| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 18.06.2020 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, Sağlık Bakanı her gün sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapıyor, sayılar açıklıyor ve bu açıklamalarıyla da halkı sorumluluğa davet ediyor. Öncelikle bu açıklananlar sayı değil, insan, insan. Bu rakamlar, asıl iktidara bir mesaj veriyor, halka değil. Şunu söylemek istiyorum açıkçası: Twitter nasihatleriyle bu süreci yönetemezsiniz.
Bakın, biraz önce bir haber aldık İstanbul Çağlayan Adliyesinden ve bu sabah avukat arkadaşlarım, meslektaşlarım, duruşma sırası beklerken 2 tane mahkeme karantinaya alındı. Bakın, 15'inden beri İstanbul Adliyesinin durumu bu. İnsanlar, halk ve avukat arkadaşlarımız bu durumda, bu hâlde, salgınla baş başa bırakılmış durumdalar.
Şimdi, şunu anlıyorum: Ekonomik krizle beraber Türkiye pandemi sürecine girdi ve iktidar, AKP iktidarı, bu memleketin kefen parasını da bitirerek bu pandemi sürecine girdi. Pandemi süresince çıkarılan bütün yasalar ve bütün önlemler tamamen sermayenin çıkarı doğrultusunda alındı. Her türlü kredi, teşvik sermaye için yapıldı ve pandemi süresince ekonomik kriz, yüksek işsizlik, yüksek enflasyon ve döviz kurunun fırlaması krizi derinleştirerek devam ettirdi.
Yaşanan kriz karşısında siz "kontrollü hayat" diye bir şey icat ettiniz, "kontrollü sosyal hayat" ve bir normalleşme, "yeni normalleşme" adını verdiğiniz bir normalleşme süreci başlattınız. Önce turizm beldelerinin olduğu illerin şehir dışı yasaklarını kaldırdınız ve şu tabloya neden oldunuz. Ardından turizm sektörü kazansın diye sınavları öne aldınız ve bu hafta sonu, 20 Haziranda LGS sınavına 1 milyonun üzerinde öğrenci girecek, 27-28 Haziranda da YKS sınavına 2 milyon 433 bin 219 öğrenci katılacak. Bunun karşısında Millî Eğitim Bakanı diyor ki: "Sınava girmek zorunlu değil." "Sınava girmek zorunlu değil." ne demek?
Şimdi, bu fotoğraf geçtiğimiz haftaki Millî Savunma Üniversitesi sınavından. Sınava girenler karantinaya alındı; 1 kadın öğrenci sınav salonunda fenalık geçirdi, Covid-19 olduğu ortaya çıktı ve bütün öğrenciler karantinaya alındı. Bu hafta sonu yapılacak sınavlarda bütün öğrenciler ve ailelerinin yaşamını tehdit altına alıyorsunuz. Bu sınavlar derhâl iptal edilmek zorunda.
AVM'leri açtınız ki sermaye kazansın, toplu ulaşımda yüzde 50 sınırını kaldırdınız, adliyeleri açtınız ve halkı, açıkça, salgın karşısında korumasız bırakıyorsunuz. Sorumluluk paylaştığınız bir dönem olarak ilan ettiniz bu ikinci dönemi ve aslında bu, kendinizi sorumsuzlaştırdığınız ve salgına karşı koruma sorumluluğunu tamamen halkın üzerine yıktığınız bir dönemdir. Salgın süresince açlıkla, işsizlikle, eve gelen faturalarla baş başa bırakılan yurttaşlara evde aç kalma ile salgına yakalanma arasında bir tercihte bulunmayı dayatıyorsunuz bu süreçte.
Bakın "normalleşme dönemi" adını verdiğiniz bu dönemin simgesel fotoğrafını AKP Genel Başkanı Erdoğan verdi. Fotoğraf budur... Bakın, bu fotoğrafta ne var biliyor musunuz? Bu, Sancaktepe Sahra Hastanesinin inşaatını ziyarette çekilmiş bir fotoğraf. Sahra hastanesi inşaatının bu fotoğrafında kent talanı var, bu fotoğrafta işçilerin durumu var ve 50 metre ileriden kendisine sosyal-fiziki mesafe koyan bir Cumhurbaşkanı var. Bu Cumhurbaşkanımız bu fotoğraftaki konuşmasında şunu ifade ediyor, diyor ki: "Sağlıkta özelleştirmeye devam edeceğiz."
Şimdi, saray iktidarının yeni normalinde halkın yaşamı pahasına neoliberal politikaların dizginsiz sürdürülmesi var. Bugüne kadar görülmemiş bir işsizlik, yoksulluk, açlık koşullarında halkın ölümle burun buruna yaşaması var ve hayatın her alanında iyice derinleştirilen eşitsizliğin, yukarıdan aşağıya kurumsallaştırılması var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafında kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
OYA ERSOY (Devamla) - Tüm bunların yönetilebilmesi için de faşizm var. Pandemiyi fırsata çevirdiniz, yarattığınız krizi halka ödetmeye çalışıyorsunuz.
Şimdi, burada yapılması gereken açıktır. O kazandırdığınız, iktidarınız boyunca kazandırdığınız sermaye halkla biraz paylaşsın o kadar kârını. O yüzden buna ilişkin bir vergi getirin ve halka geçim ücreti getirin. Halkın en temel yaşamsal hakları salgın boyunca ve ihtiyacı oranında parasız karşılansın. Dolaylı vergileri bir kaldırın, her zaman sermayeye teşvik, vergi indirimi yapacak değilsiniz ya. O yüzden fırsata çevirmeyin bu salgını ve işçilerin alın teriyle birikmiş kıdem tazminatına el koymaktan vazgeçin.
Bir yurttaş tepkisini gösterdi diye gözaltına aldırıyorsunuz, "açım" dedi diye ve HDP yürüyor diye bütün illeri, o Gezi Parkı'nı açtığınız, kapattığınız günler gibi bu sefer illeri yasaklamaya, illeri aç kapa yapmaya başladınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OYA ERSOY (Devamla) - Bu memleketi böyle yönetemezsiniz. Unutmayın ki bu halkın her birinin başına bekçi dikseniz de halkın gerçek sorunlarını çözmeden iktidarda kalamazsınız. (HDP sıralarından alkışlar)