| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 14.04.2020 |
HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.
Ben de öncelikle bir soykırım olan Enfal katliamında yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum.
Değerli arkadaşlar, coronavirüs salgını başladığında, başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Emekçileri Sendikası, uzmanlar aslında çokça şunu ifade ettiler: "Bu salgınla mücadele etmenin temel yöntemlerinden bir tanesi de yaygın test yapmaktır." Ama, maalesef, bu konuda da ciddi bir dirençle karşılaştığımızı söylemek mümkün. İşin vahameti açığa çıkınca, talepler gelmeye başlayınca bu sefer testler yapılmaya başlandı ama gelin görün ki otuz iki günlük süreçte toplam 410.566 tane test yapılmış. Bunlar kişi sayısına göre yapılan testler değil çünkü biz biliyoruz, bazen 1 kişiye 1'den fazla da test yapılabiliyor. Hâlâ test uygulama mantığı aslında hastaları esas alarak yapılıyor yani olağan şüphelilere test yapılmıyor dolayısıyla şüphelilerin kim olduğu ve karantinaya alınması gerekip gerekmediği konusunda da bir muğlaklık hâlâ söz konusu. Ama benzer biçimde bütün dünya bu salgınla mücadele ediyor. Örneğin, Almanya'da günde 200 bine yakın test yapıldığını biz biliyoruz.
Yine, değerli arkadaşlar, coronavirüsle mücadelede birçok kesim, bizler defalarca aslında şeffaf bir süreç yürütmenin ne kadar önemli olduğunun vurgusunu yaptık ama bu konuda da hâlâ bir sır perdesi var. 83 milyon insan Sağlık Bakanının gece yarısı atacağı "tweet"e bakıyor ne olup bittiğini öğrenmek için.
Yine, bir Bilim Kurulu oluşturuldu, evet, biliyoruz; bu Bilim Kurulunun kararları kamuoyuyla paylaşılmıyor. Kararlar önce saraya gidiyor, saray kararlara bakıyor, eğer uygun görürse "Evet, uygulayalım." diyor, eğer uygun görmüyorsa zaten uygulanmıyor. Neyin önerildiğini de biz bilmiyoruz. Cuma günü yaşanan krizin kendisi de aslında bunun bir göstergesiydi. Açıkçası siz bu krizi yönetemiyorsunuz, bu krizi derinleştiriyorsunuz.
Yine, değerli arkadaşlar, testler bölgelere ve illere hangi kriterlere göre gönderiliyor, neye göre dağıtılıyor, bunu da biz bilmiyoruz. Biz vekiller bile kendi yerellerimizde kaç vaka var, kaç kişiye test yapıldı, ölüm oranı ne, bu konuda bilgi sahibi değiliz. Sadece sağlık müdürlüklerinin günübirlik verdiği, belli kriterlere göre güncellediği bir bilgi kamuoyuyla paylaşılıyor.
Evet, coronavirüsle mücadelede kriz yaşıyorsunuz, yönetemiyorsunuz, Türkiye genelinde böyle bir sıkıntı var ama bu kriz Kürt illerinde çok çok daha derin ve vahim boyutlarda. Bu konuda bile ciddi bir ayrımcılık söz konusu.
Bakın, arkadaşlar, Diyarbakır'ın nüfusu 1 milyon 800 bine yakın. Burada açıklanan testleri söylüyorum; Diyarbakır'da 500 test yapılmış, Batman'da 500, Bitlis'te 500, Bingöl'de 200, Urfa'da 450, Van'da çevre iller de dâhil 1.100 test uygulanmış. Bunlar Sağlık Müdürlüğünün açıklamaları. Açıkçası, ne kadar gerçeği yansıttığı da ayrıca tartışma konusu. Yani salgının ilk haftalarında sözünü ettiğim illerde test bile yapılmadı, daha sonra testler gönderilmeye başlandı. Örneğin, Batman'da, Siirt'te yapılan testler Diyarbakır'a gönderiliyor ama gerçekten, buralarda da yolda, hangi koşullarda bu testler gidiyor, nasıl uygulanıyor, sonuçları ve geri dönüşü nasıl sağlanıyor, burası da ciddi bir muğlaklık. Hatta son zamanlara kadar yapılan testlerin sonuçlarını doktorlar bile göremiyordu, yeni yeni, kamuoyunun baskısıyla, gelen tartışmalar neticesinde bunu da görmeye başladılar. 3 büyük şehirde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor: Diyarbakır'da, Van'da, Mardin'de. Yine, bazı bölgelerde de giriş çıkışlar yasaklanıyor ama burada yaşayan insanlara test yapılmıyor. Bunun gerekçesi nedir? Neden böyle bir uygulama öngörülüyor, o da ayrı bir tartışma konusu.
Değerli arkadaşlar, yine, sağlık emekçileri gerçekten bu süreçte çok ciddi emek verdiler, ağır şartlarda mücadele yürüttüler, bir kez daha burada partimiz adına kendilerine de teşekkür etmek istiyorum. Ama gelin görün ki sağlık emekçileri bu kadar zor koşullarda çalışıyor, üstüne üstlük bir de siz onlar açısından süreci zorlaştırıyorsunuz. Şeffaf olması gereken iktidar iken, Hükûmet iken sağlık örgütü, sağlık emekçileri bu görevi üstlenmeye çalışıyor. İşte, Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı, yine Mardin Tabip Odası Başkanı kamuoyuna bu sürece ilişkin yaptıkları paylaşımlardan, bilgi paylaşımından kaynaklı soruşturmaya maruz kaldılar. Yani sağlık emekçileri hakkında, öyle sadece alkışlamak, bu süreci böyle popülist bir siyasetle yürütmek çözüm değil, bu yaklaşımdan da vazgeçin. Sağlık emekçilerinin özellikle bu süreçte çok çok ciddi sıkıntıları var; barınma sorunları var, ulaşım problemleri var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın efendim.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bitiriyorum Başkan.
Yine, hâlâ bu bölgede sağlık çalışanları bu hızlı kitlere ulaşmış değil. Dolayısıyla alkış kolaycılığından vazgeçerek bir an önce sağlık emekçileriyle ilgili de adım atılması gerektiğini düşünüyoruz.
Yine, değerli arkadaşlar, Sağlık Bakanlığının açıkladığı test sayısının, testlerin uygulandığı illerin ve ölüm oranlarının, halk sağlığı açısından şüphe uyandırdığını düşünüyoruz. Bu konuda Meclisin bir araştırma komisyonu kurmasını istiyoruz, bunun için de bu araştırma önergemizin desteklenmesini talep ediyorum.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)