GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:86
Tarih:15.04.2020

CHP GRUBU ADINA TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Efendim, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sevgili arkadaşlarım, sevgili milletvekilleri; düşünün ki burada oturuyorsunuz, siz burada çalışırken dozerler kapıya dayandı ve burayı yıkıyor; iş makineleri geldi, burayı yıkıyor. Şu anda İstanbul'da Atatürk Havalimanı'nın başına gelen budur. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası ile Atatürk Havalimanı'nın hukuki anlamda bir farkı yoktur, ikisi de kamuya ait mülklerdir, kamuya ait mallardır.

Şimdi, Atatürk Havalimanı'nın 2 tane pisti yıkıldı, yok edildi 7 Nisan tarihinden itibaren. Şu anda iş makineleri ve oradaki alet edevatla çalışılarak yok edilmeye devam ediliyor. Konu neydi? Biz çok erken dedik ki: Atatürk Havalimanı'nın terminal binaları var, hangarları var, oteller var, ulaşımı çok kolay çünkü oraya metro gidiyor. Şimdi, böyle bir yerin -dünyanın her tarafında Çin'de, Londra'da, Kanada'da, Amerika Birleşik Devletleri'nde olduğu gibi- kapalı alanlarını geçici olarak sahra hastanesi hâline getirelim, buradan faydalanılsın. Bunu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız aşağı yukarı bir ay önce söyledi. Çıktınız, kulak arkası ettiniz, sesiniz çıkmadı. Bunu yapmadınız. Sonra Sayın Cumhurbaşkanı çıktı, bir açıklama yaptı, dedi ki: "Yeşilköy'de 1 sahra hastanesi, 1 sahra hastanesi de Sancaktepe tarafında kuracağız." Biz de zannettik ki bizim önerimize göre Atatürk Havalimanı'nın bu kullanılabilir alanları sahra hastanesi olarak kullanılacak. Sonra ortaya çıktı ki, sizin bir yandaş firmanız var, ona verilmiş. Atatürk Havalimanı'nın hemen yanında aslında daha önce hastane yapılmak istenen bir yer var, orayı hastane yapmak üzere veriyorsunuz; sahra hastanesi değil, bildiğiniz bina dikeceksiniz. Sonra ondan da vazgeçtiniz, geldiniz, Atatürk Havalimanı'nın 2 güzide pistini kazıdınız, yıktınız, beton döktünüz, demir döktünüz, mahvettiniz.

Kırmızıyı görmüş boğa gibisiniz, gördüğünüz bütün millî değerlere saldırıyorsunuz. Yakasını bırakın, yakasını bırakın kardeşim milletin malının! Ne işiniz var? İmarsız, ruhsatsız, yapılaşma yasağı olan bir bölgede, kimseye sormadan yıkıyorsunuz, döküyorsunuz, kendi kendinize iş yapıyorsunuz. Oraya hastane yapacaksınız, kalıcı bina yapacaksınız, adına da "sahra hastanesi" diyorsunuz. Ya, var olan binaları niye kullanmadınız kardeşim? Ne derdiniz var Atatürk Havalimanı'yla? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, o olay başladığında Valiliğe ve kurumlara bir yazı gönderdi; dedi ki: "Burası ulaşım açısından uygun değildir. Buradan otobüs geçmez, metrobüs geçmez, hiçbir şey geçmez. Asıl kullanılması gereken yerler terminallerin, hangarların olduğu yerlerdir." "Yok" dediniz. Fırsat biliyorsunuz bu salgını önünüze gelen her yere saldırıyorsunuz. Niye biliyor musunuz, niye biliyor musunuz? Talancı bir zihniyet var; orada yıkarak, dökerek var olan değerleri yok ederek yeniden imara açacaksınız, etrafınızdaki rantçılara sunacaksınız. Yok öyle yağma, yok öyle yağma! Orası, bu milletin zor zamanında, bugün 2 milyar TL'ye yapamayacağınız rakamlarla yapılmış pistlerdir, 300 milyon dolardan daha fazla maliyeti olan. Kime sordunuz kardeşim? Kime sordunuz, kimin haberi var? Hangi kurumdan geçti? Orası 1/100.000'lik palanlarda hâlâ havalimanı olarak geçiyor.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sana mı soracağız?

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Bana soracaksın, ben o bölgenin milletvekiliyim. Hâlâ 1/100.000'lik planlarda havalimanı olarak geçen yere, sivil havacılık kanunlarına göre hiçbir bina yapamazsınız, insanlara yaşam alanı yaratamazsınız.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hastane, hastane...

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Hastane de yapamazsınız, hiçbir şey yapamazsınız, kalıcı bina koyamazsınız, geçin bu işleri, geçin. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bunun nedeni, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının dinlememenizdir, bunun nedeni talancı zihniyetinizdir. Elinizi çekin milletin malından, milletin malından! Suç işleyerek kendinize rant alanları yaratmayın! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bugün, orada ruhsatsız bina dikiyorsunuz. Alıştınız, alıştınız, Atatürk Orman Çiftliği'nde de aynısını yaptınız, yapamazsınız kardeşim, suç işliyorsunuz! Türk Ceza Kanunu'nda imar kirliliği suçunu işliyorsunuz. Türk Ceza Kanunu'nda devletin malına zarar verme suçunu işliyorsunuz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hastane bu, hastane.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Nereden bu özgürlüğü alıyorsunuz?

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Hastaneye karşı mısın?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Hastaneye karşı gelme!

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Hastanenin yerini size gösterdik; hangarlar var, terminal binaları var. Bir haftada yapılacak, hastane olacak yeri yok sayıyorsunuz, milletin malına kazmayı vuruyorsunuz. 2 milyara mal olmuş pistleri yok ediyorsunuz. Nasıl bir anlayışınız var? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Çok ayıp oldu, çok!

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Demek ki sahra hastanesine karşısın!

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Her türlü hukuksuzluğu yapıyorsunuz salgınla beraber. Babanızın malı değildir bunlar, devletin malıdır, yapamazsınız kardeşim! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sizin bu işi yapan firmalarınız da dâhil olmak üzere, emri verenler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ya, tamam, her şeye karşısınız da hastaneye bu ortamda karşı gelinmez.

BAŞKAN - Sayın Aydoğan, bir saniye efendim... Bir saniyenizi alabilir miyim?

EYÜP ÖZSOY (İstanbul) - Genel Kurula konuşsun Başkanım.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, ben konuşurum, problem değil, alışkınım bu arkadaşlara.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen, hatip sözlerini tamamlasın.

Buyursunlar efendim.

TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Siz Sabiha Gökçen Havalimanı'na on yıldır bir pist yapamadınız, on yıldır, uçaklar kaza yapıyor orada. 2 tane güzide pisti yıkıyorsunuz. Nedir derdiniz kardeşim! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Orası depremde, salgında, herhangi bir olağanüstü hâlde İstanbul halkının kullanabileceği alandır, tek alandır. Orası güzide bir havalimanıdır. Memnuniyet anketinde dünyada birinci çıkmış havalimanıdır. Nasıl bir düşmanlıktır bu, nasıl bir saldırganlıktır? Hem hangarı çürütüyorsunuz hem diğer tarafa kazma vuruyorsunuz? Bunu yapanlar Türk Ceza Kanunu'nun 152'nci maddesine ve 184'üncü maddesine göre yargılanacaklardır kardeşim!

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)