GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:14.04.2020

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet tekrar, 12'nci madde üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bir önceki madde vakıf üniversitelerindeki akademisyenlere yönelik bir düzenlemeydi, bu maddede ise değerli milletvekilleri, vakıf üniversitelerindeki öğrencilere ilişkin düzenleme yapılıyor. Vakıf yükseköğretim kurumlarının her bir diploma programında -ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında- öğrenim gören öğrencilerden ilgili programın en yüksek yerleştirme puanına sahip en az yüzde 15'i kadar öğrencinin öğrenim süresi boyunca tam burslu okutulması öngörülmektedir.

Değerli milletvekilleri, 78 vakıf yükseköğretim kurumunda yaklaşık 606 bin öğrenci bulunmakta ve kontenjanlar her sene ciddi oranda artırılmaktadır. Bu kontenjan artışının önüne geçmek ve niteliği belli bir seviyede tutmak için neyse ki YÖK tarafından bir başarı sırası uygulaması getirildi. Planlı ve daha zamanında yapılmalıydı bu. Neden ısrarla vakıf üniversitelerine plansızca, onların altyapılarına bakılmadan kontenjan verildi? Bakıldığı zaman, 2018 ÖSYM Kılavuzu verilerine göre öğrencilerin yaklaşık yüzde 12'sine tam burs verilmekte vakıf üniversitelerinde ve belli oranlarda bursluluk olsa da büyük bir çoğunluk bu üniversitelerde doğal olarak ücretli okumakta. Bu konuyu görüşmüşken şuna da değinmek istiyorum açıkçası: Her eğitim öğretim yılı öncesinde öğrenim ücretleri, sizlerin de bildiği gibi büyük bir kaos yaratmaktadır. Vakıf üniversitelerinde kontrol edilemeyen öğrenim ücretleri talep edilmektedir. Bu olay gerçekten çığırından çıkmış durumdadır. Burada ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Eğitim ücretleri gibi çok temel bir alanda siyaset dışı bir çalışma yapılması, ortak bir hazırlık ve düzenleme yapılması da gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, YÖK'ün Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2019 Raporu'nda gerçekten ciddi veriler var. Burada öğrenci başına cari gider ortalamasına bakıldığında 2017-2018 eğitim öğretim yılında öğrenci başı cari gider ortancası yaklaşık 13 binken, 26 tane vakıf yükseköğretim kurumunda öğrenci başı cari hizmet gideri 10 binin altında kalmış. Alınan ücretlere göre bu miktar çok düşük kalmaktadır. Çoğu üniversitede öğrencilerden elde edilen gelirler öğrenciye maalesef dönmemektedir. Peki, bu gelirler nereye harcanmaktadır? Bu yıl yapılan raporda da belirttiğim gibi, yaklaşık 220 milyar lira reklam ve tanıtıma harcanmış; kütüphaneye yapılan harcama 60 milyar ama en vahimi öz kaynaklı AR-GE bütçeleri 41 milyar civarında yani reklam bütçesi, kütüphane harcamasının 4 katı, AR-GE bütçesinin de 5 katı. Gerçekten çok vahim bir durum. Oysa bu kaynakların reklam ve tanıtıma değil, öğrenciler için -özellikle barınma, beslenme, sosyal imkânlar, kültürel faaliyetler- ve en önemlisi bilimsel araştırma, nitelikli eğitim gibi alanlarda kullanılması konusunda da önlemler alınmalıdır. Evet, bu tür çarpıklıklarla birlikte, ülkemizde her yıl maalesef üniversite mezunu sayısı hızla artmaktadır yani üniversitede okuyan öğrenci sayısı hızla artmaktadır ama aynı zamanda üniversite mezunu işsiz sayısı da artış göstermektedir. TÜİK verilerine göre genç nüfusumuzun en az 3 milyon 200 bini işsiz ama değerli milletvekilleri, bunun yaklaşık 2 milyonu üniversite mezunu işsizlerden oluşuyor. 2019 yılında her yıl kayıtlı 4 işsizden 1'i üniversite mezunudur. Değerli milletvekilleri, Avrupa İstatistik Kurumu EUROSTAT'ın verilerine göre Avrupa ülkelerinde eğitim seviyesi arttıkça işsizlik oranı düşerken ülkemizde bu tablonun tam tersi. Üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının, ilköğretim mezunlarından yüksek olduğu tek ülke Türkiye; bunu da belirtmek istedim sizlere. Bu durum, açıkçası siyasi iktidarın eğitim, istihdam, üretim politikalarının sorunlu olduğunu ve yetişmiş gençlere dahi istihdam yaratamadığını göstermektedir. Bu sorunun aşılması için nitelikli eğitimi, üretime dayalı ekonomiyi, kalkınma ve istihdam politikalarını hedefleyen planlı, stratejik, bütüncül bir yaklaşım ortaya koyulmalıdır. Bunun yolu da nitelikli, çağın gereklerine uygun, bilgi ve beceriyle donatılmış, dünyayı yakından takip eden gençler yetiştirmekten geçmektedir. "Her ile bir üniversite" "Her isteyene bir vakıf üniversitesi" gibi bir anlayıştan hızla uzaklaşmak gerekmektedir. YÖK'ün son dönemlerde ihtisaslaşma, kalite, nitelik çalışmalarının, bu anlamda bu sürece destek olmasını diliyoruz.

Evet, dediğim gibi, burada, vakıf üniversitelerinde daha yüksek oranda burslu öğrenci okutulması düzenlemesi, gerçekten olumlu bir düzenleme. Burada, aslında öğrenci gelirlerinden elde edilen kaynakların da eğitimin niteliğinin artırılmasına... Ki bugünlerde, gerçekten bilimin ve bilimsel araştırmanın bu kadar hayati olduğu bir dönemde, bu üniversitelerin kaynaklarının büyük oranda bilimsel araştırmaya ayrılması noktasında da düzenlemelere ihtiyaç vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, son olarak da şunu belirtmek istiyorum: Bu kanun teklifine, sağlıkta şiddetle ilgili gerçekten çok geç kalmış olan bazı kanun maddeleri de eklenecek. Bu vesileyle, gerçekten sağlıkçılarımız için siyah kurdele yerine artık beyaz kurdele takacak olmamız büyük, önemli bir adım ve bugünlerde gerçekten büyük bir fedakârlıkla çalışan sağlık emekçilerimize de ben şükranlarımı ve minnetlerimi de sunarak bugünkü konuşmamı tamamlamak istiyorum.

Sizleri de saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)