GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:03.06.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubu olarak aşı üretim merkezlerinin durumu ve aşı üretimi hakkında vermiş olduğumuz önergenin gerekçelerini açıklamak üzere söz aldım. Selamlarımı sunarak başlıyorum.

Coronavirüs salgınıyla beraber gündeme gelen aşı, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli konu hâline gelmiştir. İnsan hayatında önemli olduğu kadar hayvanlarda görülebilecek hastalıklar için de gerekli olan aşı, bütün salgın hastalıklarda stratejik ürün olarak görülmektedir.

Ülkemizde aşı için kurulan tesislerin tarihi bir hayli eskiye dayanır. Araştırma, üretim, kontrol, denetim ve eğitim alanlarında faaliyet göstermek amacıyla bu tesislerin ilki Sultan II. Abdülhamit tarafından İstanbul Pendik'te 1901 yılında kurulmuştur. İkincisi, Atatürk tarafından 1928 yılında Ankara'da kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüdür. Sonraları, değişik zamanlarda kurulmuş olan Manisa Tavuk Hastalıkları Aşı Üretim ve Araştırma Enstitüsü, Tarım ve Orman Bakanlığı Şap Enstitüsü, Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü, Elâzığ Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü, Konya Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü, Adana Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü ile Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü çok değerli hizmetler vermiştir. Ne var ki bu enstitülerin tamamına yakınında aşı üretimi durdurulmuştur. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Manisa Tavuk Hastalıkları Aşı Üretim ve Araştırma Enstitüsü 2004 yılında, Sağlık Bakanlığına bağlı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ise 2011 yılında kapatılmıştır. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu hizmetleri üretmek üzere büyük emek ve parayla kurulan söz konusu bu kurumlar;

1) Aşı ve biyolojik madde üretiminin kamusal bir görev olarak

görülmemesi.

2) Biyoteknolojideki gelişmelere uygun olarak yeni yatırımların

yapılmaması.

3) İhtiyaçların ithalat yoluyla karşılanması yönünde oluşan siyasi

irade.

4) Stratejik önemlerine bakılmaksızın özelleştirme yapma kararlarının alınması gibi sebeplerle bugünlerde tamamen dışarıya bağımlı hâle gelmiş, zor durumda kalmış bulunuyoruz.

Diğer yandan, konunun uzmanları tarafından yapılan değerlendirmelere göre, üç yıllık aşı ithalat bedeliyle millî aşı üretim tesislerimiz yeni teknolojilere uygun olarak modernize edilebileceği gibi yeni tesisler bile kurulabilecektir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin sağlık ordusu çok başarılı bir sınav vermektedir. Aşı üretiminde de bu sınavı başarıyla verebilecek durumdayız, bunun örneğini de gördük. Aşı üretiminde ilk adım, sahada enfeksiyon yapan virüsü laboratuvar ortamında izole edip üretmekle atılır, sonra aşı çalışmaları başlar. Bunu yapacak uzmanlarımızın olduğu bilinmektedir. İşte, Ankara ve Erciyes Üniversitelerindeki bilim insanlarımız kısa sürede virüsü izole ederek üretmeyi başarmışlardır.

Peki, eksik olan nedir? Eksik olan, siyasi iradenin anlayışıdır, bakış açısıdır, sonuçlar başarısız olsa bile sadece kendilerinin yaptıklarının doğru olduğuna inanmalarıdır. Büyük zorluklarla, emeklerle, bedellerle kurulmuş olan millî tesislerimizi satmakla veya kapatmakla hiçbir yere varılamaz. Yaşanmakta olan coronavirüs salgınının meydana getirdiği sağlık, sosyal ve ekonomik tahribat göz önüne alındığında bizim ne yapmak istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.

Önceliğimiz, ülkemizin ihtiyaçlarının karşılanması, komşularımıza ve ihtiyacı olan bütün ülkelere destek olacak aşıların üretilebilmesi için millî kaynaklarımızın ve bilim insanı gücümüzün seferber edilmesidir. Bu amaçla, aralarında Pendik Veteriner Kontrol Enstitüsü ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi tarihî kuruluşların da olduğu aşı üretim kurumlarının durumları, eksikliklerinin giderilmesi, kapatılanların yeniden ihya edilmesi ve alınacak bütün tedbirlerin belirlenmesi için önergemize destek verilmesini bekliyor, Genel Kurula saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)