GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:17.06.2020

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 6'ncı maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Daha önce konuşma yapan milletvekili arkadaşlarım da ifade ettiler. Biliyorsunuz, torba kanun düzenlemesiyle, buna ilişkin yasa tekniğiyle alakalı eleştirilerimiz devam ediyor. Burada, 17 ayrı kanunda 27 maddelik bir düzenleme getiriliyor. Torba kanun teklifinin yasa yapma tekniği açısından ne kadar sakat olduğunu bütün arkadaşlarımız Parlamentoda olduğumuz müddetçe buradan dile getirdiler ama ne yazık ki AKP'nin yasa yapma tekniğinde bu konuda olumlu bir gelişme yok.

Değerli arkadaşlarım, özellikle, bu kanun teklifi 3, 4 ve 5'inci maddeleri nedeniyle -kanunların Anayasa'ya uygunluğunun yargısal denetimiyle ilgili- Anayasa Mahkemesinin önüne gidebilecek bir teklif olabilecektir. Muhtemelen buna ilişkin bir iptal gerekçesi çıkacaktır. Tarihe not düşülmesi açısından, Meclis tutanaklarına not düşülmesi açısından bunu ortaya koymak istiyoruz.

Değerli arkadaşlarım, 6'ncı madde de getirilmek istenen düzenleme şu: Coronavirüs tedbirleri nedeniyle özellikle ekonomide ve sosyal hayatta meydana gelen gelişmelere paralel olarak dijital ortamda ve elektronik ortamda yapılacak sözleşmelerle alakalı, ıslak imzayı ortadan kaldıran bir anlamda ve bunun haricinde fiziki belgeyi ortadan kaldırıp sadece elektronik ortamda sözleşme yapılması ve feshiyle alakalı bir düzenleme getiriliyor. Bu, normalde coronavirüs tedbirleri kapsamında olması gereken bir şeydir ama bu düzenlemeyi yaparken sivil toplum örgütlerini, bununla alakalı olayın aktörlerini masaya alarak, bunların görüşlerini alarak, ortak bir noktada ve konsensüste buluşarak bir düzenleme yapılması daha doğru olurdu diye düşünüyoruz.

Değerli arkadaşlarım -biraz önce ifade ettim- bu torba teklifteki asıl amaç, coronavirüs nedeniyle özellikle ekonomide ve sosyal yaşamda ortaya çıkan birtakım olumsuzluklar ve buna ilişkin düzenlemeler yapılması gerçeği. Bunlar nedir? Türkiye'nin diğer ülkelerle bir karşılaştırmasını yapmakta, bir fotoğrafını çekmekte yarar var.

Değerli arkadaşlarım, IMF'nin yapmış olduğu araştırmalara göre, bizim gibi dünyada vatandaşından bağış toplayan beş altı tane ülke var. Yani, eğer dünyada buna ilişkin bir skala ortaya koyarsak çok ayrıntılı ülkeler yok. Sri Lanka'da var, Senegal'de var, Irak'ta var ve bunların haricinde Güney Afrika'da var. Başka ülkeler bağış toplamıyor değerli arkadaşlarım, buna ilişkin bağış toplayan herhangi bir başka ülke yok. Türkiye de ne yazık ki bu tip ülke sınırlamaları içerisinde.

Bakın, bazen karşılaştırma yaptığınız, hani "Bizi kıskanıyor." demiş olduğunuz Batı ülkeleriyle alakalı bir sınıflandırma yaptığımız zaman... Örneğin Almanya'yı ortaya koyalım. Almanya vatandaşlarıyla alakalı -ki dünyanın en büyük ekonomilerinden bir tanesi- müthiş bir paket açıklıyor, 750 milyar euroluk bir paket değerli arkadaşlarım; kendi gayrisafi millî hasılasının yüzde 20'sine tekabül eden bir miktar, ciddi anlamda bir miktar. Ve vergilerle alakalı öteleme yapmıyor, bir anlamda gelir artırıcı tedbirleri ortaya koyuyor. Almanya kendi vatandaşlarına karşı öyle tedbirler ortaya koyuyor ki 15 bin euro karşılıksız, küçük esnafla alakalı kredi verebiliyor. Eğer buna ilişkin, bu tedbirler kapsamında bir olumsuzluk ortaya çıkarsa Almanya'daki küçük işletmelerin veya buna ilişkin sanayi kuruluşlarının yabancılara devriyle alakalı yasak ortaya koyuyor değerli arkadaşlarım. Bakın, Alman ekonomisi coronavirüs tedbirleri kapsamında, önleyici tedbir anlamında, gelir artırıcı tedbirlerle alakalı en üst tedbirleri alıyor.

Amerika ne yapıyor? Amerika 2,2 trilyon dolarlık müthiş bir paket açıklıyor. Normalde senatodan bu şekilde bir yasanın oy birliğiyle çıkması da mümkün değildir ki Amerika bu düzenlemeyi yapıyorken senatoda oy birliğiyle müthiş bir rakam açıklıyor değerli arkadaşlarım.

Bakın, Japonya'nın 1,1 trilyon dolarlık bu şekilde tedbirleri var. Ama bütün bu tedbirlere, geriye doğru baktığınız zaman tedbirlerin ana temasının... Bunlarla alakalı düzenlemeler yapıyorken vergileri ötelemek gibi, sadece geçici, palyatif tedbirlerin ötesinde, asıl yaraya merhem olan düzenlemeler ortaya koyuyorlar.

Biz ne yapıyoruz değerli arkadaşlarım? Açıklamış olduğunuz tedbirlere baktığımız zaman, sokağa çıkma yasağı koyduğumuz günlerde, hatırlarsanız, özellikle hava yollarıyla alakalı yüzde 18'lik KDV oranlarını yüzde 1'e indirdik değerli arkadaşlarım ve Avrupa'da alay konusu olduk. Biliyorsunuz, toplu konut kredileriyle alakalı rakamlarla oynadık ve konut satışlarının artacağına ilişkin bir beklenti içerisine girdik.

Yani şunu anlatmaya çalışıyorum: Sağlık politikalarını kendisine temel alan, bilim ve teknolojiyle alakalı akıl ve pozitif bilimi kendisine rehber edinen Batı ülkeleri bu tedbirlerle coronavirüsü en hafif şekilde atlatmaya çalışıyor. Ama bizim ülkemizle alakalı ne yazık ki bu şekilde problemler var.

Ama bunlar olumsuz mu? Bunları giderebilecek reçeteler var mıdır? Vardır tabii ki. Bunların en temel dayanakları geçmiş dönemde... Geçen hafta içerisinde özellikle Sayın Genel Başkanımız da ifade ettiler. Bir kere, "hukuk devleti" kavramını asla unutmamamız gerektiğini bu zor günlerde bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Sosyal devletin ne olduğunu asla unutmamamız gerektiğini bir kere daha ifade etmek istiyorum. Bakın, parlamenter demokrasinin bugünlerde bize ne kadar ihtiyacı olduğunu, "Kuvvetler ayrılığı" denilenin, bu ülkenin Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri gerçeğinden öte gerçekten demokrasinin bir temel noktası olması gerektiğini bir kere daha ifade etmemiz açısından çok önem arz ediyor.

Bunları neden ifade ediyorum değerli arkadaşlarım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Başkanım, tamamlıyorum, müsaade ederseniz.

BAŞKAN - Buyurunuz.

UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Zor günlerden geçiyoruz ve zor günlere düştüğümüz zaman aynı gemide olduğumuzu hatırlıyorsunuz. Evet, aynı geminin içerisindeyiz ve zor günlerden geçiyoruz. Eğer biz ülkenin sanayicisini, bu ülkenin emekçisini, berberini, esnafını, sokakta gezen vatandaşını bu günlerde sosyal devlet kavramıyla kucaklayamazsak değerli arkadaşlarım, zor günlerde onları yanımızda bulamayız.

O nedenle 6'ncı madde ve diğer düzenlemelerde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun özellikle muhalefet şerhleriyle alakalı yaptığı uyarıları, her ne kadar dikkate almasanız da yüce Parlamentodan bir kere daha dikkatlerinize sunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)