GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:16.06.2020

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli vekiller; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yedi yıl geçti 16 Haziran 2013 üzerinden ve hep "Çocuklar ölmesin." dediğimiz hâlde, yedi yıl önce bir gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu aylarca yoğun bakımda kalıp yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın ölüm yıl dönümü bugün. Uğur Kaymazlar, Ceylan Önkollar... Tekrar buradan "Çocuklar ölmesin." diyelim, çocukları anımsayalım ve adaletin mutlaka ve mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Her cezasızlık, her görmemezlik Türkiye'yi daha fazla kâbusa, daha fazla karanlığa sürüklemekte ve geldiğimiz aşamada bu karanlık sürece hep birlikte "Dur!" dememiz lazım. Hak için, hukuk için, adalet için, kadınlar için, gençler için, iş için, aş için, Kürt meselesinin çözümü için, savaşsız bir dünya için, her şeyin konuşularak barış içinde çözülmesi için hep birlikte çaba harcamamız lazım. "Hep birlikte." dediğimizde, işte, HDP bunun için yürüyor. Niçin bunu dile getiriyoruz biz? Çünkü bu karanlık sürece hepimizin "Dur!" demesi lazım.

Peki, ne oluyor? Bakın, rekabet yasasıyla ilgili konuşuyoruz, rekabet yasası çıktığında, bize tanıtıldığında şu denmişti: "Avrupa Birliğine uyum için, Avrupa Birliği müktesebatı için bunun getirilmesi lazım." Ya, peki, demezler mi HDP Edirne'ye gittiğinde "provokasyon" diyenlere: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine rağmen Selahattin Demirtaş'ın Edirne'de bırakılmasına niçin 'provokasyon' demiyorsunuz?" Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Kandıra'da yatan ve İdris Baluken, Sincan'da, ondan sonra Silivri'de yatan birçok kişi kendi memleketlerinden çok uzaklardayken ailelerin gidiş gelişi -Selçuk Mızraklı Diyarbakır Belediye Başkanı, Kayseri'de- bu gidiş gelişlere provokasyon demiyorsunuz da ne diyorsunuz? HDP oraya gittiğinde, kendi Cumhurbaşkanının olduğu yerde, cezaevinde ve eski Hakkâri Milletvekili Abdullah Zeydan'ın olduğu yerde bir açıklama yaptığında, bu provokasyon mu oluyor? Gece gündüz HDP'yle ilgili konuşulsun, HDP'ye hakaret edilsin, HDP'yle ilgili ileri geri konuşulsun, onlara her şey azat, HDP ...(x) dediğinde yasak, HDP "eşitlik" dediğinde yasak. HDP, bu dönemde hiçbir provokasyona izin vermemek için bütün çabasıyla yürümeye devam ediyor. Bu yürüyüş yollarda değil, az önce adını saydığım cezaevlerindeki arkadaşlarla yürümelerine devam ediyor, tarlada köylüsüyle yürüyor, mahallede çalışanla yürüyor, pazarda satıcısıyla yürüyor, göç edeniyle yürüyor, mevsimlik işçisiyle yürüyor, kadınıyla yürüyor, genciyle yürüyor, işçisiyle yürüyor, fabrikada yürüyor, her yerde yürüyor çünkü nefes alması gerekir, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili hep birlikte daha iyi bir hesap kurmak için yürüyor. Bunları görmeyip bir de çeşitli bahanelerle bunu kamufle etmeye, provoke etmeye, maskelemeye hiç kimsenin hakkı yok.

Bakın, Edirne'de valilik açıklama yapıyor: "Bu yürüyüş provokasyona neden olacak, gerginliklere neden olacak, olaylara neden olacak, kışkırtmaya neden olacak." Birçok madde sıraladıktan sonra, corona virüsü nedeniyle, Covid-19 nedeniyle, pandeminin, salgın hastalığın artmasına neden olacak. Ya demezler mi, siz hesabınıza gelince bu salgın hastalığı bile fırsata dönüştürüyorsunuz, kayyum atamak için fırsata dönüştürüyorsunuz, vekilliği düşürmek için fırsata dönüştürüyorsunuz, her şey için fırsata dönüştürüyorsunuz. HDP'nin yürüyüş güzergâhı boyunca bütün valiler salgının artacağını söylüyor. Ya, neymiş ya! Türkiye'deki Bilim Kurulu duruyor, İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları konuşuyor.

Ben başka bir şey söyleyeyim: "HDP halktır." dediğimizde, Cizre'de hastalık arttı, Cizre eski Belediye Başkanı Sabri Vesek yaşamını yitirdi, Cizre'de halk kendi isteğiyle on gün boyuncu kepenkleri indirdi, esnaf kapattı. Kaymakam ses çıkartmıyor, vali ses çıkartmıyor, esnaf kendi kendine hastalığın önlemini alıyor. HDP budur, HDP bu yüzden yürüyor. Bu valiler bu yolu, bu yürüyüşü tıkamak için, maskelemek için, önlemek için covidi öne sürmesinler.

Bir diğeri, arkadaşlar, şimdi geldiğimiz aşamada her şeyi yapın, her şeyi söyleyin fakat insanlar zaten sokakta. Bakın, Bursa Kirazlıyayla'da, Artvin'de, Kaz Dağları'nda, Hasankeyf'te baraj suyu geliyor, Batman'ın Segirka Köyü, Zorava Köyü, Diyarbakır'ın Salat Köyü, Köprüköy Köyü, İncolin Köyü...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Toparlayın.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Bir yığın hasat ekilmiş, sular altında kaldı. İnsanlar ağlıyor, bağırıyor, çağırıyor, herkes sokaklarda bu sorunu dile getiriyor.

Bakın, siz her şeye bir bahane buluyorsunuz. Dün parti önünde, gaziler bile yürüyüşe geldiğinde onlara saldırıyorsunuz, onlara saldıranları da cezalandırmayarak teşvik ediyorsunuz. Bunun için, "Dur!" demek için hep beraber yürümemiz lazım; barış için, daha iyi bir yaşam için, hep beraber el ele durmamız lazım.

Saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)