| Konu: | Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 10.06.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 174 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde İYİ PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi bu teklif 1966 tarihli çarşı ve mahalle bekçileri hakkındaki 772 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldırıyor, onun yerine kendini ikame ediyor. Buna gerek var mı? Bu, tartışma konusu. Zannediyorum yeni bir kanun yapmaya da gerek yok ama ısrarla yeni bir kanun dayatılıyor.
Aslında her siyasi hareketin bir öncelikler listesi vardır. Milletin de bir öncelikler listesi vardır. Önemli olan, milletin öncelikleri ile partilerin önceliklerinin mümkün olduğunca örtüşmesidir. AK PARTİ için bu bir makas gibi oldukça farklılaşmış, AK PARTİ milletin gündeminden uzaklaşmıştır.
Millet "Açız." diyor, "İşsiziz." diyor. Millet hayat pahalılığından şikâyet ediyor, millet geçim sıkıntısına işaret ediyor. Millet kamu emvalinin toplu soygunundan şikâyet ediyor; gelir adaletsizliğinden, aşırı vergilemeden şikâyet ediyor, torpilden, rüşvetten, zimmetten, vurgun ve talandan dert yanıyor. Millet, kamusal yaşamda aşırı değer aşınmasından, yalan ve sahtekârlıktan şikâyet ediyor. İktidardan bu yakınmalara bir çözüm geliyor mu? Hayır. Bu bakış açısıyla meseleye yaklaşınca zannediyorum, Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi'nin yasama listesinin son sıralarına dahi konması mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, bu teklifle ilgili olarak İçişleri Komisyonunda da bulunarak birkaç söz alarak eleştirilerimizi izhar etmiştik ancak kabul edilen metin küçük değişikliklerle aynen Genel Kurula arz edilmiş oldu. Tabii bu, iktidarın tercihidir. Bu da gösteriyor ki iktidar, halkın gündeminden düşmüştür, esasen iktidar bütünüyle halkın gönlünden de düşmüştür.
Değerli milletvekilleri, bekçilerin işe alınması, giriş sınavları, bu sınavları yapacak merci, atama kriterleri gibi düzenlemeler bütünüyle partizan iradenin tercihine terk edilmektedir. Halkın sükûn ve istirahatini temin, suç ve kabahatlerin işlenmesinin önüne geçmek, kişilerin görev mahallinde durdurulabilmesi ve makul sebep gerekçelerinin adaletli ve hakkaniyetli olarak nasıl uygulanacağı endişesi büyük bir güven bunalımını da beraberinde getirmektedir.
Ben, teklifin 9'uncu maddesinden başlamak isterim: Burada 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'nun 16'ncı maddesine atıf yapılıyor ve polise verilen zor kullanma ve gerektiğinde silah kullanma yetkisinin bekçilere de yayıldığını burada ifade ederken bu konuda çıkarılacak yönetmelikte, bekçilerin bu yetkiyi kullanırken tadat edilerek yönetmeliğin yapılmasını, kullanma yetkisini tadat ederek yönetmelikte yer verilmesi fevkalade önem arz etmektedir.
10'uncu madde genel kolluğa yardımcı bir güç olarak bekçilik kurumunu ifade ediyor. Gerçi bu söz konusu teklifin 2'nci maddesinde de "Genel kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak üzere, emniyet ve jandarma teşkilatı bünyesinde silahlı bir kolluk" şeklinde zaten ifade edilmişti.
11'inci madde, çarşı ve mahalle bekçilerinin kolluk hizmet ve görevlerinin dışında çalıştırılma yasağını ifade ediyor.
12'nci madde çalışma saatlerini düzenliyor. Burada da ciddi eleştiriler yapılmıştı. "Gün batımından gün doğumuna kadar"ın anlamının, nasıl olacağının yine keza yönetmelikte ayrıntılı düzenlenmesinde yarar olan bir madde.
Ayrıca 13'üncü madde disiplin, ödül ve performans değerlendirmelerini Emniyet ve Jandarmayla eşleştirerek düzenliyor.
Takip eden diğer maddeler zaten uyum maddeleridir ve yürütme ve yürürlük maddelerinden ibarettir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ tarafının muhalif olan tüm parti ve yapılara karşı toptan, sürekli olarak "vatan haini" "iş birlikçi" "zelil" "yalancı" gibi suçlamalarla gerginlik yaratması, örneğin İYİ PARTİ'yi terör örgütleriyle iş birliği içinde gösterip karalama yapması Türk siyasetinin düşürüldüğü seviyenin de bir itirafıdır. Hâlbuki bunlarla beraber olanlar kuşkusuz kendileridir. Esasen her partinin, bu arada iktidar partisinin de bir anlamının olduğunu biliyoruz ancak "Ya bendensin ya da yoksun." mantığı AK PARTİ'nin kendi varlığının da inkârıdır. Böyle bir husumet siyasetinin girdabı, bu siyaseti takip edenleri öncelikle yutar. Türk tarihi bu siyaset yüzünden siyasi mevta olan nice insanlardan bahseder. Dolayısıyla herkese demokrasi lazımdır, herkese hukuk lazımdır; adalet, insaniyet, eşitlik lazımdır. Evet, bu ilkeleri gözetiyorsanız varsınız.
Değerli milletvekilleri, balık baştan kokar. Eğer AK PARTİ yetmiş beş yılda kazandığımız çok partili siyasi hayatın teamüllerini, tecrübelerini terk ederek tek parti otokrasisine dayanmışsa Türk milletinin vicdanında mahkûm olmuş demektir. Demokrasi, bizzat iktidar eliyle fiilen tahrip ediliyorsa güven ortamı kalmamış demektir. Hâkim ve savcılar, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, diplomatlar, bürokratlar otokrasiye biat ettirilmişse kimse yarınından emin olamaz. Sermayeye, ekonomiye, şirketlere doğrudan müdahalelerle tasarrufa ilişkin emniyet sarsılmışsa, sermaye piyasası saraya endeksli hâle getirilmişse, borsa ve Merkez Bankasına güven bu sebeplerle ortadan kalkmışsa durum vahim demektir.
Değerli arkadaşlar, işte bu koşullarda, bekçi yasası teklifinin gelmesi ister istemez insanı kuşkulandırıyor. İktidara düşen, kuşkuyu ortadan kaldırmak, toplumu rahatlatmaktır. Bekçilerin partizan bir atama yöntemiyle işe alınması, herkeste şüphesiz kuşkulara yol açacaktır. Bu yıl sonunda 30 bine kadar çıkacak olan bekçi sayısından ziyade kimler, hangi kıstaslarla bekçileri işe alacak, bunu araştırmamız gerekiyor. Kariyer ve liyakat gözetilecek mi bekçi alımında? Bunlar bilinmemektedir. Dolayısıyla deniyor ki: "Acaba paramiliter bir örgüt mü oluşturuluyor?" veya "Bekçilik, yerel jurnalcilik olarak mı kuruluyor?" Bunu, Grup Başkan Vekilimiz Sayın Türkkan da ifade etmişti. Acaba böyle bir bekçilik kurumu mu oluşturuluyor? İktidar, tüm bunları cevaplayarak kamuoyunu ikna etmelidir. Nitekim, bu konuda yapılan bekçi alımlarındaki partizan dayatmalardan dolayı bunu kısmen dinlemeyen birkaç valinin görevden alındığını da burada sizlerle paylaşmak isterim.
Evet, buradan, iktidarı özellikle ikaz ediyorum: Bekçilerin üzerinden elinizi çekin. Bir, bekçiler, vali ve kaymakamlarca objektif kriterlere uygun olarak sınavla işe alınabilir. İki, siyasi müdahale asla olmaz. Üç, partinin silahlı örgütü algısı yaratılmamalı, buna özellikle çok dikkat etmek gerekiyor. Bu şekilde oluşturulacak bir bekçilik kurumunun ülkemiz için fevkalade yararlı olacağına dair kanaatimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; temennim odur ki bu eleştirilerimiz dikkate alınır, yapılacak yönetmeliklerde bu hususlar özellikle yönetmelik bünyesinde ifade edilir.
Konuşmama son verirken hepinize tekrar saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)