| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 12.04.2020 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli halklarımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bu madde, seri yargılama, sulh ceza hâkimlikleriyle ilgili düzenlemeyi getirmektedir. Sulh ceza hâkimlikleri, bu iktidar döneminde kurulan ve militan mahkemelerdir. Bu mahkemeler, yargısız infaz yapan mahkemelerdir, bunu evvela belirtmek istedim.
Bakın, tam elli yıl önce Ape Musa (Musa Anter) gözaltına alınır ve şiddete maruz kalır. Sebebini sorunca, aynen "Neden Kürtçe ıslık çalıyorsun?" diye bir cevap alır.
Değerli arkadaşlar, bakalım elli yıl sonra neler değişmiş? Basın açıklaması yapıyorsunuz, sonuç olarak tutuklama ve gözaltıyla karşılaşıyorsunuz. İktidarı eleştiriyorsunuz, gözaltı ve tutuklamayla karşı karşıya kalıyorsunuz. Kamyon şoförüsünüz, "Evde kal" kampanyasını eleştiriyorsunuz; İçişleri Bakanı "Arkasına bakalım." diyor, gözaltına alıyor ve adli kontrolle serbest bırakılıyorsunuz. Kürt sorununu dile getiriyorsunuz; bölücülük suçlamasıyla karşı karşıya kalıyorsunuz ve örgüt üyeliği sebebiyle tutuklanmayla karşı karşıya kalıyorsunuz. Cumhurbaşkanının parti başkanı sıfatıyla yaptığı her türlü söyleme karşı bir "tweet" atıyorsunuz; Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı gözaltına alınıp tutuklanıyorsunuz. Gazetecisiniz, haber yapıyorsunuz, propaganda ve tutuklamayla karşı karşıya kalıyorsunuz. Öğrencisiniz, YÖK'e karşı bir eylem yapıyorsunuz, propaganda ve tutuklamayla karşı karşıya kalıyorsunuz. İnsan hakları savunucususunuz, bu konuda çalışma yapıyorsunuz, üyelikten ve propagandadan dolayı hakkınızda işlem yapılıyor, bundan dolayı tutuklanıyorsunuz ve gözaltına alınıyorsunuz. Basın açıklamasında açıklamayı yapan arkadaşınızın ağzını kapatmadığınız için bundan dolayı sorguya tabi tutuluyorsunuz; örgüte üyelikten dolayı, örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemekten dolayı hakkınızda işlem yapılıyor, bundan dolayı işleme tabi tutuluyorsunuz. Avukatsınız, müvekkilinizi savunuyorsunuz; yardım ve yataklıktan ve üyelikten dolayı sizin hakkınızda işlem yapılıyor ve bundan dolayı tutuklanıyorsunuz. Sendikacısınız, sendikal çalışma yapıyorsunuz, bundan dolayı propaganda ve üyelikten dolayı hakkınızda işlemler yapılıyor. Bilim insanısınız ve bir makale yayınlıyorsunuz; hakkınızda soruşturmalar açılıyor, bundan dolayı tutuklamalarla karşı karşıya kalıyorsunuz, yine sizin hakkınızda işlemler yapılıyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, işte Türkiye'nin elli yıldan sonra gelmiş olduğu tablo budur. Buradaki tablo şu, değerli arkadaşlar: Kürt olmak, aynı zamanda muhalif olmak terörist olmakla eşdeğerdir sizin nazarınızda fakat şunu belirteyim... Bunlara örnek mi istiyorsunuz? Size hemen örnekleri vereyim: Bakın, Fikret Başkaya, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Barış Terkoğlu, Selma Altan, Avukat Selçuk Kozağaçlı, Ahmet Altan, Avukat İbrahim Vargün, Ferhat Çelik, Aydın Keser ve daha sayamayacaklarımız, yüzlerce, binlerce insan bu muameleyle karşı karşıya kalıyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, burada öğrenciler, avukatlar, bilim insanları, gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler, doktorlar, hepsi bu muameleye maruz kalıyor. Bu saydıklarımın hiçbiri bu infaz düzenlemesinden yararlanmıyor, değerli arkadaşlar. Bu saydıklarımın hepsi TMK yani Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde sorguya tabi tutuluyor, sorgulamalara maruz kalıyor ve bundan dolayı, bu mevcut olan yasa metninden faydalanmayacak ve faydalanmaması için elinizden gelen bütün çabayı sarf ediyorsunuz.
Bir ülke düşünün, bir ülke hayal edin değerli arkadaşlar, cezaevleri aydınlar, düşünürler, bilim insanları, siyasetçi, sendikacı, öğrenciler, doktorlarla dolu olsun. İşte, maalesef, elli yıldır süre gelen bu politikalarla ve on sekiz yıllık iktidarınız döneminde Türkiye bunlarla karşı karşıya kaldı. Bu, AKP Hükûmetinin on sekiz yıllık sürecinin, ne yazık ki icraatlarının sonucudur.
Peki, burada sizlerle paylaşmak istediğim başka bir durum nedir değerli arkadaşlar? Bakın, tutuklularla ilgili hiçbir hüküm bu kanun teklifinde mevcut değil.
Değerli arkadaşlar, tutukluluk demek, suçsuzluk ve masumiyet karinesiyle mevcut olan, tanımlanan insanlar demektir. Bunlar hakkında da henüz mahkemeler tarafından verilmiş bir karar yok ama 50 bin kişi şu anda tutukludur; corona virüsünün tehlikesiyle ilgili, tehlikesinden kaynaklı, bununla ilgili herhangi bir düzenleme yok, bu da sizin karnenizdir.
Teşekkür ediyorum, sağ olun efendim. (HDP sıralarından alkışlar)