GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:11.06.2020

AK PARTİ GRUBU ADINA YUNUS KILIÇ (Kars) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri ve ekranları başında bizi izleyen saygıdeğer üreticiler; tabii, Hunza Türkleri var Afganistan'ın kuzeyinde yaşayan. Yaşları 70'e geldiği zaman ömrün yarısı diye kabul ediyorlar. Hanımların doğurganlık yaşı 65-70'e kadar çıkıyor. Böyle yaşıyor olsak bu pestisitlerin, kimyasalların hiçbirine ihtiyaç kalmayacak çünkü onlar kullanmıyorlar, doğal üretiyorlar, güneşte kurutuyorlar ve böyle besleniyorlar. Ama ne yazık ki dünya bir tane, üretim alanı belli ve nüfus her geçen gün artıyor. Bu, bizi ve dünyayı, takdir edersiniz ki endüstriyel bir tarımsal uğraşa itiyor yani daha küçük bir alandan daha çok verim elde etme gayretine ister istemez bütün dünyayı zorluyor. Bu durumda tabii teknolojiden yararlanmak gerekiyor. Bunun yolları önce kültürel mücadele yöntemleri, biyolojik mücadele yöntemleri -bunlar adım adım- eğer bunlarla da istenilen sonuç elde edilemiyorsa daha çok ürün ve daha çok sağlıklı ürün elde edebilmenin yolu ne yazık ki kimyasal mücadele.

Arkadaşlar, Türkiye, 1957 yılında Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu'yla bu tür ürünlerin, bitkisel mücadele ürünlerinin ruhsatlandırılmasını, bir kontrol altına alma mekanizmasını zaten başlatmıştı. Fakat 2010 yılında yine bizim çıkarttığımız Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nda ve ona uygun çıkarılan yönetmeliklerde son şeklini aldı. Dünya örneklerinden esinlenerek geliştirilen bir yönetmelik, hatta gururla söylemek lazım dünyanın da biraz ilerisinde bir yönetmelik. Çünkü dünyanın hâlâ belli kaygılarla yasaklamadığı bazı ürünleri de Türkiye öncelikle yasaklayan ülkelerden bir tanesi. O tarihten bu tarihe, arkadaşlar, çeşitli bileşikler adı altında 187 aktif maddeli kimyasal piyasadan kaldırıldı, ithalatı yasaklandı ve şu anda kullanılmıyor. 17 tane ürün de şu anda takvime bağlandı ve zamanla ortadan kaldırılacak.

Bakanlığın tabii burada önemli bir fonksiyonu var. Tarım Bakanlığı aynı zamanda ruhsatlandıran kurum. Bakanlık veri tabanı oluşturdu, her üretici "App Store" gibi uygulamalardan açıp bakabilir. Ürünün içeriğini, nasıl kullanılacağını, ne zaman kullanılacağını takip etme imkânı var. Ruhsatı var mı yok mu, halk sağlığına zararlı mıdır değil midir, bitki sağlığını koruyucu mudur değil midir, bunların hepsine bakabilir. Bunun dışında yapabileceği şey izlenebilirlik. Ne kadar üretiliyor, nerede kullanılıyor ve bitki bu kullanıldıktan sonra ne zaman piyasaya sunulacak, insan sağlığına zarar vermeden kullanılacak; bu süreçlerin tamamı kontrol altında.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

YUNUS KILIÇ (Devamla) - Hatta piyasaya ürün sunulmadan önce, hasat öncesi pestisit denetimi yapılıyor. İlave olarak hani belki gözden kaçırılmış endişesiyle pazarlarda, hallerde yine hasat sonrası pestisit mücadelesi ve denetimi yapılıyor.

Arkadaşlar, bütün alanların kontrollü bir şekilde yapılmasıyla beraber yine 2002'de, Türkiye'de toplam kullanılan pestisit miktarı 170 bin ton idi. Bugün ne kadar? 40 bin ton yani Türkiye bu mücadeleyle yüzde 65'in üzerinde pestisit kullanımını düşürdü. Peki, hiç kullanmasak olur mu? Olmaz, çünkü kullanmadığımız takdirde Türkiye'nin yıllık üretim kaybı aşağı yukarı 40 milyar liranın üzerindedir. Biz, kontrollü, insan sağlığını, çevre sağlığını, hayvan sağlığını ve bitki sağlığını gözeterek bu süreci en iyi şekilde takip eden bir sistemle bunu yürütüyoruz diyoruz.

Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)