| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 17.06.2020 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kaz Dağları'yla ilgili ve hapiste ölüm orucu tutan ve adalet bekleyen avukatlarla ilgili notlarım var ama şu anda Grup Başkan Vekilimiz Meral Başkanın ifade ettiği vekillerimize yönelik saldırı haliyle atmosferimizi de değiştiriyor, gündemimizi değiştiriyor. Söylenecek çok söz var, gerekeni söyledi Meral Başkan. Ben yine de bugün Avukat Ebru Timtik ölüm orucunun 167'nci gününde, Avukat Aytaç Ünsal 136'ncı gününde...
Değerli vekil arkadaşlarım, değerli arkadaşlar; bakın, Mustafa Koçak terörizmle itham edildi, davasından dolayı çok şeyler söylendi burada ama onunla ilgili tanıklık yapan gizli tanık bile sözünü geri aldı, boşa düştü dava. Masumluğu tamamen ispat edildiği hâlde cezadan vazgeçilmedi ve 28 yaşında bir genç göz göre göre, tahliye bile istemedi "Adalet istiyorum, beni adaletle yargılayın." dedi, masumluğunu haykırdı ama bütün toplumun önünde eriye eriye bu yaşamdan gitti. Aynı şekilde Helin ile İbrahim de böyle oldu. İnanmadılar "Yiyorlar, içiyorlar." dediler ve 2 genç daha bu yaşamdan gitti.
Bakın, Ebru ve Aytaç avukatlar -takip edenler bilirler- aynı şekilde çok büyük bir haksızlıkla, hukuksuzlukla, adaletsizlikle aylardır hapishanedeler arkadaşlarıyla beraber ve bu avukatların hedef alınmasının en önemli sebepleri ne biliyor musunuz? Şu örgüt mörgüt, hiçbir şey yok, hepsi boş; Soma'da tekmelenen madencilerin hakkını savunmak. Orada vefat eden 300 küsur madencinin geride kalan yoksul ailelerinin hakkını takip etmek, davalarını takip etmek. Patronları kızdırdılar ve iktidar tarafından da hedef hâline geldiler. Berkin Elvan'ın davasını takip etmek suçlarından bir tanesi. Suçlarından bir tanesi, yine haksız yere KHK'lerle görevlerinden atılanların davasını takip etmek, eğitimcilerin hakkını savunmak idi. Dolayısıyla arkadaşlar bakın, yine çok kritik günlere gelindi, bu avukatlar da adalet istiyorlar, tahliye istemiyorlar; başka bir söz yok, adalet. Bu ülkede adalet için insanlar yaşamını kaybediyor arkadaşlar. Telafisi mümkün olmayan o kritik günlerin yaşanmasına, bu gençlerimizin de bu yaşamdan yitip gitmelerine tekrar göz yummayalım ve her birimiz elimizi taşın altına koyarak, gerekli girişimleri yaparak adaletin bu ülkede sağlanmasına destek olalım değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar -hemen hızlı bir şekilde- bildiğiniz gibi Kaz Dağları'nda yaşam nöbeti devam ediyor. Ormanların nasıl tarumar edildiğini ve yurdumuzun nefes aldıran bu alanlarının nasıl yok olmakla karşı karşıya kaldığını hepimiz gördük, biliyoruz. Ülkemizin doğasına, ağaçlarına, suyuna, toprağına zarar verilmesin diye aylardır gece gündüz nöbet tutan insanlara binlerce liralık cezalar yazıldı ve şimdi de ormanlara bile sokulmuyorlar. Sebep ise ne? Çok komik bir sebep; "corona tedbirleri." diyorlar arkadaşlar. AVM'ler açık, işçilerin nefesi atölyelerde, şantiyelerde birbirine karışıyor ekmek parası için. Bir yandan onların hayatı riske atılırken en temiz, en güvenli alanlara, ormanlara girmek yasak hâle getiriliyor.
Arkadaşlar, corona bile iktidarın politikalarındaki samimiyetsizlikleri yansıtır hâle geldi. Corona sebebiyle şoförlere, pazarcılara, esnafa en sıradan sebeplerle binlerce liralık cezalar kesiliyor. İsraf ve başarısız yönetimle boşalan bütçe emekçinin, yoksulun üzerinden kesilen cezalarla doldurulmaya çalışılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜDA KAYA (Devamla) - Hemen tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Yine "corona sebebiyle" diye HDP'nin işte Hakkâri'den, Edirne'den Ankara'ya doğru bir demokrasi umudu, bir demokrasi direnişi, yürüyüşü olarak gerçekleştirilmeye çalışılan ve bugün 3'üncü gününde olan, eş başkanlarımız, vekil arkadaşlarımız ve yöneticilerimizin dâhil olduğu bu güzergâhta yasaklar ilan ediliyor. Corona sadece HDP'nin yürüyeceği yollarda mı geziyor? Tekstil atölyelerinde coronanın olmadığını mı biliyoruz? İnşaat şantiyelerinde çalışanların coronaya karşı bir güvenceleri mi var? Maden ocaklarında, yer altında çalışan emekçilerin coronaya karşı bir dokunulmazlığı mı var? Hapishanelerdeki kadınların, çocukların, hasta mahkûmların, düşünen mahkûmların coronaya karşı bir güvenceleri mi var? Bütün bunlar hiç kale alınmıyor ama ne hikmetse en tehlikeli güzergâh HDP'nin yürüyeceği yollar oluyor ve yasaklar getiriliyor.
Teşekkür ediyorum. Sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)