| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 11.06.2020 |
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 215 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, Türk dünyasına ve Türk kültürüne çok büyük hizmetler yapmış, Kültür Bakanlığına bağlı Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğu'nun da kurucularından olan Ali Özaydın'ı vefat yıl dönümünde rahmet ve minnetle anarak başlamak istiyorum. Mekânı cennet olsun.
Saygıdeğer milletvekilleri, rekabet, piyasa ekonomisinin en temel unsurudur. Rekabet olmazsa adaletsizlikler olur, tekelleşme olur. Rekabet doğru kontrol edilmezse de suistimaller yaşanır. Ticaretin güçlü olması, ülkemizin gelişmesi için her alanda rekabetin güçlü ve sağlıklı olması gerekir. Doğru düzenlenmeyen rekabet, karaborsanın da önünü açar. Yüce dinimiz de piyasada tekelleşmeyi, karaborsayı ve her türlü hileyi yasaklamıştır. İnançlarımızla uyumlu ekonomik anlayış ve yaklaşımlar toplumsal huzuru destekleyecektir. Büyük İslam alimi ve mezhep kurucusu İmamı Azam Ebu Hanife'ye göre, bir menkul ve gayrimenkul paylaşma hakkında sahip olanların sırf fiyatları yükseltmek amacıyla aralarında anlaşarak ortaklık kurmaları caiz değildir. Çünkü bu takdirde serbest rekabet ortamını ortadan kaldırmış ve mal ile ilgili bir tekelcilik oluşturmuş sayılırlar. Bu da piyasaya suni bir dış müdahale sayılır. Ülkemizde rekabet ortamı son derece yaralı bir durumdadır. Bir firma iktidara yakınsa rekabeti kazanmış durumdadır, değilse batmaya mahkûmdur. Aynı malı üreten 2 firma varsa rekabet kuralları değil iktidara yakınlıkları kıstas olmaktadır. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi'nin "5 müteahhit" dediği ve âdeta inşaat sektörünü tekelleştirmiş olan firmalar gibi pek çok firma iktidar gücüyle ülkemizde rekabeti baltalamış, haksız kazanç yoluyla da bitirmiştir. Getirilen bu düzenleme de Rekabet Kurumunun bağımsızlığını yaralamakta ve Cumhurbaşkanlığının doğrudan etkisini de ortaya çıkarmaktadır. Ancak buradaki problem bu kanuni düzenleme değil, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ta kendisidir. Denge ve denetleme sistemleri kurulmadan devlet geleneklerimizde yeri hiç olmayan bir sistemi siyasi kutuplaşmalardan faydalanarak uygulamaya koyan iktidar, bürokrasiyi de ticareti de yerle bir etmeye devam etmektedir. Bu soruların tek çözümü güçlendirilmiş ve eksiklikleri giderilmiş bir parlamenter sistemden geçmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri teklifin 1'inci maddesi Avrupa Birliği mevzuatıyla bir uyum sağlama amacı taşımaktadır. Kamu yararına ve ticari gelişmeye vesile olabilecek bazı hususlarda uygulanan muafiyetlerle alakalı düzenleme getiren bu maddede bazı eksiklikler ve belirsizlikler vardır. Öncelikle İYİ PARTİ'nin de komisyonda savunduğu üzere "Muafiyet kapsamında yapılacak başvurulara ilişkin gerek duyulan ilave bilgilerin sağlanması için geçen süreler hariç kurula başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde karar alır. Başvuruya ilişkin detaylı inceleme gerekmesi hâlinde bu süre en fazla altmış güne kadar uzatılabilir." hükmü eklenerek süre kesinleştirilmesi gerekmekteydi ancak bu düzenleme kabul görmedi. Bu, sürelerin uzatılmasına ve mağduriyetlerin yaşanmasına sebebiyet verecektir. Bu düzenlemeyle, Rekabet Kurumunun dışında mahkemeler de karar verebilir hâle gelebilecektir. Bununla alakalı da bir düzenleme yapılmalı, hem Rekabet Kurumunun yetkileri zedelenmemeli hem de mahkemelerin uzatması gibi durumların ticari zararlara ya da kamu zararlarına yol açması engellenmelidir.
Değerli milletvekilleri, bir süredir Avrupa Birliği mevzuatıyla bizim mevzuatımız arasında uyumlaştırma çalışmaları görmekteyiz ancak büyük resme baktığımızda iktidarın Avrupa Birliği üyeliği noktasında yaptığı bir şeyi göremiyoruz, başlayan bir müzakere, bir görüşme yok. Herhâlde iktidar, Avrupa Birliği üyeliğinden vazgeçti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyursunlar.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) - Mademki Avrupa Birliğiyle alakalı bir vizyonumuz yok, bu uyumlaştırmalar yerine, ortak akılla, kendi ekonomik şartlarımıza uygun kanuni düzenlemeler yapılmalıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)