GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:83
Tarih:12.04.2020

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın vekiller; 47'nci madde hakkında söz almış bulunuyorum. Fakat içinde bulunduğumuz corona salgınıyla ilgili ülkemizde yaşanan ve iktidarın yönettiği politikalar noktasında halkımızdan hem İstanbul'da -metropollerde- hem de doğudan çok vahim bilgiler gelmeye devam ediyor arkadaşlar. Özellikle, geçtiğimiz günlerde sokağa çıkma yasağının son anda ilan edilmesi, binlerce insanın sokağa çıkması ve onun akabinde önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak olan bir salgın patlaması ve buna karşılık yapılacak olan önlem şu anda muallakta, gündem başka şeylerle meşgul edilmeye, sorumluların hesap vermesi hedefi saptırılmaya devam ediliyor. Asıl önümüzdeki günlerde o gecenin bedeli, sonucu ortaya çıkacak ve bu sorumluların da ne yapacaklarını hep birlikte göreceğiz.

Diğer taraftan, her gün Sağlık Bakanı ekranlara çıkıyor Türkiye'deki salgının gidişatıyla ilgili bilgiler veriyor. Fakat hastanelerden, mahallelerden o kadar vahim bilgiler geliyor ki öyle güllük gülistanlık, her şey kontrol altında gibi değil arkadaşlar. O gece yaşanan, bir krizin yönetilememesi meselesidir. O gece nasıl yüze göze bulaştırıldıysa, tedavi, takip noktasında, hastanelerdeki mekanizmaya, sisteme, insan ilişkilerine, hastaların takibatına kadar vahim durumlar söz konusudur. Daha dün akşam bile, Taksim İlk Yardım Hastanesi, test için gelenleri özel hastanelere yönlendiriyor ve buna dair bilgileri devlet hastanelerinden de alıyoruz. İnsanlar sürekli özel hastanelere yönlendirilmeye çalışılıyor.

Bir de özellikle Kürt halkının yoğunlukta olduğu hem büyük şehirlerdeki mahalleler hem de doğudaki şehirlerle ilgili çok daha farklı, biyolojik silaha dönüştürecek ya da psikolojik savaş mekanizması gibi işletecek şekilde politikaların ve pratiklerin yaşatıldığını görüyoruz.

Yine, dün -videosunu sizler de izlemişsinizdir- Kanarya'da bir gencin bir parkta otururken neredeyse en az 30-40 polisin üstüne çullanması ve kullandıkları, uyguladıkları şiddetle ortaya çıkan, bir mahalleyi ayağa kaldıracak kadar büyük bir gerilim ve oradaki bir mahallenin hastalıkla karşı karşıya kaldığı, polisin şiddetine maruz kaldıkları görüntü ibretliktir arkadaşlar. Bir tarafta insanları siz müzikle, kibarlıkla evlerine davet edeceksiniz, "Yaşlılara saygı gösterin." diyeceksiniz, "Çocuklara saygı gösterin, hastalıktan koruyun." diyeceksiniz ama bazı mahallelerde ise bu gerilimi, bu riski bizzat devlet güvenlik güçleri kendi elleriyle geliştirecekler, büyütecekler.

Bakın, İstanbul'da neden Esenler'de, Bağcılar'da daha fazla pik yapmış durumda acaba? Bakın, yine, isim isim bende olan nice aileler var. Hastaneden evine giden yaşlı bir insan -Batmanlı, İstanbul'da- evine gittiğinin 2'nci günü vefat ediyor fakat ailesinden hiçbir tanesi kontrol altında değil, hiçbir şekilde takibatları yok, hasta takibi yok ve bunun gibi onlarca örnek var, İstanbul'un her bir köşesinden bunun gibi pek çok örnek var.

Bakın, arkadaşlar, bir salgın bu şekilde kontrol altına alınamaz. Biz kontrol altına alınsın diye bunun mücadelesini verelim, buna destek olalım derken özellikle o sokağa çıkma yasağının ilan edildiği gece acaba diyorum: İktidar bir politika mı yürüttü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜDA KAYA (Devamla) - Hemen sözümü bağlayabilir miyim?

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Kaya.

HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Bu sokağa çıkma yasağını son iki saatte ilan ederek halkı galeyana getirip salgının bir an önce sürü bağışıklığının farklı bir versiyonu olan salgının pik yapması mı amaçlandı? İnsanın aklına her şey geliyor.

Ve sadece bunlar değil elbette fakat halkımızın karşı karşıya kaldığı, iktidarın bu basiretsiz, bu yönetememek, bu acziyetli politikaları sebebiyle karşı karşıya kaldığı risk, salgın ve sonuçların önümüzdeki günlerde daha da korkunç boyutlarda olmayacağını diliyorum, umuyorum. İnşallah daha sağlıklı, daha dikkatli, daha profesyonelce, insanca, vicdanla, ayrım yapılmadan, sınıf ayrımı yapılmadan bu salgın ve ülkemizin gidişatı kontrol altına alınabilir.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)