| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 13.04.2020 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; ta Komisyondan bu tarafa düzenlemekte olduğumuz kanun metninin bazı eksiklikleriyle milletin, vatandaşın vicdanında yer bulmadığını söylemiştik. Özellikle "kader mahkûmu" diye nitelendirdiğimiz insanların bu düzenlemeden faydalanmaması, vicdan sahibi insanların kabul edemeyeceği bir durum.
Muhakkak sizlere de çokça mesajlar geliyordur, müsaade ederseniz, ben bunlardan 2 tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum: "Bizim alt komşularımız, bir dairede, kalabalık, 16-17 kişi yaşıyorlardı. Çok gürültü yapıyorlardı, arada rica ediyorduk ama küfür ediyorlardı. Pazar sabahı saat 05.00'te yine gürültü başladı. Onların alt komşusu aradı, 'Polisi aradım, bakmadı. Siz arar mısınız?' dedi. Polisler geldi; kalabalık, evde polisle münakaşaya girdi. Polis, büyük ağabeyi karakola götürürken evde kalan tüm erkekler bizim kapımıza dayandılar demirlerle. Polisi geri aradık, geldi, bunları zorla aşağıya indirdi. Babama dediler ki: 'Gel zararını karşılasınlar.' tehlikeli insanlar babam da 'Olmaz.' dedi. Balkondan bakıyorduk, babam çıkar çıkmaz 8 kişi babama saldırdı. Kardeşim 21 yaşındaydı. Biz aşağıya ininceye kadar babam kusmaya başlamıştı. Sokakta polislerin yanında annemi, beni, kardeşimi darp ettiler. Takviye geldi, ambulansa bile götüremediler bizi. Annem sokakta sürüklenirken eteği başına geçmişti. Hastaneye götürdüler, hastaneden çıkmadan onlar serbest kalmıştı, bizim haberimiz yoktu. Ertesi gün hastane çıkışında doktor benden bir film daha istedi. Ben de annem ile babamı bekletmemek için eve yolladım, kardeşim de evdeydi ve eve gittiğimizde onlardan biri beni merdivende yakaladı, bana saldırdı, pantolonumu parçaladı. Kardeşime bağırdım, o da o an bizim dairede merdivenin başından aşağıya doğru ateş etti. Bu ateş sonucunda biri, on yedi gün sonra öldü; biri de silah sesine çıkıyor; içeriden 'Çıkma.' diyorlar. Çıkan, seken kurşunla olay yerinde hayatını kaybetti. Seken kurşunla ölen kişi için olası kastla on yedi yıl altı ay, diğeri için on iki yıl sekiz ay toplamda otuz yıl yatarımız oldu. Kardeşim 2 üniversite mezunu, başarılı, terbiyeli bir çocuktu." Mektubun biri bu.
Biri de: "26 yaşında uyuşturucu bağımlısı bir sapık tarafından kaçırıldım. Saatlerce bir konteyner içinde tutuldum, dayak yedim, hakarete ve cinsel saldırılara uğradım. Şahıs bir süre tutuklu kaldı ve sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Serbest kaldıktan sonra erkek kardeşim bu şahsı yaraladı, şahıs basit tip müdahaleyle üç gün sonra hastaneden çıkmasına rağmen, benim kardeşim öldürmeye teşebbüsten on iki yıl ceza aldı, yetmedi, hayatımı mahveden şahıs on dört yıl almıştı. Beni kurtaran 6 polisin şahitliğinde, Adli Tıp Kurumunun raporuna ve 155 Polis İmdat hattında bulunan yardım çağrısı kaydıma rağmen, dosya Yargıtay tarafından bozuldu. Benim kardeşim on iki yıl alırken, bana bunları yaşatan şahıs altı yıl dokuz ay ceza aldı, dosyası Yargıtayda, daha cezaevine girmedi ama kardeşim, TCK 81'den hâlâ cezaevinde. Saygın bir aileyiz. Bu olayla birlikte hayatımız ve itibarımız yerle bir oldu.
Şimdi, cinsel istismara maruz kalan ben mi suçluyum? Fail tutuksuz yargılandığı için psikolojisi bozulan ailem ve o psikolojiyle onu yaralayan kardeşim mi suçlu? Yoksa faili serbest bırakıp sonrasında bu yaşananların sebebi olan, yüce adaletine sığındığımız mahkeme heyeti mi suçlu? Yoksa tecavüzcünün dosyasını bozup onu yedi yılla ödüllendirirken benim kardeşimi on iki yıla mahkûm eden Yargıtay mı?
Bugün benim sesim siz olun, hiçbir şey olmasa bile kendi vicdanlarında boğulsunlar. Tek isteğim, adımı vermeyin."
Değerli milletvekilleri, gördüğünüz gibi, buna benzer, Türkiye'de binlerce "kader mahkûmu" diye nitelendirdiğimiz, namusunu, anasını, bacısını, malını korumak amacıyla, hedef gözetmeksizin meydana gelen hadiseler neticesinde eli kana bulaşan, eli silaha uzanan insanlar var. Buradan bu insanların faydalanmaması, maalesef, kamu vicdanını zedelemiştir.
Bilgilerinize sunarım.
Saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)