| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 11.06.2020 |
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, ülkemizdeki tarımsal üretimde kullanılan bu pestisitlerin insan sağlığı, doğal hayattaki diğer canlı türleri ve çevre sağlığı açısından ciddi sorunlar yaratan zehirli kimyasalların başında gelmesi nedeniyle bu konuda Meclis araştırması isteniyor. Bu konuyla ilgili görüşlerimizi aktarmak isterim.
Türkiye tarımında kullanılan ancak tüketiciler açısından, yol açtığı sağlık zararları açısından pestisitlerin kanser riski, üreme sağlığı bozulması, çok ciddi zehirlenmeler ve ölümlere neden olabilecek riskler taşıdığı ifade edilmektedir.
Pestisitin ne olduğu konusu... Zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlar diye tanımlanıyor. Bunların çeşitleri var: Bakteri öldürücüler, kuş öldürücüler, böcek ve haşere öldürücüler; mantarlar için kullanılanlar, yabancı otlara karşı kullanılanlar, yumuşakçalara karşı kullanılanlar. Şimdi, tabii bunların Türkiye'de yoğun olarak kullanıldığını ve tarımda yoğun olarak kullanılmasından kaynaklı olarak da çeşitli sorunlara yol açtığını biliyoruz. Örneğin, Greenpeace şöyle bir şey yapmış 2019 yılında: Ağustos, ekim ve kasım aylarında Türkiye'de faaliyet gösteren 5 büyük market ve 1 semt pazarından otuzar adet domates, yeşil biber ve salatalık olmak üzere toplam 9 örneği incelemiş. Bunların 14'ünde kullanılması yasak pestisit çıkmış, 46'sında ise hormonal sistem üzerinde etkili pestisitler tespit edilmiş. Yani, aslında bütün bunlara baktığımız zaman bizim, marketlerden, semt pazarlarından alışveriş yapmış olduğumuz yiyeceklerimiz içerisinde bu ürünlerin kimisinde yüzde 50, kimisinde yüzde 60 oranında çıktığını görebiliyoruz.
Tabii, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde şu görülmüş: Anneye verilen pestisit beş saat sonra fetüse geçiyor ve onun göz ve sinir sistemi ile karaciğerlerine yerleşiyor. Yani o sadece, tüketen insanı etkileyen değil, örneğin bir anneye geçtiği zaman oradan da çocuğuna intikal eden bir durum. O anlamıyla, gıdalarımızı oluşturan, ülkemizin de aslında çiftçilerini, üreticilerini ve bu anlamıyla da hepimizi koruyan bu sistemin araştırılması ve zararlarının tespit edilerek giderilmesi son derece önemlidir.
Tabii, tarım ve hayvancılığı yok eden sadece bu pestisitler mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyursunlar.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) - Hayır, aynı zamanda, şu anda Mardin ve ilçelerinde Dicle Elektrik oradaki tarımsal faaliyeti durdurmuş durumda. Yani bölgenin elektriğini kesmiş ve tarım alanlarının sulanmasını engelliyor. Buğday gitmiş, artık onu kurtarmak mümkün değil ancak ekili pamuklar var ve arkasından diğer ürünler var, onları kurtarma imkânı var ancak bu elektrik kesintisi ve buna bağlı olarak su kesintisi -doğal olarak yaşanan su kesintisi- orada tarımı olduğu gibi çökertmiş durumda.
Bir diğer konu da şu: Bu tarımı konuşuyoruz sulama açısından. Ya, bu GAP projesi niye bitmiyor? Yani altmış yıldır süren bu GAP projesi niye bitmiyor? Bunun cevabını verebilecek olan biri var mıdır yani bir yetkili kurum, bir kimse, bakanlık, Hükûmet, Cumhurbaşkanı? Kim verecek bunun cevabını? Altmış yıldır bitirilmiyor. Aslında bütün ana sistem tamamlanmış, sadece dağıtım sistemleri kalmış ancak onlar bir türlü yapılmıyor çünkü GAP biterse bölge halkı kalkınacak, ekonomi canlanacak, acaba bundan dolayı mı?
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)