GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:12.04.2020

ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; corona salgını dünya ekonomilerinde daha önce emsali görülmemiş çapta sert bir düşüşe sebep oluyor, bunun dip noktasının neresi olacağını kestirebilmek henüz mümkün değil. Covid-19 önümüzdeki yıllar boyunca hem zihinlerde hem de piyasada canlılığını koruyacak; psikolojik, iktisadi ve siyasi bir şok dalgası oluşturacak, bu şok dalgasının artçı etkilerine her konuda hazırlıklı olmak zorundayız. Pandeminin doğrudan etkilerinin yanında ikincil ve üçüncül etkileriyle de başa çıkabilmek adına, hukukun üstünlüğünü esas alan gerçek kuvvetler ayrılığının uygulandığı, güçlü demokratik kurumlara sahip, üretim ekonomisine yönelmiş, uluslararası kredibilitesi olan, uzun vadeli, akılcı ve dengeli planlar yapmış, dijital çağın gereklerini sağlamış, kendi kendine yeten ama dünyayla ilişkide iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemle yönetilen bir ülke olmamız gerekiyor. Çünkü herkesin kendi yaralarını sarmaya yoğunlaşacağı, eksikliklerini gidermeye çalışacağı bu dönemde, dünyanın sebep olduğu küresel krizi dünyanın nimetlerinden faydalanmadan atlatmak zorunda kalacağız. Bu sebeple, etkili ve akılcı bir kriz yönetimi oluşturmak zorundayız.

Sayın milletvekilleri, corona salgınının yıkıcı ekonomik etkileriyle mücadele etmek adına Hükûmet birtakım önlemler alıyor ancak bu önlemler ne beklentileri karşılıyor ne de ihtiyaçları. Sağlık alanında olduğu gibi ekonomide de alınan tüm önlemler parça parça ama salgın dalga dalga geliyor. Bu sebeple, vatandaşlarımızın hepsini kapsayacak, yeni mağduriyetler yaratmayacak bütüncül ekonomi programlarına ihtiyacımız var. İlk paketin açıklanmasının üzerinden neredeyse bir ay geçti ama hâlâ tarım sektörü ve çiftçilerimiz için herhangi ciddi bir adım attığınızı göremedik. Şimdiye kadar hazırladığınız paketlerin hiçbirinde tarım yok, çiftçi yok, üretim yok. "Ne ekersen onu biçersin." sözünü boşa çıkaran bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Çiftçi tarlaya tohumunu, emeğini, alın terini ekiyor; yalnızca dert biçiyor, borç biçiyor. Onlar oy ekiyorlar, siz onlara borç biçiyorsunuz. Salgın görülmeden önce dahi çiftçilerimizin borçları 117 milyar liraya ulaşmıştı, şimdi ise bu borçları katlanarak artmaya devam edecek. Nasıl devam etmesin? Üretici ihracat yapmaya çalışıyor, izin yok; iç piyasaya satmaya çalışıyor, talep yok; talep varsa sevkiyat zinciri çökmüş. Şimdi, bir de bu zincire girmeye çalışan virüs korsanları çıktı. Mahsuller ya tarlada ya da depoda çürüyor. Tarım Bakanlığı ise şu anda sadece izlemekle yetiniyor. Corona salgını yüzünden, en sevdiğiniz, sizin için en kârlı iş olan ithalatı da yapamıyorsunuz. Adamlar kapattılar kapıyı. Dünya piyasaları, size, çarenin ithalatta değil üretimde olduğunu acı bir şekilde gösteriyor. Yıllardır ithalat sopasıyla üretici tehdit edildi, tarladan el çektirildi. Şimdi, dünyadaki tedarik zinciri kırıldı, kırılacak. Dünyada kimse elindeki tarım ürününü satmak istemiyor. Gıda güvenliğinin, gıdaya kesintisiz ulaşma imkânlarının ne kadar önemli olduğunu, tüm sınır kapılarının karşılıklı olarak kapandığı şu günlerde daha net görüyoruz. Ülkece, kriz sonrası dünyada ortaya çıkabilecek bir gıda kısıntısına karşı hazırlıklı olmamız gerekiyordu. "Paramız var ki ithal ediyoruz." diyordunuz ama paranız olsa da ithal edemeyeceğiniz bir düzenin içine düştük. Neymiş? Gıda stratejik sektörmüş. Bu salgın hepimize ders olsun. Sizden ricam, bu sefer dersinize iyi çalışın.

Bu süreçten en az zararla, hatta kârla çıkabilmek için tek bir yolumuz var: Türkiye için tarımın stratejik öneme sahip olduğunu kabul etmek, Anadolu'ya kulak vermek ve sonrasında çiftçiyi yeniden toprakla barıştırarak üretmesini sağlamak. Bunları yapabilmemiz için öncelikle tarıma olan bakış açımızı kökten değiştirmemiz gerekiyor, sonrasındaysa sektörün tüm kesimlerini kapsayan tarım istişare kurulu oluşturarak uzun vadeli bir tarımsal kalkınma politikası inşa etmelisiniz. Eğer bunlar yapılabilirse üretimi planlayarak arttıracak, dışa bağımlılığı azaltacak, katma değerli ve güvenli ürünler üretecek, çiftçiye para kazandıracak, hem kendimize yetecek hem de ihracat rekorları kıracak bir tarım sektörünü hep birlikte yaratabiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Çiftçilerimiz hazır, tarlalarımız müsait. Bunu başarmak için önümüzdeki tek engel sizin bugüne kadarki yanlış politikalarınız. Bu yanlıştan ne kadar hızlı dönerseniz söylediğimiz olumlu sonuçlar o kadar hızlı gelişir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)