GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 10 Haziran Cengiz Aytmatov'un vefatının 12'nci yıl dönümüne, ABD'nin materyalist, Darwinist, ırkçı ve sömürgeci bakış açısının Atlantik'le sınırlı olmadığına, coronavirüsle mücadelede ABD ve Avrupa sınıfta kalırken varlığını insanımıza hizmetkâr kılan Türkiye Cumhuriyeti'yle övünülmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:10.06.2020

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün, Türk dünyasının ve dünya edebiyatının büyük ismi Cengiz Aytmatov'un vefatının yıl dönümü. Bu vesileyle Cengiz Aytmatov'u rahmetle yâd ediyorum.

Türk dünyasının kültürel zenginliğini eserleriyle bütün dünyaya tanıtan Aytmatov, dünya edebiyatına mal olmuş en önemli kalemlerden birisidir; "Cengiz Han'a Küsen Bulut" "Cemile" "Dişi Kurdun Rüyaları" gibi eserleriyle, insanın tarih içinde kazandığı değerlerini destansı anlatımıyla Türk ve dünya edebiyatında eşsiz bir başarıyı yakalamıştır. Milletinin değerlerini ve insani erdemleri unutan, toplumuna yabancılaşan karakterleri "Gün Olur Asra Bedel" adlı eseriyle mankurt olarak niteleyen ve "mankurtlaşma" deyimini dünya literatürüne kazandıran Aytmatov'u vefatının yıl dönümünde rahmetle anıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Amerika Birleşik Devletleri'nde Anma Günü olarak kutlanan 25 Mayıs 2020 tarihinde, Minnesota eyaletinde George Floyd isimli siyahi vatandaş gözaltı işlemi sırasında polislerin orantısız güç kullanarak, boğarak öldürmeleri sonucunda hayatını kaybetmişti. Irkçılık karşıtı gösteriler mevzubahis eyaletle sınırlı kalmamış ve ABD'nin birçok eyaletine sıçramıştır. Her toplumsal olayın geri planında tarihsel bir gerçeklik vardır. Floyd'un "Nefes alamıyorum." sözü ABD'nin ırkçı bilinçaltının ve politikalarının delili olmuştur. Floyd olayı, köle ticaretiyle başlayan, siyahi halkın asırlar süren dramını ve günümüzde polis şiddeti şeklinde nükseden Batı sisteminin yapısındaki ırkçılık hastalığını tekrar gün yüzüne çıkarmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - 17 Temmuz 2014 tarihinde Garner, 9 Ağustos 2014 tarihinde Brown adlı siyahi bir vatandaş "Nefes alamıyorum." sözleriyle Batının ırkçı, Darwinist, materyalist ve sömürgeci zihniyetini gözler önüne sermiştir. ABD'nin bu materyalist, Darwinist, ırkçı ve sömürgeci bakış açısı sadece Atlantik'le sınırlı değildir. ABD, emperyal hedefleri doğrultusunda Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de illegal birçok operasyon düzenlemiş ve kıyımlara neden olmuştur.

Sayın Genel Başkanımız ülkemizde ve bölgemizde sinsi oyunlar peşinde olan ABD'nin gizli emellerini çoğu kez vurgulamıştır. Oyun kuranın bir gün kendi oyununa kurban gideceğini, 16 Eylül 2017 tarihinde Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli şu sözlerle ifade etmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyursunlar.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - "ABD ve İngiltere öncelikle kendi işine bakmalı. Haksız, hukuksuz ve hadsiz politik tasavvur ve tavırlardan acilen ve derhâl geri dönmelidir. Bölgemizde fitneye mihmandarlık yapan ABD, gelecekte kendi eyaletlerinde baş gösterebilecek bağımsızlık arayışına ne diyecektir? Mesela, Kaliforniya'nın içten içe büyüyen, devamlı zemin tutan ayrılma talepleri iyice somutlaşır, gün yüzüne çıkarsa ABD ne yapacaktır?"

Değerli milletvekilleri, Amerikan rüyası denilen spekülasyonun iç yüzü çoktan ortaya çıkmıştır. ABD, coronavirüsle mücadelede kurumlarıyla ve organizasyonuyla sınıfta kalmış fakat bu başarısızlık ABD'yle sınırlı kalmamıştır. Sözde insan haklarının beşiği olan Avrupa, yaşlılarını ve çocuklarını hastanelere almamış, yağmacı bir zihniyetle yardım gemilerine el koymuştur. Bu hususta varlığını insanımıza hizmetkâr kılan Türkiye Cumhuriyeti'yle ne kadar övünsek azdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Batı, vatandaşının nefesini keserken Türkiye tüm kurum ve kuruluşlarıyla insanlığa nefes olmuştur. Ayırt etmeksizin her insanına el uzatan devletimiz, tüm dünyaya cihanşümul devlet olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti, tıbbi yardımlarıyla, hiçbir talebi boş çevirmemiş ve her kıtaya Türkiye'nin, Türk milletinin merhamet mührünü vurmuştur. Tarih, hafızası şaşmayan beşerî bir ilimdir, ve yine aynı tarih, dünya nefes alamazken insanlığa ve elinin ulaştığı her kıtaya nefes olmaya çalışan Türkiye Cumhuriyeti'ni altın harflerle nakşedecektir.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.