uygulanan iyileştirme programlarına göre toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığı, tekrar suç işleme ve mağdura veya başkalarına zarar verme riskinin düşük olup olmadığı hususlarında idare ve gözlem kurulu tarafından en geç altı ayda bir değerlendirmeye tabi tutulacaklardır." denilmektedir. Söz konusu değerlendirme en geç altı ayda bir yapılabileceği gibi, daha kısa sürelerde de yapılabilmesi öngörülmektedir.

Değerli arkadaşlar, 2'nci fıkrada yer alan "Gerektiğinde hükümlünün ceza infaz kurumuna girmeden önceki yaşamına ilişkin bilgi ve belgeler de istenebilir." cümlesiyle hükümlünün önceki yaşantısına ilişkin belgelerin talep edilmesi hukuka aykırıdır ve özel hayatın gizliliğini ihlal eder. Ayrıca, hükümlülerin ceza infaz kurumlarında bulunduğu tüm aşamalarda idare ve gözlem kurulu tarafından iyi hâlin belirlenmesi hukukilik ilkesine aykırı olup bu karar ancak mahkemelerce verilebilir.

Yine, fıkrada, belirtilen iyi hâlli olma durumu tanımlanmamıştır. Düzenleme bu yönüyle de Anayasa'nın kanunilik ilkesine aykırıdır. Bu bağlamda, 2'nci fıkranın son cümlesinin kanun metninden çıkarılmasını önermekteyiz.

Teklife baktığımızda, birinci fıkrada şöyle bir ifade var: "Haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı..." Değerli milletvekilleri, zaten ceza infaz kurumunda bulunan bir kişinin birçok hakkı sınırlandırıldığı gibi, elinde kalan haklarının kullanımı da ağır usullere bağlanmak istenmiştir. Bir mahkûmun haklarını iyi niyetle kullanıp kullanmadığı takdirinin idari bir merciye bırakılması da mümkün değildir. Eğer mahkûm haklarının kullanımında, iyi niyet bizzat idare tarafından aranırsa -ki bu hakların birçoğu mahkûmu idarenin keyfî tutumuna karşı korumaktadır- aleyhine kullanılan hakkın iyi niyetli olup olmadığını yine idareye denetletmek gibi abesle iştigal bir durum ortaya çıkmaktadır.

Diğer önemli bir husus da infazın denetimiyle görevlendirilen idarenin bir anda infaz öncesi dönemi de değerlendirmesine imkân sağlayan, ikinci fıkranın son cümle düzenlemesidir. İdarenin, kişinin infaz öncesindeki yaşamına yönelik değerlendirme yapması mümkün değildir. Zira bu değerlendirme, cezanın tayini sırasında bizzat ceza mahkemesi hâkimi tarafından yapılmaktadır. İyi hâllilik ceza düzenine sağlanan uyum ve iyileşmeyle, bir nevi ıslah olmayla alakalıdır. Kişinin infazına başlanmadan önceki hâl ve hareketlerini değerlendirme yetkisi ancak hâkime ait olmalıdır.

Ayrıca, kanunda, hangi bilgi ve belgelerin isteneceği de belirtilmemiştir. Bu durum hem Anayasa'mızın 20'nci maddesine hem de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na aykırılık teşkil etmektedir, ayrıca sanığın kendi aleyhine delil sunmaktan kaçınması hakkındaki evrensel hukuk kuralı da çiğnenmektedir.

Değerli milletvekilleri, gözlem kurullarının şeffaflığını sağlayacak düzenlemeler yine bu metinde yer almamaktadır. Kurulda zorunlu olarak yer alacak bütün üyeler devlet memuru konumundadır. Dolayısıyla, idarenin bağımsız, şeffaf denetim yapması ihtimali bulunmamaktadır. Özellikle, cezaevindeki koşulları, mahkûm psikolojisini yakından tanıyan ve bilen barolardan temsilci bulunmaması büyük bir eksikliktir. Bu kurul üyelerinin eskiden işlevsel bir çalışmasının olmadığı kabul edildiğinde, kurulları işlevsel hâle getirmek istiyorsak ancak şeffaflığı gerçekleştirerek bunu sağlayabiliriz. Bu nedenle, idare hiyerarşisinde yer almayan en azından gözlemci üyelerin kurullara dâhil edilmesinin çok doğru ve isabetli olacağı kanaatindeyim.

Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)