GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:16.06.2020

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin 15'inci maddesi üzerine söz aldım. Selamlarımı sunuyorum.

Yayınlandığı tarihte yürürlüğe gireceğini belirten bu madde için söylenecek bir şey yoktur. Teklifin geneli üzerine söylenecek her şey de söylendi. Ben, söz almışken gündem dışı söz alma imkânı bulamadığım bir konu için, Karabağ'daki skandal seçimler hakkında konuşmak istiyorum.

Bilindiği gibi sözde seçimlerde seçildiğini zanneden sözde Cumhurbaşkanının 21 Mayısta yemin ederek göreve başladığı duyuruldu.

Değerli milletvekilleri, öncelikle Dağlık Karabağ'daki sorunun anlaşılabilmesi için, bölgenin sosyokültürel ve demografik yapısı hakkında kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Tarihî süreç içerisinde bölgeye ilk yerleşenlerin Saka Türkleri olduğu bilinmektedir. Çok defa el değiştiren ama her defasında Türk devletlerinin sınırları içinde kalan Dağlık Karabağ 1501'de Safevi, 1514'te Osmanlı, 1736'da İran hâkimiyetine girmiştir. 1805'te Karabağ Hanlığı üzerinde hâkimiyet kuran Rusya, zaman içinde bölgenin demografik yapısını bozacak şekilde bir iskân politikası uygulamıştır.

1905'te Bakü'de patlak veren ilk Azeri-Ermeni kıvılcımının Dağlık Karabağ'a sirayet etmesiyle yayılan çatışmalar sonucunda yaklaşık 10 bin Türk hayatını kaybetmiştir. 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik İhtilali'nin ardından Bolşevizm bayrağı altında toplanan Ermeniler, Rusların desteğiyle 1918 yılı içerisinde Azerbaycan Türklerine karşı kitlesel katliam uygulamaya başlamışlardı. Bunun üzerine, 28 Mayıs 1918'de Mehmet Emin Resulzade Başkanlığında toplanan Azerbaycan Millî Şûrası, içerisinde Karabağ'ın da bulunduğu Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurulduğunu ilan etmiştir. Bu cumhuriyet, 28 Nisan 1920'de Kızıl Ordu'nun müdahalesiyle Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne dönüştürülmüştür. Bu dönemde Dağlık Karabağ, sosyalist cumhuriyet içerisinde "Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi" olarak yer almıştır.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılma sürecine girmesiyle birlikte Ermenistan ve Azerbaycan, diğer ülkeler gibi 1991'de bağımsızlık ilan ederken, Karabağ sorununun en trajik hadisesi olarak görülen Hocalı katliamı tam da bu siyasi atmosfer içerisinde, 25-26 Şubat 1992'de Rus destekli Ermeniler tarafından gerçekleştirilmiştir. 613 sivilin öldürüldüğü, 1.275 kişinin rehin alındığı, 487 kişinin ağır yaralandığı bu katliamda 150 kişiden ise bir daha haber alınamamıştır. 1991-1993 yılları arasında birçok vilayetin işgal edilmesiyle 1 milyondan fazla soydaşımız ana yurtlarını terk etmek zorunda kalmıştır. Dünya kamuoyunun da tepkisini çeken bu gelişmeler üzerine sorun uluslararası boyut kazanmış, AGİT ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınan kararlarla Dağlık Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağı ilan edilmiştir.

Değerli milletvekilleri, geçmişten günümüze sözde Ermeni soykırımı yalanlarıyla Ermeni diasporasının yürüttüğü Türk düşmanlığının yanı sıra Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan, yapay bir Karabağ devletiyle yeni kışkırtmalara neden olacak girişimlerde bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını, AGİT ilkelerini ve uluslararası hukuku açıkça ihlal eden sözde yönetimin kendisini devlet olarak ilan etmesinin yanı sıra, sözde Cumhurbaşkanı seçimi yaparak 21 Mayıs 2020 tarihinde yemin töreni gerçekleştirmesine tüm dünyanın sessiz kalması, AKP Hükûmetinin dış politikada tutarlı ve dik bir duruşunun olmadığının göstergesidir. Gerek Bakü'nün gerekse Ankara'nın bu oldubittiye en sert tepkiyi göstermelerini beklerdik, ne yazık ki bu tepki hâlâ yok. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunları daha da tırmandıracak olan bu girişim, uluslararası kuruluşların almış olduğu kararları hiçe saymaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Bu nedenle, başta Rusya, ABD ve Fransa olmak üzere Ermeni politikalarına destek verenleri şiddetle kınıyor, bu uyduruk seçim sonrasında görevli olduğunu zanneden sözde yönetime buradan hatırlatmak istiyorum ki Karabağ, Türk yurdudur ve ilelebet Türk yurdu olarak kalacaktır. Bilinmelidir ki Ermeniler bölgede rahat yaşamak istiyorlarsa Ermenistan, işgal etmiş olduğu Azerbaycan topraklarını kayıtsız şartsız terk etmek zorundadır. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)