GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:11.06.2020

BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2008 küresel krizi, 2016 hain FETÖ saldırısı, 2018 kur saldırısı ve bunların yanında karşı karşıya kaldığımız pek çok şoka ve jeopolitik gerilime rağmen Türkiye ekonomisi 2002 ile 2019 arasında ortalama yüzde 5,4 büyüme kaydetmiştir. Bu 5,4 büyüme gerçekten önemli bir rakamdır ve bu büyümeyle Türkiye, her yıl 1 milyon gencine iş ve aş sağlamıştır. Bu gelişmede uygulanan ekonomik politikaların etkinliği, ekonomik temellerin sağlam olması ile alınan tedbirler krizlerden ne kadar başarıyla çıktığımızın göstergesi.

Dünya Covid-19 salgınıyla mücadele ederken dünya ticaretinin de yüzde 6 oranında küçülmeye gideceği öngörülmektedir. Türkiye, gerek salgınla yaptığı başarılı mücadele gerekse açıkladığı destek paketleri ve aldığı ekonomik önlemlerle dünyanın dikkatini çekiyor. Hükûmetimiz yakaladığı büyüme rakamlarının, istihdamın istikrarlı bir şekilde devam etmesi için ticaret erbabına da her türlü desteği veriyor.

Bu kanun teklifiyle, 1994 yılında kabul edilen ve Rekabet Kurumunun göreve başladığı 1997 yılından bu yana uygulanmakta olan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da kapsamlı değişikliler yapılması öngörülmektedir. Bu kanunun değişiklik ihtiyacını ortaya çıkaran hususlar, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar olan dönemde ulusal ve uluslararası piyasalarda yaşanan değişim, teknoloji alanındaki yenilikler ve mehaz Avrupa Birliği rekabet hukukundaki gelişmeler olarak özetlenebilir. Bu minvalde kanunun modernizasyonuyla Kurumun etkinliğinin artırılması önemli bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır. Nitekim günümüzde dijitalleşen, hızla değişen piyasalar ve bu piyasalarda oluşan aksaklıklar rekabetin tesisi için daha etkin ve hızlı bir biçimde karar almayı gerektirmektedir.

Bu teklifle, hem ekonomimiz piyasa aksaklığının yol açtığı hantallığa karşı korunacak hem de tüketici refahının artırılması güvence altına alınacaktır. Ayrıca, dünya standartlarında bir Rekabet Kanunu'yla da yeniden, yeni doğrudan yatırımlar için daha elverişli bir ortamın tesisi hedeflenmektedir.

Bu noktada özellikle vurgulamak istediğim bir başka husus da kanun teklifi çalışmalarında mehaz Avrupa Birliği mevzuatı ile uygulamasının önemli bir kaynak teşkil ettiğidir. Ayrıca, kanun teklifi hazırlıklarında ülkemizin bu alandaki yirmi yılı aşkın birikimi de bizlere yol gösterdi.

Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi teknik bir kanun olup idari işleyiş dâhil olmak üzere 16 maddeden oluşan bir tekliftir. Kanun teklifinin ilk maddesiyle muafiyet rejiminde kendi kendine değerlendirme yönteminin netleşmesi ve böylelikle hukuki belirginliğin artması hedeflenmektedir. Bu düzenleme teşebbüslerin bu alanda daha hızlı hareket edebilmelerine, gereksiz işlem ve süre maliyetlerinden kurtulmalarına imkân tanıyacaktır. Yapılan değişiklikle Rekabet Kurulunun bu alandaki münhasır yetkisi kaldırılmakla birlikte teşebbüslerin isteğe bağlı olarak Kuruma başvuru hakkı da getirilmiştir. Böylece rekabet hukuku uygulamasının adli sistem içinde daha fazla yer bulmasıyla tabana yayılması sağlanacaktır. Birleşme ve devralmaların Rekabet Kurumumuzun kontrolünde, ülkemiz gereksinimlerini de karşılayacak şekilde, başta Avrupa Birliği olmak üzere, tüm gelişmiş ekonomilerde benimsenen etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması testine geçilecektir. Yapılan değişikliklerle mevcutta uygulanan hâkim durum testinin eksiklikleri de giderilmiş olacak. Rekabet ihlalleriyle etkili mücadele edebilmek amacıyla rekabetin tesisinde elde edilecek kamu menfaatini de göz önüne alırsak yapısal tedbirlerin uygulanmasına getirilen yenilikler de bu yasada var.

Değerli arkadaşlar, yasanın uygulanmasında davranışsal tedbirlerin yetersiz kalması hâlinde yapısal tedbirlere başvurulacak. Burada bazı arkadaşlar bunu mülkiyete müdahale olarak algılasa da esasında bu yasa düzenlemesi kesinlikle mülkiyet hakkına müdahaleyi içermemekte, davranışsal tedbirin yetersiz kaldığı anlarda nadiren başvurulacak yapısal tedbirleri öngörmektedir. Burada da teşebbüslere kendilerini düzeltebilmeleri için altı ay süre verilmekte.

Kanun teklifiyle, ekonomimizin ve tüketicilerimizin en büyük düşmanı olan kartellerle mücadele noktasında da önemli düzenlemeler geliyor. Tüketicimizi koruma noktasında ve şirketlerimizi koruma noktasında Rekabet Kurumunun elini güçlendirmiş oluyoruz.

Bildiğiniz gibi, özellikle 1994 yılında elektronik ortamda verilerin tutulması veya defterlerin tutulması söz konusu değildi. O zamanki düzenlemelerde alınan belge olarak yazılı belgelere yer verilmişti ama bugünkü gelişen teknolojiyle birlikte dijital verilerin de Kurum tarafından alınması noktasında bir düzenleme yapılarak özellikle rekabet hukukunda Kurumun eli güçlendirilerek haksız rekabetin önüne geçilmesinin yolu açılmıştır.

Bu düzenlemeyi yaparken kapsamı da çok dar tuttuk. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Avrupa Birliğindeki düzenlemeler bu düzenlemelerin de çok ilerisinde yer almaktadır. Kanun teklifi, kamu kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılabilinmesini temin etmek, rekabet hukukunu daha etkin kılabilmek için, Avrupa Birliği mevzuatıyla da uyumlu bir biçimde, 3 yeni araç getirmektedir. Böylelikle Rekabet Kurumunun tüketici refahında daha çok etki doğuran ihlallere odaklanabilmesi hedeflenmektedir. Bu araçlardan ilki, rekabeti kayda değer ölçüde kısıtlamayan uygulamaların soruşturma konusu yapılmamasını sağlamakta ve Rekabet Kurumunun tüketici refahında daha çok etki doğuran ihlallere odaklanmasını sağlamaktadır. Bu kapsamdaki araçlardan bir diğeri olan taahhüt müessesiyle de rekabetçi endişe doğurabilecek uygulamaların kanundaki uzun soruşturma süreçlerine gerek duyulmaksızın sona erdirilmesine olanak tanınacaktır. Böylelikle hem rekabetçi endişeler çok daha az kamu kaynağı kullanılarak giderilecek hem de teşebbüsler uzun soruşturma süreçlerinin yol açabileceği maliyetlerden kurtulacaktır. Bu kapsamdaki araçlardan üçüncüsü olan uzlaşma müessesesi, yapmış olduğu ihlalin farkına varan ve bunu kabul eden teşebbüslerin başvuracağı bir usuldür ki bu, piyasa tarafından da istenilen bir husustur. Bu usule başvuran teşebbüsler hem idari para cezalarında indirime hak kazanabilecek hem de soruşturma süreçlerinin hızlı sonlandırılması nedeniyle işlem maliyetlerinden de tasarruf edecek.

Söz konusu düzenlemelere ilaveten değerli arkadaşlar, Rekabet Kurumunun idari işleyişini daha etkin kılmaya yönelik olarak da kanun teklifinde bazı düzenlemelere yer verdik. Bu çerçevede, Kurulun kadro iptal ve ihdas yetkisi, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yasayı da dikkate alarak kadro dereceleri ile sayılarına ilişkin temel kuralların yasada açık olarak düzenlenme zorunluluğu üzerine hazırlanmıştır.

Sonuç olarak değerli arkadaşlar, kanun teklifi çerçevesinde yapılacak değişikliklerle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un modernize edileceği, Rekabet Kurumunun etkinliğinin artırılacağı ve böylelikle mal ve hizmet piyasalarında rekabetin geliştirilmesi suretiyle ekonomimizin daha sağlıklı işletilmesine katkı sağlanacağı hususunu özellikle vurgulamak isterim.

Yine, bu yasayı hazırlarken sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili paydaşların da görüşüne azami ölçüde başvurduk ve gerek onların görüşlerini dikkate alarak gerekse muhalefetin Komisyonda verdiği önergelerin de bazılarını kabul ederek mümkün olduğu kadar kolektif bir yasa teklifi hazırlamaya çalıştık.

Tekrardan Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)