| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 13.04.2020 |
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz, son yıllarda büyük savrulmalar içerisinde. Bakıyorum; eğitim alanında savruluyoruz, kültür alanında savruluyoruz, ekonomi alanında savruluyoruz. Bu savrulmanın en tehlikelisi ise adalet alanında savrulma. On sekiz yıllık AKP iktidarında bu savrulma o kadar belirginleşti ki Adalet Komisyonunda akademisyen olarak söz alan bir dekan şunu söyledi: "2005'ten itibaren 2020'ye kadar 3 infaz sistemi geldi, sistem bozuldu. İnfazda adalet, infazda eşitlik konusunda, sade, yalın ve algı olarak eşitlik algısı vatandaşta yaratılamadı." Bunlar söylendi; bunu söyleyen ben değilim, bunu söyleyen bir hukuk fakültesi dekanı.
Evet, üçlü sistem var. Bakıyorsunuz, 2005'ten önce yüzde 40, -1/2, her ay altı gün düşülüyor yüzde 40- 2005'ten sonra 2/3, 4/3, bugünse 2/3, 4/3, 1/2. Bazı suçlarda, şu infaz kanunu değişikliğiyle beraber -istisnalar dışında olmak üzere- 1/2'ye geçtik. Bu kadar infaz eşitliğine, bu kadar infaz adaletine aykırı bir sistem, eşitliğe aykırı, adalete aykırı bir sistem sadece bizim ülkemizde görülür. On sekiz yıldır bir adalet sisteminde infaz sistemini dahi düzeltemeyen bir iktidar neyi düzeltecek arkadaşlar, neyi düzeltecek?
2002'de iktidara geldikleri zaman cezaevlerinin ve cezaevinde bulunan hükümlü ve tutukluların sayısına bakın, bugüne bakın. Bunun sorumlusu kim? Sorumlusu olarak "2016'daki bu FETÖ kalkışması nedeniyle cezaevleri doldu." diyorlar. Hayır, doğru değil. Orada, Komisyonda akademisyenlerin de açıklamaları açık ve net; sizler sistemi bozdunuz arkadaşlar. 2005'ten sonra sistemi bozarak cezaları ve infazı kat kat ağırlaştırdınız. Ve en önemlisi, muhaliflere karşı, sizin söylediklerinizin karşısında muhalif olanlara karşı -gazetecilere, insan hakları savunucularına ve hak arayanlara karşı- cezaevi yolunu gösterdiniz. Evet, cezaevi yolunu gösterdiniz.
Bu nedenle, şu anda getirdiğiniz "infaz indirimi yasası" denilen, gerçekte Anayasa'nın 87'nci maddesi ve TCK'nin 65'inci maddesine göre "özel af" olan yasa yandaşlarınıza af getiriyor. Ne yapacak? Muhalif olanlar içeride, yazan içeride; soyan dışarıda. Böyle infazda adalet olabilir mi, böyle infazda eşitlik olabilir mi? Hırsız çıkacak, gaspçı çıkacak, fuhuşu teşvik eden çıkacak ama yazan içeride olacak. Kişiye özel, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı, yaşam hakkına aykırı birçok değişiklik getirdiniz.
Komisyonda "Toplumun taleplerine -hukuk taleplerine, adalet taleplerine, eşitlik taleplerine- cevap vermezseniz toplumsal barışı kuramazsınız. Toplumsal barışı kuramazsanız toplumda ayrışmaya neden olursunuz." diye sizi uyardık. 300 bin kişi var cezaevinde, 90 bin kişiyi çıkaracaksınız. Ne yapacaksınız? İnfazda adaleti, eşitliği mi sağlayacaksınız? Kişiye özel yasal düzenlemeler mi yapacaksınız?
Hatırlar mısınız, şunu söyledik size 32'nci maddede: Basın İlan Kurumunda resmî ilan almayan ve bazı basın kuruluşlarına Basın İlan Kurumuyla sansür getirip de cezaevindeki hükümlülere, tutuklulara gazeteleri sokmayacaksınız, hükümlülerin haber alma hakkını engelleyeceksiniz; bunu çıkarın dedik, çıkarmadınız. Daha sonra, geldiniz, burada bir düzenleme yaptınız, "Geçici sürede ilan, reklam almayanlar girebilir." dediniz. Daha sonra değiştireceksiniz, değil mi? Onu da kaldıracaksınız, tamamen sokmayacaksınız. Sonra ne yaptınız? Bas bas bağırdık, "46'ncı madde." dedik. "46'ncı madde, cezaevlerine muhalifleri doldurma maddesidir." dedik.
Denetimli serbestliğe, 30 Mart 2020'den önce 1/2 artı üç yıl denetimli serbestlik getiriyorsunuz. Daha sonraki suçlara, iki yıla kadar olan suçlardan dolayı ceza alanlara cezasızlık algısını kaldıralım, cezaevine girsinler, çıksınlar deyip beşte 4 getirdiniz. "Hayır." dedik. Daha sonra onu getirdiniz, daha sonra değerlendirmek üzere çektiniz. Demek ki muhalefetin, demek ki bizlerin, toplumun taleplerini, komisyonlarda ve Mecliste ortaya koyduğumuz talepleri değerlendirmeye aldığınız zaman toplumsal mutabakata ulaşabilirlik imkânı var. Bu imkânı hep engelliyorsunuz.
48'inci madde, en önemli maddelerden biriydi. Ne yaptınız? Dün, bir gece yarısı operasyonu yaptınız. Bu gece yarısı operasyonuyla ne yaptınız? 107'nci maddedeki 1/2 olan infaza koşullu salıvermeyi, kişiye özel bir düzenlemeyle, basın özgürlüğü, gerçekleri halka duyurmak için cezaevinde yatan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın cezaevinde daha fazla kalmalarını sağlamak için bir madde eklediniz. "Koşullu salıverilme" başlıklı 107'nci maddenin değişikliğine istisna olarak, yine 2/3'ün devamını getirdiniz. Koyduğunuz madde şu: Değişiklik metni burada, "1/1/1983 tarihli 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlar" ibaresini eklediniz, istisnayı koydunuz. Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan neden yargılanacak? Bu maddeden yargılanacak, daha sonra ceza almaları hâlinde infazı ne olacak? 1/2 olmayacak, 2/3 olacak. Yani kişiye özel, kanuna aykırı, Anayasa'daki eşitlik ilkesine aykırı düzenleme yaptınız, böyle düzenleme olabilir mi? Böyle bir düzenleme nerede var? Böyle bir düzenleme hukuk devletinde olmaz, böyle bir düzenleme demokrasiyle yönetilen ülkelerde olmaz, böyle bir düzenleme sadece AKP iktidarının adil yargılanma hakkını ihlal ettiği, eşitlikçi infaz sistemini kaldırdığı düzenlemelerde olur. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bu çok önemli bir sorun. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletiyse, demokrasiyle yönetiliyorsa hukuk devletinin kuralları içerisinde yapılacak şey, kişiye özel düzenlemelerle olmaz. Onun için yapılan bu gece yarısı operasyonunun değişikliğini hemen sağlamanızı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak talep ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, yargı kararları adaleti ortaya koymuyor, yargıda adalet için ne gerekiyor? Adil yargılanma hakkı gerekiyor. İnfazda adalet için ne gerekiyor? Ayrımcılık gerekmiyor, eşitlik gerekiyor. Bunu sağlamak için ne gerekiyor? Yapılacak infaz düzenlemesinde toplumun taleplerini karşılamak gerekiyor. Bu çerçevede yapılan değişikliklerde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu her zaman var, Mecliste her zaman bu düzenlemelerin içinde olacaktır. Düşüncelerinden dolayı, muhalif kaldıklarından dolayı cezaevlerinde var olan tutuklularla ilgili bir tek düzenleme yok bu infaz düzenlemesinde. Bu tutuklularla ilgili niçin düzenleme getirmediniz? Olay çok basitti, önerilerimizi de sunduk, ağır cezalık mevattan suçüstü hâlleri dışında cezaevinde yatan tutukluları tahliye edelim, tutuklamaya istisnadır; Covid-19 var, yaşam hakları var; salıverin, evlerinde geçirsinler, çok basit. Bunu dahi yerine getirmediniz arkadaşlar.
Bunun dışında Cumhurbaşkanıyla ilgili Anayasa'nın 104'üncü maddesinin on altıncı fıkrasına göre -597 hasta, 1.539 ağır hasta, mahkûm var- ne yapmalı Cumhurbaşkanı -dün de söyledim, Madımak katiline af getireceğine- bunlara da af getirmeli. Yaşam hakları yok mu Anayasa'nın 19'uncu maddesine göre? Bu insanların 17'nci maddesine göre yaşam hakkı yok mu? Bu insanlar, Covid-19 nedeniyle şu anda cezaevinde ölüm tehlikesi içerisinde değiller mi?
Bakınız, Adalet Bakanı açıkladı, bugün 5 yarı açık cezaevinde Covid-19 tehlikesi varmış. 3 mahkûm vefat etmiş. İnfaz memurları şu anda tehlike altındaymış. Biz söyledik bunları, söyledik; geçen haftalarda da söyledik. Bu mahkûmların, bu tutukluların yaşam hakkını devlet korumak zorunda değil mi? Devlet korumak zorunda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, cezaevlerinden çığlıklar var, adalet çığlıkları var. Cezaevinden gelen bir mesajı okumak istiyorum: "Aklımda adalet yerine kayırma olsaydı çıkacaktım. Elimde kalem yerine bıçak olsaydı çıkacaktım. Masamda kâğıt yerine para olsaydı çıkacaktım. Benim içim huzurlu. Onların ise adaletten, kalemden, kâğıttan nasıl korktuklarının tescilidir bu yaptıkları. Karakterleri yazgıları olacak." Bunu Barış Pehlivan göndermiş.
Basın özgürlüğü için, demokrasi için, özgürlük için mücadele edenlere selam olsun. (CHP sıralarından alkışlar)