GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:12.04.2020

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teklifin 37'nci maddesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Teklifin 37'nci maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'daki "Kapalı ceza infaz kurumu dışına çıkma hâlleri" başlıklı 92'nci maddede değişikliğe gidilerek, tartışmalı kararlarıyla sıklıkla Türkiye kamuoyunun gündemine gelen sulh ceza hâkimliğine bir yetki daha tanınıyor.

Öncelikle, sulh ceza hâkimliklerinin işlevi şu an nedir onu ortaya koymak lazım. Kenan Evren'in Devlet Güvenlik Mahkemeleri yerini, 12 Eylül 2010 referandumundan sonra iktidar ve FETÖ iş birliğinde özel yetkili mahkemelere bırakmıştı. FETÖ iş birliği bitince, kumpas davalarının suç aygıtı olarak kullanılan bu mahkemelerin işlevi sulh ceza hâkimliklerine bırakıldı. Darbe geleneğinin devamı olan sulh ceza hâkimlikleri, özellikle tutuklama kararlarının çoğunu veren makam olması sebebiyle operasyonel bir işlev görmektedir. Düzenleme, terör ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak, alınan bilgilerin doğruluğunun araştırılması bakımından zorunlu görülen hâllerde, hükümlü ve tutukluların rızaları alınmak koşuluyla, ilgili makamın ve cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine, sulh ceza hâkimi kararıyla, geçici sürelerle ceza infaz kurumundan alınabileceğini öngörmektedir.

Sulh ceza hâkimlikleri, kuruldukları günden bu yana, hukuk normlarından uzak gerekçelerle verdikleri tutuklama kararlarıyla pek çok kez eleştirilerin hedefi olmuştur. Tutuklamanın tarafsız ve bağımsız organlarca denetlenmesine ilişkin hiçbir hukuk normunu karşılamamaktadır. Yargısal değil, idari nitelikte kararlar veren sulh ceza hâkimlerini atama ve görevden alma yetkisine sahip olan Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısı tartışmalıyken, tek yargıç olarak görev yapan sulh ceza hâkimlerinin siyasi etki ve baskılara karşı duramadığı bir gerçektir. Bu yapıdaki yargıçlık makamının görev ve yetkilerini artırmak, hukuksal açıdan telafisi mümkün olmayan sonuçların doğmasına neden olmaktadır.

Getirilen düzenleme, bir kumpas davası organize edilmek istendiğinde sulh ceza hâkimiyle gizli tanık ya da itirafçı seçilen birinin bu gerekçeyle alınması düzenlemesidir. AKP iktidarının gizli tanık faaliyetlerini Balyoz'da TSK'ye operasyon çekerken ya da Ergenekon, KCK, OdaTV davalarında toplumsal kesimlere karşı nasıl kullandığı da hafızalarda taze durmaktadır. En meşhur gizli tanıklardan biri de Şemdin Sakık idi ya da bu gizli tanık uygulamasıyla, geçmiş dönemlerde milletvekilliği de yapmış Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner'e nasıl operasyon yapıldığını, makamından cebir şiddet kullanılarak götürüldüğünü birlikte izledik.

Biz, her dönem bu yanlışlarınızı gür sesle yüzünüze söyledik, söylemeye devam ediyoruz ama görmekteyiz ki siz vazgeçmiyorsunuz. Beraber operasyon yaptığınız FETÖ üyeleri sonra adil bir yargılanmaya muhtaç oldular. Bugünlerdeki uygulama da aynen geçmişi hatırlatıyor. Burhan Kuzu'nun talimatıyla uyuşturucu baronu Zindaşti'nin bırakılması, iktidardan gelen tüm erişim engellemesi taleplerinin istisnasız kabul edilmesi ve hatta erişim engeli haberine dahi erişim engeli getirmeleri sulh ceza mahkemelerinin hukuksuz uygulamalarıdır ve gazetecilerin tutuklanması kararları, bugünün talimatlı sulh ceza hâkimlerinin uygulamadaki hukuksuzluk örnekleridir.

Değerli vekiller, aslında bu maddede düzenleme yapmaktansa Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 92'nci maddesi tümüyle kanundan kaldırılmalıdır ya da değilse, sulh ceza hâkimi yerine yetkinin infaz hâkimine verilmesi daha uygun olur. Bu pakette infaz hâkimliği yetkileri artıyorken 37'nci madde değişikliğiyle, hükümlüyle ilgili verilecek iznin de sulh ceza hâkimi yerine infaz hâkimliğince verilmesi şeklen daha uygun olacaktır. Aksi hâlde, sulh ceza hâkiminin zaten var olan sınırsız yetkileri iyice artmış olacaktır çünkü adil ve bağımsız yargı herkes için lazım. Hukuktan uzak bu düzenlemeleriniz gün gelir size karşı kullanılır, siyasi referansla aldığınız hâkim ve savcılardan da toplumun hak, hukuk, adalet beklentisi ki, ne yazık ki kalmadı ama size tekrar söylüyoruz, lütfen yanlıştan dönün. Çözüm demokrasi, özgürlük, hukuk devleti, adil yargılanma hakkı; çözüm, Anayasa'da bulunan özgürlüklerin kullanılması.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)