GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:13.04.2020

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.

Değerli arkadaşlar, bu özel af yasasının son maddesine geldik. Günlerdir, tüm muhalefetimize rağmen dediğim dedik tavrınızdan vazgeçmediniz yani bu tavrınızla bu ülke daha fazla demokratikleşmedi, inanın daha fazla totaliter bir rejimin inşasının önünü açtınız. Sizlere de hayırlı olsun. Yani pragmatik olarak cezaevlerinde muhaliflerinizi bırakmak istemiyorsunuz, biliyoruz, bunun için de bir direniş içindesiniz. Ama hem bu yasanın içeriği, mantığı, bu corona günlerinde yaptığınız bu şey tam anlamıyla bir akıl tutulması. Bence bu akıl tutulması meselesi üzerine biraz düşünün. Allah'tan da size akıl diliyorum.

Değerli arkadaşlar, bu ayrımcı yasanın yarattığı hak ihlallerini biz daha uzun uzadıya buralarda konuşacağız. Siz de göreceksiniz ki, bu ayrımcı yasanın insanlara nasıl trajediler yaşatacağını, cezaevlerinde hangi hak ihlallerine neden olacağını biz daha uzun bir dönem hep birlikte konuşacağız.

Biz, bu kürsüde, bu yasanın hak ihlallerine neden olacağını bütün, farklı birçok boyutuyla gündeme getirdik. Ama ben, biraz, bu yasanın aslında kadınlar açısından nelere mal olabileceğini paylaşmak istiyorum. Evet, biz biliyoruz, bu yasanın ağır faturasını bir kez daha kadınlar ödeyecek çünkü bu yasadan erkekler cesaret alacak. Özcesi şöyle bir mantığa da bürünebilirler: "Yaparım, döverim, gider yatarım; ne de olsa birkaç ay sonra çıkarım." Yani zaten o erkekler öyle kolay kolay da tutuklanmadı. Kadınlara şiddet uygulayan erkeklerin tutulması için, tutuklanabilmesi için, yargılanabilmesi için kadın örgütleri, kadınlar yıllarca mücadele verdi, zar zor bu yasaları değiştirdi ama siz dönüp dolaştınız, tekrar aynı mantığa büründürdünüz.

Bu tutumla aslında kadınları erkeklerin insafına bırakıyorsunuz, onları şiddetle baş başa bırakıyorsunuz. Yani nüfusun yarısı olan kadınların sağlığı, güvenliği, toplumsal yaşama katılmış mı katılmamış mı; bunlar çok da sizin için önemli değil, çok da ilgilendiğinizi de düşünmüyoruz. Aksi bir tutum olsaydı, en azından, bu yasayla ilgili tartışma yürütüldüğünde kadın örgütlerinin yürüttüğü kampanyalara biraz kulak asardınız, kadınları dinlerdiniz, gerçekten kadınlar ne yaşıyor, ne düşünüyor; biraz buna kulak kabartırdınız.

Değerli arkadaşlar, elbette ki kadına yönelik şiddet belli bir zamanla, mekânla sınırlı değil, biz bunu çok iyi biliyoruz. Hatta bu Meclis kürsüsünde, bu Meclisin içerisinde de kadına yönelik şiddet uygulanıyor, kadın bedeni üzerinden cinsiyetçi hakaretlerde, cinsiyetçi söylemlerde bulunuluyor. Ya, Mecliste bazen bir bütün olarak kadınlar yokmuş gibi davranılabiliyor. Dolayısıyla, burada önemli olan şey, bu kadına yönelik şiddetle mücadelede sizin ne yaptığınızdır, hangi mantıkla hareket ettiğinizdir, hangi mekanizmaları önerdiğinizdir ama sizin pratiğinize dönüp baktığımızda pek de kadından yana bir tavır almadığınızı, böyle bir mekanizma derdiniz olmadığını da biz çok iyi biliyoruz. Çünkü, hayatta durduğunuz yer buna pek müsaade etmiyor, bunun da farkındayız, kadınlar da farkında. Onun için de kadınlar çokça şunu söylüyor: "Ya, destek olmuyorsunuz, bari köstek olmayın." Çünkü genelde tutumunuz, kadın mücadelesine özellikle kadın özgürlük çizgisi önünde bir köstek olma hâli. Mesela neler yaptınız, belki beş dakikaya sığdıramam, o kadar çok şey yapıldı ki. Dünyada yerel yönetim bağlamında en demokratik işleyiş olan eş başkanlık sistemine savaş ilan ettiniz, bir anda eş başkanlık sistemimizi suç ilan ettiniz. Kadınların karar mekanizmalarına katılmasını istemiyorsunuz, neden? Çünkü belki kadınlar karar mekanizmasına katılmış olsaydı, inanın, bu sıralarda siz değil, kadınlar oturmuş olacaktı, belki yarınızdan fazlası kadın olacaktı. Elbette ki bu da sizin işinize çok gelmiyor. Hani, kadınlar otursa ne güzel olurdu, çok da yerinde bir karar olurdu.

Yine, kayyumlar belediyelerimizi gasbettiğinde, yıllardır kadınların verdiği mücadeleyle oluşturduğu mekanizmaları, özgürlükçü mekanizmaları yerle bir ettiniz. Danışma merkezlerimizi kapattınız. Yine, yerelde kadınları bir şekilde şiddetle baş başa bıraktınız.

Değerli arkadaşlar, yine bu kadın mekanizmalarını ören, kadın özgürlük çizgisinde ısrar eden kadın öncüleri hedef hâline getirdiniz. Bugün, cezaevinde binlerce kadın var. Eşit temsiliyet meselesinde sadece yaptığınız tek bir şey var, o da tutuklarken... Hatta bazen kadınları erkeklerden daha fazla tutukluyorsunuz. Bizim partimiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.

SELİM GÜLTEKİN (Niğde) - Kadın-erkek diye bakmıyor mahkemeler, suç mu diye bakıyor, suç.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Suç diye bir şey yok, suç sizin icadınızdır, önce onu size hatırlatayım. Bu bağlamda suç sizin icadınız. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler)

Dolayısıyla, şu tutukladığınız kadınlar aslında dünyayı güzelleştiren kadınlardır, sizin çizdiğiniz sınırların içerisine sığmayan kadınlardır.

Size bir kez daha bir öneride bulunmak istiyorum: Kadınların özgürlük mücadelesinden çok korkmayın, inanın ki kadınların mücadelesi sizleri de özgürleştirecektir çünkü siz bir özgürlük yanılsaması yaşıyorsunuz, bunun farkında değilsiniz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)