| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 14.04.2020 |
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 212 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, bugün, coronavirüs nedeniyle rahmetli olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş'ı ve bugüne kadar kaybetmiş olduğumuz bütün canlarımızı rahmetle anıyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun teklifiyle alakalı söyleyeceklerimiz şunlar: 2547 sayılı Kanun'un yani YÖK Kanunu'nun 53'üncü maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından kısmi iptali üzerine birtakım düzenlemeler getirildi. Bu düzenlemeler içerisinde özellikle yükseköğrenim kurumlarında iş sözleşmesiyle bağlı olanlarla alakalı olarak İş Kanunu'nda, aynı şekilde yükseköğretim kurumlarında memur görevi yapanlara da Devlet Memurları Kanunu'nda bazı değişiklikler yapıldı. Şimdi, burada bazı sorunlar var, onlar da nelerdir? Burada getirilen hükümlerle beraber, değerli arkadaşlarım, ne yazık ki çelişik, yoruma açık birtakım düzenlemeler ve yaptırımlar var. Bunlar nelerdir? Bazı cezalar koyuyorlar -biraz önce Sayın Genel Başkan Yardımcımız Yıldırım Kaya da bahsetti- 25 suç çeşidiyle alakalı tanımlamalar var değerli arkadaşlarım. Bunların içerisinde "Görev sırasında amirine saygısızlık etmek." diye bir suç tanımı yapılıyor. Yine, bunların haricinde, genel ahlak ve adaba aykırı davranışlar, yasaklanmış her türlü yayını basmaya çalışmak, dağıtmak, teşhir etmek, bununla alakalı şeyler var. Bir de görev yeriyle ilgili herhangi bir yerde toplantı, gösteri yürüyüşleriyle alakalı, izin alınmadan toplantı yapanlarla alakalı düzenlemeler getiriyor.
Değerli arkadaşlarım, görüldüğü üzere bunlar her türlü subjektifliğe açık, objektiflik ölçütlerinin ötesinde birtakım düzenlemeler. Yani buna ilişkin, bu yetkiyi kullanan kişi, bir üst makam, bu örnek verdiğimiz dört çarpıcı gerekçeye dayanarak istediği gibi işlem tayin edebilir. Bu nedenle, yarın öbür gün bunlar uygulamada büyük sorunlar ortaya çıkartabilir. Bu hususun düzeltilmesini en azından Genel Kurulun dikkatine çekiyorum. Çünkü her ne kadar teoride bu şekilde iyi niyetle bazı şeyler koyulmuş olsa da uygulamadaki bu problemlerin neler olabileceğini görüyoruz değerli arkadaşlarım.
Bunun haricinde, öncelikle ufak bir ayrıntıyı birbirinden ayırt etmemiz gerekiyor. Değerli arkadaşlarım, mahkeme kararları ile disiplin kurulu kararları arasındaki ince çizgiyi birbirinden ayırt etmek gerekir. Biliyorsunuz, buradaki disiplin suçları uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, memuriyetten men gibi açık bir şekilde ortaya konulmuş ama buna ilişkin hükümler koyuluyorken bazı müphem, bazı çelişik hükümler var, ucu açık hükümler var. Biraz sonra verilecek önergeyle düzeltileceğine yürekten inanıyoruz. Özellikle terör propagandasıyla alakalı, böyle soyut, somut kavramları olmayan, delilleri ortaya koyduğunuz zaman hiçbir delil olmadan da insanlar hakkında yaftalayarak istediğiniz soruşturmaları yapabilirsiniz. Zaten, yükseköğrenim kurumlarındaki disiplin soruşturmalarıyla alakalı kaygılarımız da bundan ibaret. Getirilen düzenlemelerle disiplin soruşturmalarının kavramları, kapsamı genişletiliyor yani bir anlamda yükseköğretim kurumları, üniversiteler kriminal bir suç örgütü olarak gözüküyor. Bu nedenle bunların düzeltilmesiyle alakalı olarak biraz önce de ifade ettiğim gibi somut tanımlar, suç unsuru nedir? Biz, bir anlamda disiplin soruşturmalarını ortadan kaldıralım, butlanla malul edelim, keenlemyekûn ilan edelim diye bir iddia içerisinde değiliz değerli arkadaşlarım ama buna ilişkin, bunu uygulayıcılar eliyle her ne kadar yasama organı iyi niyetle düzenlemeler yapsa da bunu uygulayanlar subjektif düzenlemelerle yarın öbür gün bu sorunları önümüze getireceklerdir.
Bakın, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu daha önceki iptal kararları var. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar yasama organını, yürütme organını, yargı organını, bütün idari organları -kamu ve özel- her tarafı bağlıyor. Buna ilişkin Anayasa Mahkemesi daha önce karar vermiş, vermiş olduğu iptal kararında üniversitede disiplin hükümleriyle alakalı hükümlerin yönetmelikle düzenlenmesiyle alakalı kararı iptal etmiş. Bu ne demektir? Diyor ki: Buradaki hükümler ciddi hükümlerdir. Bir insanla "öğretim elemanı" "öğretim üyesi" diye tabir ettiğimiz kişilerle alakalı düzenlemeleri ciddiye almış, buna ilişkin yasal düzenlemeler yapın ve... Bunun hukuksal dayanaklarını oluşturmuş. O nedenle, biz özellikle 7'nci maddede bizim için önemli olan, biraz sonra da iktidar grubu tarafından da getirileceğine inandığımız, özellikle terörle alakalı, propagandayla alakalı bu saatli bomba teşkil edecek, soyut, somut delillerle desteklenmeyen, hiçbir gerekçesi olmayan bu ibarelerin de yasa metninden çıkartılmasını özellikle talep ediyoruz çünkü buradaki düzenlemeler... En başta da ifade etmiş olduğumuz gibi Anayasa Mahkemesinin 10/4/2019 tarihinden bu tarafa doğru yapılan düzenlemelerdeki temel dayanaklarının bir an önce ortaya konmasını yüce heyetinizden talep ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)