| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 12.04.2020 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Üzerinde söz aldığım maddede yapılan değişiklik teklifiyle cezaların infazında uygulanmakta olan denetimli serbestlik süresi yeniden belirlenmekte. Mevcut düzenlemeye göre açık ceza infaz kurumlarına ayrılan veya ayrılmaya hak kazanan her hükümlü, aldıkları ceza miktarına bakılmaksızın, bir yıllık maktu denetimli serbestlik süresinden eşit miktarda yararlanıyor. Bu durum, ceza miktarlarının fazla olduğu hükümlüler bakımından adaletsiz bir sonucun ortaya çıkmasına neden oluyor. Öngörülen düzenlemede her hükümlünün eşit süreyle denetimli serbestlikten yararlanması uygulamasından vazgeçilerek koşullu salıverilme miktarına göre oransal olarak denetimli serbestlikten faydalanılması ve ceza infaz kurumunda kalacağı sürenin de yine oransal olarak aynı olmasının sağlanması amaçlanıyor. Bu kapsamda, açık ceza infaz kurumunda bulunan ve koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirilmesi gereken sürenin beşte 4'ünü ceza infaz kurumunda geçiren hükümlü, cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını toplum içinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edecek.
Kamu davası açılmış olması hususu, hükümlünün denetimli serbestlikten yararlanma imkânını ortadan kaldırmamalı. Zira kötü niyetli ve gerçeğe aykırı bir şikâyet, hak kayıplarına neden olabilir. Bu tedbir ancak hükümlünün ilk derece mahkemesi tarafından verilen bir kararla ceza almış olması hâlinde uygulanmalı.
Maddede yapılan diğer bir değişiklikle 0-6 yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler bakımından denetimli serbestlik oranı beşte 3 ve azami süre dört yıl olarak düzenleniyor.
Değişikliği öngörülen maddenin (7)'nci fıkrasında sorunlu bulduğum bir hususu siz değerli milletvekillerinin dikkatine getirmek isterim. Hükümlü hakkında kötü niyette bir şikâyet yapılır ise yargılama sonucu beklenmeden infaz kurumuna geri gönderiliyor. Peki, işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı hükümlü hakkında beraat kararı verilirse ne olacak? Zaten hükümlü, denetimli dönemde suç işlerse ve ceza alırsa denetim süresi kalkıyor ve infaza tabi tutuluyor. Durumun daha da hükümlü aleyhine çevrilmesinin bir anlamı yok. Böylesi bir düzenlemeyle bu fıkra masumiyet karinesinin görmezden gelinmesine sebep olur. Savcıların baktıkları her dosyada kamu davası açmaları hâlinde birçok hükümlü koşullu salıverilme, denetimli serbestlik haklarından muaf tutulacak. Böylesi bir uygulama ne hukuki ne de adaletlidir.
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığının ekilebilir arazileri üretime katmak için harekete geçtiği haberlerini okuduk. Hazineye ait kullanılmayan arazilerden 9 milyon metrekarelik alanda ekim yapılabileceği, yazlık ekim yapılabilecek 21 ilimizde de hububat, baklagiller ve yağlı tohumlu bitki tohumlarının yüzde 75'inin hibe edileceği duyuruldu. Tarımsal faaliyette bulunan üreticilere verilen her türlü desteği olumlu karşılıyoruz. Ancak, coronavirüs salgınıyla beraber tarım sektöründe de ciddi bir üretim krizi yaşanacağı tartışılıyorken senelerden beri rutin olan bir uygulamanın özel bir teşvik olarak sunulmasını hayretle karşılıyoruz. Yaklaşık 1 milyon tonluk tohum üretiminden 6.700 tonun yüzde 75'lik oranla çiftçimize hibe edileceğini duyurmak kabul edilebilir değil. Ayrıca 9 bin hektar, ülke ölçeğinde fazla değil. Bugün bir tohumcu kuruluş bile bu alanın çok daha fazlasını eker. Bu işleri bilen bir çiftçi nüfusunun olduğunun farkına vararak Tarım ve Orman Bakanlığının daha ciddi davranmasını isterdim.
Stratejik sektör tarım ve gıda güvenliği için alarm zilleri çalıyor. Çiftçimize can suyu olarak 2019 desteklemelerinin acilen ödenmesini, mazotun vergisiz olmasını, satın alma garantisiyle ekim yaptırılmasını öneriyoruz. Ayrıca, vakit kaybetmeden, henüz hiç ödenmeyen 2020 desteklerinin barem dağılımının yapılıp ödemelerin tamamlanmasını bekliyoruz. Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası kredi limitleri yüzde 25 artırılabilir. Bankalardaki tarım kredi süreleri de on iki aydan yirmi dört aya çıkarılabilir. Bunlar, hazineye yük getirmeyecek tekliflerimizdir.
Değerli milletvekilleri, bu akşam öğrendik ki İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu istifa etmişler. Neticesi ne olursa olsun bu erdemli davranışından dolayı Sayın Bakanı tebrik ederim. Yalnız şunu ifade edeyim ki AK PARTİ Hükûmetinde istifa için sokağa çıkma yasağı ilk sebep değil, bugüne kadar bir hayli istifa sebebi birikti. Sayın Albayrak ve Sayın Pakdemirli'nin de bu konuda sorumluluk almalarını beklerim.
Genel Kurulunuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)