GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:17.06.2020

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 217 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 11'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, söz konusu madde, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun geçici 5'inci maddesinin (1)'inci fıkrasında bulunan ve karşılıksız çek keşide etmekten mahkûm olanların tahliye tarihinden itibaren çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda 1'ini en geç üç ay içinde ödeme yükümlülüğü, bir yıl olarak yeniden düzenleniyor. HDP olarak coronavirüs pandemisi koşullarında karşılıksız çek vermekten mahkûm olan ile çekin karşılığını alamadığı için mağdur olan tarafların ödeme ve tahsil sıkıntılarını giderme çalışmasını olumlu bulmakla beraber yetersiz görüyoruz. Üç ay önce bu madde Genel Kurul gündemine geldiğinde HDP olarak "üç ay" ibaresinin yeterli olmayacağını, bu sürenin uzatılması gerektiğini iletmiştik. O gün HDP'nin öneri, eleştiri ve zenginleştirme çabalarına kapalı olanlar bugün aynı hususu yeniden düzenleyerek önümüze getiriyor.

Maddeyle ilgili çok kısa birkaç şeye de değinmek isterim: Bilindiği üzere, bu karşılıksız çek düzenleyen kişi hem cezaevine giriyor hem de borcunu ödemesi bekleniyor; hem hürriyeti kısıtlayıcı hem de borcun ödenmesini amaçlayan bir yasa özü itibarıyla sakattır. Çek hususunda hapis cezası getiriliyor fakat ekonomi üzerinde benzer etkilere sahip poliçe ve bono gibi kıymetli evraklarda bu müeyyideyi getirmiyorsunuz. Dolayısıyla cezaevi mantığının gözden geçirilmesi en doğru karar olacaktır. Cezaevi yerine Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi idari yaptırımlar veya çek hesabı açma yasağı yaptırımları getirilebilir veya ticaretten men gibi ağır ceza, caydırıcı maddeler olabilir.

Çek, Türkiye'de, gerçek fonksiyonu olan ödeme aracı fonksiyonundan fiilen uzaklaşmış durumdadır; kronik bir sorun hâline gelmiş ileri tarihli çek düzenlemeleriyle geleceğe yönelik bir taahhüt belgesine dönüşmüştür. Çeklerle ilgili, Hükûmet yeterli adımları atmamakta ve olaya tek boyutla yaklaşmaktadır. Vatandaşa cezai müeyyideleri uygularken sermaye grubu olan bankalara yönelik neredeyse elle tutulur bir yaptırım söz konusu değil. Ticari alışverişler bankaların güvencesi altında olmalı, belli teminatlarla bu çekler düzenlenmelidir yani her önüne gelene çek defteri verilmemelidir.

Değerli milletvekilleri, ticarette karşılıksız çıkan her çekin, borcunu ödeyemeyen her esnafın asıl sorumlusu sistemin bozukluğudur. Ekonomik sistemin hastalıklı olduğunun emareleridir. Özellikle pandemi sürecinde halkın ekmek tekneleri bir gecede kapattırıldı. Hastalığın yayılmasını engellemek adına iş yerlerinin kapatılmasına sözüm yok ama kapatıyorsanız her türlü maddi ve manevi desteği de devlet olarak vermemiz gerekir. Bizler bu sorumlulukla karar alınmasını beklerken çıkan ekonomik paketler büyük sermaye gruplarına destek mahiyetindedir. Bizler halka destek verileceğini beklerken IBAN numarası verildi. Halkı borcundan arındıracak bir adım beklerken, çıkan her paket halkı daha da yoksul, daha da borçlu konuma getirdi. Mevcut borçlarını ödeyemeyecek durumda olan esnafı 25 bin lira yeniden borçlandırdınız. Ekonomik yönden büyük darbe alan Türkiye halklarını düşük faizli 10 bin lira kredilerle yeni borç batağına çektiğiniz. Halk bu paraları ne yaptı, aldı cebine mi attı? Hayır. SSK primi ödedi, BAĞ-KUR primi ödedi, elektrik faturası ödedi, su faturası ödedi, vergisini ödedi, kira ödedi, stopaj ödedi; bu halk verdiğiniz destek kredisi için dosya parası ödedi yani devlet paraları sağ cebinden çıkardı sol cebine koydu, halk ise kazanamadığı her ay için devlete borçlu hâle getirildi. Halka destek olarak anlattığınız şeyin ertelenmiş faizli borç olduğunu bu halktan saklayarak siyaset yapamazsınız. İşte HDP'nin .bugün yaptığı demokrasi yürüyüşü sadece sarayın Parlamentoya karşı gerçekleştirdiği siyasi darbenin tepkisi değil, aynı zamanda AKP Hükûmeti tarafından açlığa, yoksulluğa, sefalete maruz bırakılan milyonların hakkını ve hukukunu savunma yürüyüşüdür. Bu yolda her türlü engelleme, baskı, caydırma çalışmalarınız boşunadır çünkü HDP, demokratik, meşru zemini hakkı olan çerçevede kullanıyor ve kullanacaktır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)