| Konu: | Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 10.06.2020 |
HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.
Değerli arkadaşlar, geçen hafta perşembe günü bu Mecliste halkın iradesine bir darbe gerçekleşti, Mecliste resmen bir darbe metni okundu ve bunun sonucunda ise DTK Eş Başkanı yine Hakkâri Milletvekilimiz Sayın Leyla Güven, yine Diyarbakır Milletvekilimiz Musa Farisoğulları ve İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı. Meclis, talimatla milletvekilliği düşürdü ve bir noter görevini gördü. Aslında Meclis bu hâliyle kendi varlık gerekçesine gölge düşürmüştür. Dolayısıyla biz, öyle oldubittiye getirilecek, "Ben yaptım oldu." denilecek bir durumla karşı karşıya değiliz. Biz bu darbeyi kabul etmiyoruz, her yerde de bunun karşısında mücadele edeceğiz. Kimse bize bu durumu hukukla izah etmeye kalkmasın, bunun hukuki bir mesele olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz çünkü bir hukuk sistemi yok, hukuk hileleri var. Bakın, Leyla Güven, Musa Farisoğulları 27'nci Dönemde milletvekili seçildi, aslında yargılandıkları dosyaların durdurulması gerekiyordu ama durdurulmadı, dokunulmazlıkları yokmuş gibi davranıldı, sizin de "kumpas" olarak tanımladığınız KCK ana davasında yargılandılar, ceza aldılar, milletvekillikleri düşürüldü ve akabinde de tutuklandılar.
Biz, bu darbeleri bu Mecliste ilk defa yaşamıyoruz. Bakın, 2 Mart 1994'te DEP milletvekilleri de bu Meclisin çatısı altından çıkarıldılar, gözaltına alındılar ve tutuklandılar. Yine 4 Kasım 2016 tarihinde, içerisinde Eş Genel Başkanlarımız Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve milletvekillerimizin olduğu arkadaşlarımız tutuklandı, dokunulmazlıkları kaldırıldı. Yine bu 4 Haziranda yani geçen hafta perşembe günü yaşanan darbe bunların devamıdır. Bu yöntemler bize çok tanıdık, bildiğimiz yöntemler, aynı aklın ürünü olduğunu çok iyi biliyoruz ama şunu da bilmenizi istiyoruz: Siz saldırdıkça, bu darbelerle müdahale ettikçe bizler daha fazla büyüyoruz, daha fazla çoğalıyoruz. Bakın, Diclelerin, Zanaların vekilliğini düşürdünüz, ne oldu? Arkadaşlarımız demokratik siyaset mücadelesini her yerde vermeye devam ediyorlar. O dönem onları bu Mecliste alkışlarla protesto edip linç eden o muktedirleri hiç kimse tanımıyor. Sizleri de tanımayacak, onlar gibi siz de tarihe kara leke olarak geçeceksiniz, hatta geçtiniz. Yine, biz biliyoruz, bu saldırılarla, bu darbelerle niyetiniz demokratik siyaseti ortadan kaldırmak. Bunun için her yolu ama her yolu deniyorsunuz.
Bakın, biz, her gün partimize bir operasyonla uyanıyoruz. Daha dün Diyarbakır'da, Mersin'de, Bitlis'te partili arkadaşlarımız gözaltına alındı. Hatta, bunların içerisinde, 23 yaşındaki Şenay Hayme evinde -bakın, 23 yaşında genç bir kadın- cinsiyetçi küfürler eşliğinde iki saat "Sen terörist gibi bakıyorsun." denilerek işkenceye uğradı. Bu zulmün, bu işkencenin nedenini biz çok iyi biliyoruz. Çünkü siz, muhalifiniz olarak gördüğünüz partimizi tasfiye etmek istiyorsunuz; bütün bu adımlar bunun sonucudur.
Bakın, partimizin fikriyatından gerçekten çok korkuyorsunuz. Çünkü siz de biliyorsunuz ki HDP'nin olduğu yerde hırsızlık, talan, emek sömürüsüne yer yok. Adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesi HDP'yle boy verir. İşte siz bu demokrasi mücadelesinden çok korkuyorsunuz, onun için demokrasiye savaş ilan ettiniz.
Bakın, kriz, kaos ve suni gündemlerle iktidarınızı sürdürme telaşındasınız. Bunun için de HDP'ye saldırarak aslında ülkeyi dizayn ediyorsunuz, şekillendirmeye çalışıyorsunuz. Böylece işsizliği, yoksulluğu, hırsızlığı örtbas edeceğinizi düşünüyorsunuz. Bunun için partimiz hedefte, bizler hedefteyiz, arkadaşlarımız hedefte. Unutmayın ki bunları yaparken bu ülkeye en büyük kötülüğü sizler yapıyorsunuz; kutuplaştırıyorsunuz, ayrıştırıyorsunuz, bölüyorsunuz, güçlünün haklı olduğu bir sistem inşa ediyorsunuz. Devleti devlet yapan bütün mekanizmaları çökerttiniz. Bunları size söylediğimiz için, işte bunun için, hedefteyiz.
Değerli arkadaşlar, bakın, partimize, vekillerimize, belediyelerimize yönelik her gün ama her gün istisnasız yalan söylüyorsunuz. Grup Başkan Vekilimiz de söyledi, bakın, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Bekir Kaya şu an cezaevinde tutuklu, tutuklandığı dönemde de bu kürsüde şunu söylüyordunuz, yani o yandaş medyanın da desteğiyle, diyordunuz ki: İşte, örgüte köprü yapmış, yok yeşil alanları örgütün talimatıyla yapmış, yok bilmem nerelere çuvallarla para göndermiş. Ama bakın, İçişleri Bakanlığının ve savcının raporlarında bu iddiaların yalan olduğu bir kez daha açığa çıktı.
Siz arkanıza bir trol ordusu almışsınız, hakikati ters yüz ediyorsunuz. Kim para verirse düdüğünü çalan bir rezil medya var. Gerçekten artık içerisinde oldukları durum budur, rezil bir medya. Bu medyanın 28 Şubatta sizin için neler söylediğini biz çok iyi biliyoruz, siz de çok iyi biliyorsunuz ama bugün bu medya sizin talimatınızla, 7/24, yalan makinesi gibi programlar yapıyor. "HDP şunu yapacak, HDP bunu yapacak, HDP bunu söylüyor, şunu söylüyor." diye yalan ve iftiralara el atmış durumdalar. Resmen suç icat ediyorlar, suç. Emin olun ki HDP ve Kürt düşmanlığı size bir şey kazandırmaz, tarihte de bunun onlarca örneği var.
Bakın, tüm darbelerin arkasında olan o karanlık akıllarla bugün iş tutuyorsunuz. Yine geçmişte olduğu gibi "Vay yanıldık, kandırıldık." demeyin diye sizi bir kez daha burada uyaralım: Bu gittiğiniz yol yol değil.
Değerli arkadaşlar, sizin yaptıklarınız saymakla bitmiyor maalesef. Yine, bu ülkede en başta adaleti öldürdünüz. Kürtlere, muhaliflere, kadınlara düşman hukuku uyguluyorsunuz. En bariz örneklerini corona sürecinde yaşadık. Bakın, coronadan kaynaklı onlarca kişiyi tahliye ettiniz. Peki, Musa Farisoğulları hem milletvekili hem kronik hasta, o neden coronadan kaynaklı tahliye edilemiyor, cezası ertelenemiyor? Coronaya karşı Kürtlerin bağışıklığı mı var? Hayır. Corona herkesi etkiliyor ama maalesef siz muhaliflere, Kürtlere düşmanlık konusunda bağışıklık kazanmışsınız, bu meselenin özü de budur.
Şimdi, kalkıp bize yasayla, kanunlarla izahatlarda bulunacaksınız ama biz biliyoruz ki bütün bu yaptıklarınız evrensel hukuk karşısında suçtur. Siz emirlerinizle, keyfî uygulamalarınızla bir hukuk yaratmışsınız. Bakın, biz burada onlarca defa söyledik, bir anneye koli içerisinde cenaze gönderdiniz. E, bu da hukuka uygundu sizin için. Yine İnfaz Yasası geçti, hırsızı, arsızı, çeteyi, mafyayı bıraktınız ama muhaliflerinizi, hasta, ölüm döşeğindeki muhalifi, tutukluyu bırakmadınız, yaşlı insanları bırakmadınız. Bunu söylediğimizde bu da hukuka uygundu sizin için. Yine, işkence seslerini dinlettiniz bütün Türkiye'ye, buna da dediniz ki: "Yasaya uygundur, hukuka uygundur." Siz kendinize özel bir hukuk oluşturmuşsunuz, yaptığınız bütün suçları bununla, yarattığınız bütün suçları bu şekilde aklıyorsunuz.
Bakın, şu an görüşülmekte olan bekçiler yasa teklifi de bunun somut bir örneğidir. Bu yasaya neden ihtiyaç duyduğunuzu yani, kolluğun yapamadığı, polisin yapamadığı ne var ki siz bugün bu teklifi -bekçiler aracılığıyla- yasalaştırmak istiyorsunuz. Bu, açık ve net paramiliter güç oluşturma girişimidir. Muhaliflerinizi gözetme ve denetim altına alma, baskı uygulama rejiminin ön adımıdır, bunun girişimidir; her yerde insanlar denetlenecek, takip edilecek.
Bakın, bu yasa teklifiyle bekçilere, kimlik sorma, silah kullanma, üst araması yapma, gösteri ve yürüyüşleri önleme yetkisi veriliyor. Basın açıklaması yaptığınızda, demokratik hakkımızı kullandığımızda karşımızda bu sefer de bu sınırsız yetkiyle yetkilendirilmiş bekçileri göreceğiz.
Değerli arkadaşlar, daha önce sayısı 4 bin civarında olan bekçi sayısı bugün 21 bin üstünde. Toplam polis ve bekçi sayısı 310 bin kişi. Bu hâliyle polis ve bekçi sayısı birçok ülkenin ordusundan daha fazla. Peki, buna neden ihtiyaç duyuluyor? Yani varsa bu kadar bol kaynak o zaman eğitime sağlığa, istihdama ayırın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Bu yasa daha çıkmadan bu bekçilerin karıştığı çok ciddi hak ihlalleri var. Bakın, bu yasa geçtikten sonra gerisini artık siz düşünün. Bundan sonra bu kürsüde bekçilerin karıştığı hak ihlallerini ve vahim durumları tartışır duruma geleceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)