GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:14.04.2020

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, ben de yükseköğretimde önemli değişiklikler yapan bu kanun teklifinin 11'inci maddesi üzerinde söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, benim üzerinde söz aldığım madde şu: "Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez." Önemli ve çok gecikmiş bir madde olarak görüyoruz bu düzeltmeyi.

Bildiğiniz üzere, ülkemizde vakıf yükseköğretim kurumları 1984 yılından itibaren kurulmaya başlandılar, özellikle 90'lı yıllarda artış sağlandı; en çok açıldığı süreç ise 2000'li yıllar ve bu kanun teklifiyle de yine 2 tane daha vakıf üniversitesi kurulacak. 80 vakıf üniversitesi kurumunun 60 tanesi yani yaklaşık yüzde 70'i 2002 yılından sonra kurulmuş. Baktığımız zaman, bu üniversitelerimizin özellikle bazılarının kuruluş amacı, yapısı, işlevi, niteliği, kadroları, AR-GE altyapısı, finansal şeffaflığı gibi bazı alanlarda gerçekten çok ciddi sorunları tartışılmaktadır. Özellikle, evet, bu 78 vakıf üniversitesinde neredeyse 27 bin akademisyen görev yapmakta ve 606 bin de öğrencisi bulunmaktadır. Plansız ve hızla sayılarının artmasıyla daha kolay ulaşılabilir hâle geldiler vakıf üniversiteleri ancak kimi vakıf üniversitelerinin saygınlığı düşerken bilimsel üretkenlikleri ise nedense değerlendirilemedi. Vakıf olma nitelikleri nedeniyle de vergi muafiyetleri sağlanırken harcama kalemlerinin şeffaflığına ilişkin neredeyse hiçbir çalışma yapılmadı, kaynakları nasıl ve nerede harcadıklarının şeffaflığı sorunluydu.

YÖK'ün geçen yıl çok önemli bir raporu oldu bu üniversitelerle ilgili. Evet, rapora göre, gerçekten, bu saydığımız çok ciddi sorunlar ortaya çıkmış oldu. Özellikle raporda dikkat çekilen, tanıtım ve reklama çok yüksek bütçeler ayırdıkları; kütüphanesi olmayan, bilimsel araştırmaya harcama yapmayan, düşük miktar ve oranlarda burslu öğrenci kabul eden birçok üniversitenin olduğu da ortaya çıkmıştır. Değerli milletvekilleri, bugün, bu kanun teklifinde gerçekten vakıf üniversitelerinin bu sorunlarına dönük gecikmiş de olsa, az da olmuş olsa bazı düzenlemeler var. Bu üniversitelerde gerçekten, söylediğim gibi, 2002 yılında yüzde 75 oranında artış sağlandı ve daha kurulurlarken çok ciddi yasal düzenlemeler gerekiyordu, uluslararası kriterler gerekiyordu. Ancak özellikle eğitim kaliteleri, altyapıları, bilimsel altyapıları, mali ve idari yapılarıyla ilgili çok ciddi sorunlar vardı. Bugün, kısmen bu sorunların çözülmesini ve bu kanundaki değişikliklerin gerçekten uygulamaya da yansımasını temenni ediyoruz.

Önceden, vakıf üniversitelerine ağırlıklı olarak devletten giden kadrolar vardı ama artık, kendi kadroları var bu üniversitelerin. Burada akademisyenliğe başlayan genç akademisyenlerimiz var. Bu bilim insanlarının özlük hakları, çalışma koşulları, bunlar bugüne kadar hiç tartışılmadı; kontenjanlar hızla artırıldı, sınırsız büyümelerinin önü açıldı. Düşük maaşlarla çalıştırılan akademisyenler üzerindeki aşırı ders yükleri, çalışma koşulları, bunlar hiç düşünülmedi. Bugün Sayın Komisyon Başkanı da söyledi, yeni bir düzenleme yapılıyor, doğru bir düzenleme. İşte, buradaki, danışman öğretim üyelerinin öğrenci sayılarına da bir sınır getiriliyor, bu da olumlu bir düzeltme. Geç kalmasına rağmen biz destek oluyoruz bu kanuna. Ancak eksiklikler ve karşı çıktığımız durumlar da vardı; özellikle, bugün de detaylı tartıştığımız disiplin kurallarıyla ilgili. Evet, bu kanun, üniversitede çalışan akademisyenlere mali ve özlük haklarıyla önemli katkılar sağladı ama maalesef, disiplin konusunda sorunlar var. Bu sorunların kısmen de olsa düzeltilmesi ve uygulamada da gerçekten sorun yaratmamasını temenni ediyoruz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Bu kanunun 22'nci maddesinde bir düzenleme yapıldı, muhtemelen konuşmayacağız o maddelerde ama ben değinmek istiyorum. Şöyle ki vakıf üniversitelerindeki öğretim üyelerine, bilim insanlarına hususi damgalı pasaport alma hakkı sağlandı. Benim de bu konuda kanun teklifim vardı; Değerli Milletvekilimiz, Hocamız Ayhan Altıntaş'ın da çalışması, kanun teklifi vardı, beraber çalıştık ne yapabileceğimiz konusunda ve bu teklife önergeyle bir madde olarak eklendi. Bu büyük bir kazanım. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Hocalarımızın uluslararası bilimsel çalışmalara katılması açısından gerçekten önemli bir kazanım oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - İzninizle Sayın Başkan, tamamlayacağım.

Değerli milletvekilleri, biliyorum, geç saat oldu, sabrınıza sığınıyorum.

Mali ve özlük hakları, evet, iyileştirildi ama dediğim gibi akademik ve idari özgürlüklerinde gerçekten çok ciddi sorunlar var. Dar kapsamlı, belirsiz, subjektif maddeler var disiplin maddelerinde. Bunlar, bir akademik disiplin için gerçekten uygun değil. 657'deki aynı maddenin akademisyenlikte yer almasını doğru bulmuyoruz çünkü akademisyenlik gerçekten çok özel bir alan olmakla birlikte kamu görevlilerinden çok farklı bir meslektir. Bu anlamda disiplin konusunda daha dikkatli kavramlara ihtiyaç var. Sonuç olarak en büyük temennimiz, dediğim gibi, bu baskıcı ortamın uygulamada sorunlar ve mağduriyetler yaratmamasıdır.

Maddeyi desteklediğimizi bir kez daha söylüyorum. Gerçekten, YÖK'e özellikle nitelik, kalite noktasında, sorunları çözme noktasında, bu konularda biz destek oluyoruz. Bu noktada daha çok çalışmalar yapılmasını da buradan tekrar dile getiriyorum.

Sizleri, Genel Kurulu da tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)