| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 11.06.2020 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Rekabetin korunmasını hukukun ve ekonominin beraber sağlıklı bir şekilde işleyebilmesiyle sağlayabiliriz. Tekelleşmemiş, kartelleşmeden uzak, rekabetin adilane bir şekilde gelişmesine olanak sağlayan düzenlemeler ve denetlemeler şüphesiz ekonomimizin yararına. Plansız, güven telkin edemeyen, istikrarsızlığın ve kuralsızlığın sıklıkla görüldüğü piyasa koşullarında rekabet hukukundan söz etmek ise algı oluşturmaktan başka bir şey değil. Aslında, rekabet ortamının oluşturulması için en etken husus, ekonomimizin ama esasen demokrasimizin içinde bulunduğu krizden çıkarılması, yeniden istikrar ve güven vadeden bir yapının tesis edilebilmesidir. Hakiki demokrasiyle beslenen ekonomik ortamda da hem üretici hem de tüketicinin lehine büyümeler, araştırma geliştirme alanında yenilikler tabiatıyla yer bulur.
Bugün, belli başlı sektörlerin AK PARTİ'ye yakın ailelere paylaştırıldığı, keyfiyetin kural sayıldığı, hür teşebbüs ve hür düşüncenin fazlasıyla sınırlandırıldığı bir ortamda bu konuları konuşmanın bir faydası olmadığını bildiğim hâlde, kanun teklifiyle ilgili fikirlerimi paylaşmaya devam edeceğim. Hür teşebbüse özgürce karar verebilme imkânı sağlayan rekabet hakkı zaman zaman kötüye kullanılabilir. Sayıları sınırlı bazı üreticilerin birbirleriyle rekabet edecek yerde daha çok kazanmak için iş birliği yaparak ve piyasadaki rekabeti kısıtlayarak kartelleştikleri ve tekelleştikleri görüldüğünde devlet eliyle müdahale kaçınılmaz olmalıdır. Şüphesiz ki rekabet ve rekabetin hukuk temelinde konumlanması, yatırımcıların haklarının korunması ekonominin tüm aktörleri için hayati önemdedir. Piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için gerekli düzenlemeleri zamanında yapan ve onlara uyulup uyulmadığını anında denetleyen bir yapı olarak devlet, aslında ekonominin en önemli kural koyucusudur. Bu bakımdan, rekabet hukukunun uygulayıcısı idari yaptırım gücüne sahip Rekabet Kurumu, kanun yapıcı tarafından, siyasetin etkisinden uzak kalabilmesi için siyasi otoriteden bağımsız, idari ve mali özerkliğe sahip bir yapıyla kurulmuştu. Ancak 2011 ve 2012 yıllarında çıkarılan KHK'lerle özerkliğini yitirmeye başlayan Rekabet Kurumu, günümüzde Kurul üyelerinin siyasi otorite tarafından atandığı ve görevden alınabildiği bir Kurum hâline geldi. Böyle bir Kurumun aldığı kararların ne serbest piyasa ekonomisi ne de yabancı yatırımcılar tarafından olumlu değerlendirilemeyeceği ortada. Rekabet Kurumunun özerk yapısının korunması gerekiyor. Ayrıca, ihtisası rekabet hukuku olan mahkemelerin ihdas edilmesi ihtiyaç dâhilindedir.
Değerli milletvekilleri, teklifle Rekabet Kurumu Kanunu'nun aktif ve dinamik bir hâle getirilerek güncellenmesi ve Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlaştırılarak çağdaş düzeyin yakalanmasının amaçlandığı ifade ediliyor. Uzlaşma ve taahhüt gibi yeni kavramların da Türk rekabet hukukuna kazandırılacağı ve böylece daha etkili bir rekabet hukuk sisteminin yerleşmesinin sağlanacağı belirtiliyor. Üzerinde söz aldığım maddeyle, Avrupa Birliği mevzuatında yer alan taahhüt kavramının Türk rekabet hukuku mevzuatına ve uygulamasına kazandırılması teklif ediliyor. Ortaya çıkan rekabet kaygılarının giderilmesi için ilgili teşebbüs veya teşebbüs birlikleri tarafından verilen taahhütlerin yeterlilikleri ve zamanlamaları dikkate alınarak Kurulca kabul edildiği durumlarda, taahhütte bulunan teşebbüs veya teşebbüs birlikleri hakkında soruşturma açılamayabileceği ya da yürütülen soruşturmaların sona erdirilebileceği de teklif içerisinde.
Diğer yandan, Avrupa Birliği mevzuatında ve birçok ülke uygulamasında yer alan "uzlaşma" kavramının Türk rekabet hukuku mevzuatına da kazandırılması öngörülmekte. Böylelikle hem soruşturma sürecinin kısaltılarak hızlı bir şekilde sonuçlandırılması hem de bunlara ilişkin dava süreçlerinin neden olacağı kamusal maliyetlerin azaltılabileceği amaçlanıyor. Rekabet Kanunu'na dâhil edilmesi teklif edilen uzlaşma imkânı ve taahhüt mekanizmasını daha önce vergi düzenlemeleriyle ilgili görüştüğümüz tekliflerde de tartışmıştık. Bu düzenlemenin sağlıklı bir şekilde uygulanmasına İYİ PARTİ olarak önem veriyoruz. Mevcut düzende, Rekabet Kurumu, firmalar hakkında soruşturma başlattıktan sonra bunu sonuna kadar sürdürmek ve ihlal tespiti varsa Ceza Yönetmeliği'ne uygun olarak firmalara ceza vermek durumunda. Rekabet Kanunu'muz yürürlüğe girdikten sonra, Avrupa Birliği tarafından benimsenen uzlaşma ve taahhüt mekanizmalarıyla hem rekabet kurumları hem de firmalar için oldukça uzun ve zahmetli soruşturma süreçlerinin taraflar arasında uzlaşmayla sona erdirilmesi hedeflenmişti. Teklifle değiştirilmesi düşünülen ilgili hükümler de bu mekanizmaları hayata geçirmeyi amaçlamakta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyursunlar.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Rekabet Kurumunun etkin çalışmasına yönelik bir adım olacağından "uzlaşma" ve "taahhüt" kavramlarına destek veriyoruz ancak "taahhüt" kavramı tüketicilerin zararlarının tazmini ve tazminat davalarının etkin bir şekilde görülmesi hususunda geliştirilmeye muhtaç. "Uzlaşma" kavramının ise idari para cezasında yüzde 25'e kadar olan ve yüksek sayılabilecek bir indirim içermesi; ayrıca, uzlaşmaya başvurma süresini "uzlaşma" kavramının verimli bir şekilde işlemesini engelleyebilecek bir şekilde kısıtlaması nedeniyle pürüzler içermekte olduğunu ifade eder, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)