GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:96
Tarih:09.06.2020

HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye siyasi tarihinde demokratik siyaseti yıkıma uğratan, halkların iradesinin üzerinde tasarrufta bulunan çok sayıda askerî darbe gerçekleşti; kimi 1960, 1971 ve 1980 yıllarında olduğu gibi doğrudan yönetime el koyarak, kimisi de 28 Şubatta olduğu gibi tankları yürüterek; kimisi de 27 Nisanda olduğu gibi e-muhtıra şeklinde gerçekleşen darbeler Türkiye'de demokrasinin her daim sıfır noktasına dönmesine neden oldu. Bugün dünyadaki siyasi literatür askerî darbelerin yanı sıra "hükûmet darbesi" "yürütme darbesi" "yeni nesil darbe" şeklinde tanımlanan demokrasiye yönelik müdahaleleri de tartışıyor. Yürütme erkini elinde bulunduran iktidarlar tahakküm araçlarını kullanarak yetkiyi kendisinde toplayıp demokratik işleyişi sekteye uğratıyor ve hukuki güvenceleri ortadan kaldırıyorlar. Kuşkusuz ki bugün bu tanımın Türkiye siyasi tarihindeki en belirgin örneği, 20 Temmuz 2016 tarihinde devreye konulan ve ülkenin yönetim sisteminin değiştirilmesine kadar iktidar tarafından devam ettirilen OHAL uygulamasıdır. 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra tüm siyasi partiler ve toplum tarafından darbeyle mücadelede destekleneceği ifade edilen -burada, destekleneceği ifade edilen- iktidar, darbeye karşı demokrasi ve hukuk mücadelesi yürütmek yerine 20 Temmuzda OHAL ilan ederek demokrasiyi ve hukuku askıya almayı tercih etti.

Tarihi darbeler tarihi olan ülkemizin darbeye karşı kalıcı çözümler üretmemesinin çeşitli sebepleri var. Bunların en başta geleni gerek askerî gerekse sivil güçlerin demokrasiyi bir arada yaşam siyaseti olarak değil, aksine güç temerküzü araçları olarak görmesinde yatıyor.

İkinci neden ise bunun yanı sıra, darbelerle hiçbir zaman tam olarak yüzleşilmemesi ve demokratik siyasete müdahalede ısrarcı olunması da darbeci yaklaşımın canlı kalmasına neden oluyor. Örneğin, 12 Eylül darbesiyle asla yüzleşilmedi, sözde bir yargılamayla yüzleşildiği zannedildi ama öyle olmadı. 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak darbenin siyasi ayağını ortaya çıkaracak, onun üzerindeki sis perdesini ortadan kaldıracak bir araştırma yapılmadı, bununla ilgili tek bir adım dahi atılmadı; aksine darbe üstüne darbe yapılarak 4 Kasım 2016 tarihinde milletvekillerimiz gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Sadece kendi kişisel tarihimden örnek verirsem, Aralık 2016-Haziran 2018 seçimlerine kadar yürüttüğüm Grup Başkan Vekilliğim döneminde 11 arkadaşımın milletvekilliği düşürüldü sizler tarafından. Leyla Zana 11 Ocak 2018, Nursel Aydoğan Mayıs 2017, Selma Irmak Nisan 2018, Besime Konca Ekim 2017, Faysal Sarıyıldız Nisan 2018, Ferhat Encu Şubat 2018, Figen Yüksekdağ Şubat 2017, Tuğba Hezer Öztürk Temmuz 2017, Osman Baydemir Nisan 2018, İbrahim Ayhan Şubat 2018, Ahmet Yıldırım Şubat 2018; bu arkadaşlarımın ben burada Gurup Başkan Vekili olarak görev yürütürken ne bahtsız bedevilikmiş ki milletvekillikleri düşürüldü ve bu darbeci aklın halkların iradesine nasıl darbe vurduğunun dökümüdür bu. O dönemde yanımda oturan Gurup Başkan Vekilimiz Ahmet Yıldırım'ın neden milletvekilliği düşürüldü biliyor musunuz, hatırlıyor musunuz? "Padişah bozuntusu" sözü yüzünden, "Padişah bozuntusu" sözü yüzünden. Eğer bu yüzden bir vekilin milletvekilliği düşürülüyorsa bu aslında bu söze muhatap olanın acziyetini gösterir, bizim için sadece bunu gösterir. Son olarak da 4 Haziran 2020 tarihinde Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu'nun vekillikleri düşürülerek halk iradesini yok sayan uygulamalara devam edildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun efendim.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Şimdi size baktığımız zaman gördüğümüz şu: Tıpkı 80'lerde 90'larda ne yapıldıysa aynısını yapıyor, askerî vesayeti kaldırma iddiasıyla geldiğiniz bu ülkede sivil darbecilik yapıyorsunuz. O gün Leyla Zana'ya yapılan bugün Leyla Güven'e yapılıyor. Leylalar değişiyor özellikle Kürtler açısından baktığımızda. Bu ülkenin insanları size oy verenler de dahil tabii ki demokratik bir ülkede yaşamayı sizler de bizler de hepimiz hak ediyoruz ve bunu istiyoruz. Ama şu anda bu ülkede öyle bir durum var ki sayenizde pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağı kararının bile Cumhurbaşkanının gönlünün rızasına göre verildiği bir ülke hâline getirdiniz burayı. Ancak bu tekçi rejimde yaşamaya ne askerî, ne sivil darbelere ve bu darbeci anlayışın sürmesine de asla bizim gönlümüz razı değil ve buna izin vermeyeceğiz.

Bu kapsamda ülke gündeminden düşmeyen darbe iddialarının araştırılması ve milletvekillerinin demokratik siyasetten dışlanması başta olmak üzere...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - ...demokrasi dışı müdahalelerle siyasal alanın dizayn edilmesinin engellenmesi, darbe mekaniğiyle yüzleşilmesi ve darbe korkusu ya da tehdidi yaratanlarla mücadele edilmesi için Meclis araştırması açılmasını istiyoruz. Madem bu kadar, halka diyorsunuz ki: "Aman darbe olur." Hadi gelin, açalım bu Meclis araştırmasını, destekleyin ve hep birlikte araştıralım; nedir korkulan, nedir tehlike?

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)