GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:17.06.2020

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; küresel salgın ve yarattığı belirsizliğin küresel bakış açımızı değiştirdiği, hepimiz için bilinen bir gerçek hâline geldi. Artık, içinde yaşadığımız dünyaya, hayata, hatta kendimize, kendi hayatımıza daha farklı bakma zorunluluğu içindeyiz. Pandemi sürecinin devam etmesi, ne yazık ki öngörüyü de zorlaştırmaktadır. Coronavirüs etkilerini farklı disiplin ve farklı bakış açılarıyla ele almak gerekmektedir çünkü pandemi sırasında atılan adımlar, pandemi sonrası dönemi şekillendirmekte kilit rol oynayacaktır. Yeni bir dünya düzeninin kurulmasında güçlü devlet olmanın önemi açıktır ancak bir milletin gücünü diğer devletlerin başarısızlığı değil, ülke içinde ortaya koyduğu başarısı oluşturmaktadır.

Kendi kendine yetebilmenin ilk şartı, tarımsal açıdan kendi kendine yetebilmektir. Gelinen bu noktada, tarımsal üretimin artırılması mutlak zorunluluktur. Bu durum, bizim ülkemiz için bir fırsattır, bu fırsatı lehimize çevirerek el birliğiyle üretimi artırmalıyız. Tüm bunların ışığında, millî ekonominin en önemli ayağı olan tarımda iyi bir yerde bulunan ülkelerin yolunun çok açık olacağı da kesindir. Şunu önemle belirtmek istiyorum ki su, hem gıda güvenliği hem de sağlık hizmetleri açısından büyük bir öneme sahiptir. Yapılan bilimsel araştırmalarda, iklim değişiklikleri nedeniyle Doğu Akdeniz havzasında yaşanabileceği belirtilen kuraklık ve susuzluk tehlikesine karşı şimdiden gerekli önlemleri alarak topraklarımızın verimliliğini korumalıyız. Ülkemiz, tarım konusunda kendi kendine fazlasıyla yetebilecek konumda olmasına karşın, tabii ki birçok yapısal reform ve değişikliğe ihtiyaç duymaktadır. Piyasanın tarım alanında yeni döneme uyum sağlamasının önemi düşünüldüğünde, ilk olarak bu sektörde yapılacak değişikliklere öncelik verilmelidir.

Adana ilimizin ülkemizin narenciye üretimindeki yeri de hepimizce malumdur. Ülke ekonomisine yaptığı tarımsal ihracatla katma değeri yüksek bir ilimizdir. Geçtiğimiz günlerde yaşanan poyraz sonrasında çöl sıcağı ve kuvvetli fırtına, meyvelerin tamamına yakınını yerle bir ederek işçimizi perişan etmiştir. Bu yıl Adana'da narenciye hasadı yapılmayacağı gibi gelecek yılın hasadı da tehlike altındadır. Yaşanan afet sebebiyle mağdur olan çiftçilerimiz, borçlarını ödeyemeyecek ve boş kalan bahçelerinin gelecek seneye hazırlığı için bakımlarını yapamayacaktır. Bu durum, bahçelerdeki hastalıkların başlamasına sebep olacak ve bakımı yapılmayan bahçelerden bir sonraki yıl da ürün alınamayacaktır.

Çiftçilerimizin, her yıl ürünleri için Ziraat Bankasından kullandıkları sübvansiyonlu kredi tutarı kadarına TARSİM poliçesi yaptırma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sebeple de rüzgârın hızını önemsemeyen TARSİM, poyrazı afet kapsamına almamaktadır. Yaşanan felaketle çiftçimiz mağdur olmuştur. TARSİM'in yeni ve eski sorulara ve sorunlara eski cevaplar vermeyi bırakması ve yeni cevaplar vererek, poliçedeki klozları genişleterek, mağduriyete neden olan konularda ödeme yapması gerekmektedir. Başta tarım gibi hayati sektörler olmak üzere tüm sektörlerde yüksek dayanışma ruhu içinde bulunmamız gerekmektedir.

Çiftçilerimizin mayıs ve haziran aylarında vadesi gelecek Ziraat Bankası ve Tarım ve Kredi Kooperatiflerine olan Hazine destekli kredi geri ödemeleri faizsiz olarak altı ay ertelenmiş bulunmaktadır. Fakat, bu ertelemenin süresinin bir ila iki yıl olacak şekilde düzenlenmesi, çiftçilerimizin ödemelerinin daha kolay olmasını ve bir sonraki ekim döneminde daha rahat etmelerini sağlamış olacaktır. Ülkemizin karşısına çıkan, üretim ve insan kaynağı gücüne dayanan fırsatları iyi değerlendirmemiz gerekmektedir.

Konuşmama son verirken Kuzey Irak'ın Haftanin bölgesinde düzenlenen Pençe-Kaplanı Harekâtı'na katılan kahraman Mehmetçik'imize ve şanlı ordumuza zaferler diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)