| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 12.04.2020 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Görüşülmekte olan kanun teklifinin 55'inci maddesi ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 20'nci maddesine eklenmek istenen (3)'üncü fıkra, adli kontrole tabi çocuklara bu süreçte, gerekmesi hâlinde, uzmanlar tarafından rehberlik edileceği hususu belirtilmişse de rehberlik edecek uzmanların hangi niteliklere sahip olacağı, hangi bakanlık bünyesinden atanmasının yapılacağı ve maddeye ilişkin düzenlemelerin hangi koşullarla gerçekleştirileceği hususları boş bırakılmış; kısacası, çalakalem bir madde yazılmıştır. Biz, eklenen fıkrada yer alan "uzman" kavramından Çocuk Koruma Kanunu'nun 2'nci maddesindeki sosyal çalışma görevlisinin kastedildiğini kabul ediyoruz. Şayet bu kavram kastedilmekteyse burada tanımı yapılan sosyal çalışma görevlisinin belli bir kıdeme ve tecrübeye sahip olması gerekmektedir. Sonuçta, bu çocuklar suça sürüklenen çocuklardır, kurallara uymakta, yaptıkları fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamada sıkıntı yaşayabilirler. Bu sebeple, uzman veya sosyal çalışma görevlisi olacak kişinin kıdemi, tecrübesi, bilgisi son derece yüksek olmalıdır; yüksek olmalıdır ki bu çocuklara da yardımı dokunsun, eklenen fıkrada da belirtildiği üzere, rehberlik edebilsin. Bu sebeple, ileride doğabilecek uygulama sıkıntılarını önlemek adına, bu hususların tanımlarının doğru ve eksiksiz yapılması, boşlukların doldurulması oldukça önemlidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin uzun zamandır yaşadığı ekonomik sıkıntılar, dövizin yüksek olması ve ham madde ihtiyacını döviz üzerinden karşılamak zorunda kalan KOBİ'ler, işletme borçlarını ödeyemedikleri için haciz tehdidiyle karşı karşıya kalmış ve ödeyebileceklerini umut ettikleri icra taahhütleri altına girmişlerdir. İcra ve İflas Kanunu'nun 340'ıncı maddesinde tarif edilen ihlal cezası üç aya kadar tazyik hapsi içermektedir. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün 193'üncü maddesinin (4)'üncü fıkrasından da anlaşılacağı üzere tazyik hapislerine koşullu salıverme hükümleri uygulanmamaktadır. Yine, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 2'nci maddesinde tanımlanan disiplin hapislerinin erteleme ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceğine dair hükmün doktrin ve uygulamada tazyik hapislerini de kapsayacak şekilde değerlendirilebildiğini bilmekteyiz.
Taahhüdü ihlal cezası ancak alacaklının şikâyetini geri alması yahut borcun ödenmesi durumunda düşmektedir. Mevcut pandemi durumunda ilgili maddeden ötürü ödeme güçlüğü çekip ödeme yapamayan işletme sahipleri mağdur olmuşlardır. 7226 sayılı Kanun'un 48'inci maddesinde yapılan düzenlemeyle 5834 sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun'un geçici 2'nci maddesi eklenmiştir. Bu düzenlemeyle karşılıksız çek cezasına ilişkin ödeme kolaylığı getirilerek mağdur borçlunun hem ceza hem de cezanın infazı hakkında lehe hükümler içeren düzenlemesi de göz önüne alındığında icra taahhüdünün ihlali suçundan tazyik hapsi alanlar için de lehe düzenlemeler yapılması yasanın amacına ve ruhuna uygun düşecektir.
Bir diğer husus, kanun teklifiyle neredeyse infazın tüm aşamalarında görev ve yetkinin infaz hâkimlerine devredilmesidir. İnfaz hâkimlerine yönelik birçok düzenlemeye gidilmiş olmasına karşın infaz hâkimlerinin nitelikleri hakkında herhangi bir düzenleme yapılmamış olması büyük bir eksikliktir. Neticede infaz hâkimleri, infaz hukukunun tüm aşamalarında karar verecektir ve bu yasayla iş yükü ciddi anlamda artmaktadır. Bu iş yükünün altından kalkmak için özellikle ceza alanında mesleki tecrübe ve bilgi birikimi gerekeceği açıktır. İnfaz hâkimlerinin niteliklerini belirlemek açısından örneğin "...tercihen 30 yaşını doldurmuş, ceza alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından atanır" şeklinde bir düzenleme getirilmesi de olumlu olacaktır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)