GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:13.04.2020

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul, değerli halkımız; Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre 17 mahpus pozitif, 3 insan hayatını kaybetmiş, 79 cezaevi personeli, 44 hâkim, savcı, 32 adliye çalışanı, 34 Adli Tıp çalışanı ise yine hasta durumda. Cezaevlerindeki pandeminin varacağı noktanın alarmıdır bu tablo. Evet, biz, bu koşullarda infaz yasasını tartışıyoruz ve bu yasa cezaevlerini virüs salgınına karşı korumayacak. Bu yasa, virüse karşı mücadele kapsamında en riskli alan olan cezaevlerini ve mahpusları korumak için değil, iktidarın halka karşı mücadelesinin doğrudan bir ürünüdür. İktidar, 82 milyonun büyük bir çoğunluğunu öldürme, küçük bir azınlığını ise kurtarma derdindedir. İktidarın politikası eşitsizlik üzerine kuruludur, refleksleri de halka saldırı üzerine dizayn edilmiştir. Şirketlerin sağlığı halk sağlığından daha değerlidir saray için. "İşçilere ölüm, muhaliflere ölüm" sarayın en kararlı olduğu politikadır. AKP önce dua, sabır ve kolonyayla yola çıktı, şimdi ise halkı kitlesel olarak riske atan OHAL uygulamalarıyla meşgul. Bugün, yüz binlerce işçi tekrar çalışmaya başladı. İş yerlerinden, şantiyelerden gelen ölüm haberleri, şirketlerin CEO'su sarayı geri adım attıramıyor. Tersine, bu infaz yasasıyla, siyasal tükenmişliğinin sonucu yaşayacağı sıkıntıları bertaraf etmek için muhaliflerine yönelik savaşı tırmandırıyor. Bu özel af düzenlemesi tam olarak, iktidarın gelecek korkusunun sonucudur. Hırsızlar, devleti soyanlar, mafya babaları, kadın düşmanları yani çürümüş düzenin köşe taşları dışarı çıkıyor; bu coğrafyanın aydınlık yüzleri "Talana, soyguna, hırsızlığa, zulme hayır." diyenler ise içeride ölüme terk ediliyor. Sarayın koltuk korkusu, kendi Anayasa'sının eşitlik maddesini bile yok saymasına neden olabiliyor.

Şunu bir kez daha söyleyelim: Biz, bu pandemi sürecinde tüm cezaevlerinin eşit infaz yasasının kapsamında olmasını önerdik. Bu noktada, eşitlik temel talebimizdir fakat pandemi için değil... Muhalifleri ölüme terk eden eşitsiz bir düzenlemeyi kesinlikle reddediyoruz. İktidar, siyasi tutsakları içeride tutmayı bir siyasi zafer olarak sunuyor; buradan hareketle, hamaset edebiyatıyla muhalefeti de dizayn etmeye çalışıyor ama bunu başarması artık mümkün değildir. Herkesin niyetini açıkça ortaya koyduğu bu görüşmelerde, iktidarın niyetinin sarayın bekası olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.

Siyasi mahpuslar kimseden bir lütuf talep etmiyorlar, anayasal ve insani olan eşitlik ilkesine riayet edilmesini istiyorlar. Siyasi tutsaklar, hukukun tümüyle iktidarın siyasi hegemonyasında olduğu koşullarda, komplolarla, sahte delillerle oluşturulan dosyaların sonucunda hapsedilmişlerdir. Siyasi tutsaklar, faşist bir diktatörlük tarafından özgürlüklerinin gasbedilmesine itiraz ederken aynı zamanda tüm ezilen insanlığın da özgürlüğü mücadelesini kararlıca yürütmeye devam edeceklerdir; bundan kimsenin bir kuşkusu olmasın.

Yani bu yasayla zafer kazandığınızı bir an bile aklınızdan geçirmeyin. Cezaevleri, sizin ve sizin akıl hocalarınızın işkencelerinin tarihine tanıklık etmiş olabilir ama esas olarak da devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin ve muhaliflerin direnişine de tanıklık etmiş alanlardır. Bu da size dert olmaya devam etsin.

Eşitliği yok sayan, siyasi muhalifleri ölüme terk eden iktidar unutmasın, bu işlemek üzere olduğunuz cinayet sonunuz olacaktır. Bir iktidar, "Ekmek" diye gelip açlığı fıtrat hâline getirmeye başladığında bir parti olmaktan çıkmış, yok olmaya koşan bir suç örgütüne dönüşmüş durumdadır. Biz buradayız; İçeride ve dışarıda yaşamı, insanı, özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)