GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:14.04.2020

AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; sözlerimin hemen başında, inandığı davasında hiç taviz vermeyen, dik duran, eğilmeyen ve bugün Hakk'ın rahmetine kavuşan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş'ı rahmetle anıyorum; ailesine, Bağımsız Türkiye Partisine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 11'inci maddesi üzerinde partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz madde, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim elemanlarının, devlet yükseköğretim kurumlarındaki emsallerinden daha az ücret almamaları için gerekli düzenlemeleri içermektedir. Ben de bir eğitimci olarak "eşit işe eşit ücret" ilkesiyle öğretim elemanlarının ücret farklılıklarının önüne geçecek bu maddeyi, geç kalınmış bir düzenleme olsa da desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Yine ayrıca, vakıf üniversitelerinde görev yapan öğretim görevlilerinin ders saatleri sayısının da devlet üniversitelerinde ders veren hocaların ders saatleriyle eşit seviyeye getirilmesi daha uygun olacaktır.

Değerli milletvekilleri, ilk başta kuruluş amacı, başarılı ama yoksul öğrencilerin kaliteli eğitim almasını sağlamak olan vakıf üniversitelerinin büyük bir bölümünün kuruluş amaçlarından uzaklaştığını görmekteyiz. Çok sayıda özel üniversite, tam bursluluk oranlarını YÖK'ün belirlediği yasal sınır olan yüzde 10 civarında gerçekleştiriyor. Bunun dışına çıkan, tam bursluluk veren vakıf üniversitesi bir elin parmak sayısı kadar azdır.

Yine, bu vakıf üniversitelerinin kütüphanelerinin yetersiz kaldığını, öğrencilerin kütüphanelerden yeteri kadar faydalanmadığını görmekteyiz. Öğrenci başına düşen kitap sayısının 10'un üzerinde olduğu yalnızca 11 tane vakıf üniversitesi var, 30 üniversitede bu sayı 5'in altında, bazılarında bu rakam sadece 1 ila 3 aralığında.

2018 yılında, Türkiye genelinde 62 vakıf üniversitesinden 13'ü AR-GE'ye kendi bütçesinden hiç kaynak ayırmamıştır. Bütçesinin yüzde 10'undan fazlasını AR-GE'ye ayırmak durumunda olan vakıf üniversiteleri bu kurala riayet etmemiş, sadece 3 vakıf üniversitesi AR-GE'ye ödenek ayırmıştır.

Kıymetli milletvekilleri, günümüzde yaşadığımız problemden dolayı üniversitelerimiz kapalı, öğrencilerimizin tamamı memleketlerine gittiler ancak özel yurtlarda kalanlar ile öğrenci olarak kiraladıkları evler hâlâ kendilerine ait olanlar buralara ödeme yapmak durumundadırlar; hem yurtlara hem de evlere kira ödemektedirler. Bu, genç öğrencilerimizi sıkıntıya sokmaktadır. Bununla ilgili gençlerimiz acilen bir düzenleme beklemektedirler.

Yine, devletimiz her ile üniversite açmakla övünüyor oysa biz, marifetin her ile üniversite açmak olmadığı, her üniversiteden mezun ettiği gence iş bulmanın asıl marifet olduğu düşüncesindeyiz. Şimdi, günümüzde her şeyi planlayabilecek bilgiye, birikime, teknik imkânlara sahip olan devletimiz, gençlerin geleceğini niye planlamaz bunu anlamış değiliz. Yani günümüzde Türkiye'nin on yılda, otuz yılda, elli yılda ne kadar öğretmene, ne kadar mühendise, ne kadar siyasal bilgiler fakültesi mezununa ihtiyacı olduğu planlanamaz mı? Ve biz her ile üniversite açarak gençlerimizin dört sene, beş sene bu üniversitelerde oyalanmasına, gençliklerinin heba edilmesine sebep olmaktayız. Üniversiteyi bitirdikten sonra da iş isteyen bu gençlerimizin, maalesef, iş taleplerine cevap veremiyoruz. Keşke bir planlama yapılarak hangi alanda ne kadar lisans mezunu gence ihtiyacımız var, bunlar belirlense ve üniversite öğrencileri bu planlamaya göre alınsa, yetiştirilse. Bu öğrencilerimizin de hayalleri heba olmasın diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)