| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 102 |
| Tarih: | 18.06.2020 |
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, doğal afetler ülkemizin yakasını bırakmıyor; depremler, sel baskınları, fırtınalar, dolu vurmaları, doğu bölgelerimizde yaşanan depremler... En son olarak Bingöl'de yaşanan deprem mal ve can kaybına sebep vermiştir; hayatını kaybeden yurttaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bunca depreme rağmen, bunca yıllık iktidar zayıf binalarla ilgili hiçbir çalışma yapmamıştır. Deprem vergileri yandaş müteahhitlere, işsizlik sigortası yandaş müteahhitlere, şehit ve gazi fonları yandaş müteahhitlere, kıdem tazminatındaki birikim yandaş müteahhitlere, çiftçiye verilmesi gereken fakat verilmeyen 175 milyar yandaş müteahhitlere, o da yetmedi dere yatakları da yandaş müteahhitlere, şehrin atık suyunu bir türlü taşıyamayan kanalizasyon inşaatları yandaş müteahhitlere... Depremzedenin gelecek güvencesi yok, işçinin gelecek güvencesi yok, yetimlerin ve gazilerin gelecek güvencesi yok, kıdem tazminatına güvenenlerin de gelecek güvencesi yok. Sanayicinin, tüccarın, esnafın gelecek güvencesi yok, çiftçi ve hayvan üreticisinin gelecek güvencesi yok.
Hey, yandaş müteahhit, kendini güvencede sanma! Efendin bir kükrediği zaman neyin var neyin yoksa hepsi bir anda dökülür üzerinden. Bir bakarsın, efendinin cebine girmiş tüm servetin. Bu ülkede mal ve can güvenliği var sanma, sarayınkinden başka, onunki bile şüpheli. Emperyalist, bu bölgeyi ve diktatörlerini tarumar ediyor; elinden tuttuğu her diktatörü önce bir yerlere getiriyor daha sonra da ecel dahi nasip etmiyor, yurttaşlarını birbirine düşürüyor. Türkiye bu durumlara düşecek ülke değil. Türk toplumu bunu hak etmiyor. Emperyalisti iyi tanır bu toplum. Bu toplum düştüğü bu durumdan ülkesini seçimle kurtaracaktır, sizi de kurtaracak, reisinizi de, çağdaş demokrasiyi de kurtaracaktır eninde sonunda. İşte o zaman, depremzede geleceğine güvenle bakacak, işçinin gelecek güvencesi olacak; yetim ve gaziler de kıdem tazminatı da güvencede olacak, işçinin iş güvencesi de; sanayici, esnaf, tacir endişe duymayacak geleceğinden; çiftçi ve hayvan üreticisi yarın ne olacak diye korkmadan dökecek alın terini tarlasına, kışlağına, ahırına, mahsulüne sel geldi, dolu vurdu, fırtına yatırdı diye endişelenmeyecek çünkü hepsinin, fonlarındaki kasalarında güvencesi hazır olacak, yandaşın, müteahhidin cebinde değil. Deprem bölgesindeki vatandaşım "Acaba bu akşam deprem olur mu?" diye korkarak girmeyecek evine çünkü evi depreme dayanıklı hâle getirilecek.
Çevreyi mahvetti gözünü para hırsı bürümüş siyasetçi ve iş adamları. Bu nedenle tabii afetler dinmek, durmak bilmiyor. Sularımızı kirlettiler, toprağımızı kirlettiler, havamızı kirlettiler, iklimi ve atmosferimizi de kirlettiler. Her yerde durmak, dinmek bilmeyen tabii afetler, şimdi çiftçimizin belini iyice büktü. Konya'da Mavi Tünel'i hâlâ gerçekleştiremediniz. Yer altı sularının çekilmesiyle obruklar oluşması tehlikenin boyutunun bir işaretidir. Yasal hakları olduğu hâlde verilmeyen gelir desteği 175 milyarı çiftçimize derhâl verilmelidir. Zarar gören çiftçilerimizin zararı karşılanmalıdır. ÇKS yatırmayan çiftçilerimizin sorunları mutlaka çözülmelidir. Hükûmet çözüm yeridir, çiftçimizin ÇKS problemini çözmelidir. Ürün destekleri artırılmalı, artırılan destek verilirken ürün sigortalanmalıdır. Tohumculuk ciddi bir şekilde ele alınmalıdır. Hangi bölgede ne tür tohum ekileceği tespit edilmelidir. Tohum ilaçlanmasını devlet bizzat kendisi yapmalıdır. Türkiye'nin her yıl 10 milyon ton buğday kaybı olmaktadır tohumculuktaki sakatlıklarımızdan dolayı. Diğer ürünlerde de durum farklı değildir. Bunu biz biliyoruz, sizler biliyorsunuz ve Türk halkı da biliyor. Bunu maalesef siz başaramayacaksınız. İş yine Cumhuriyet Halk Partisine kalacak. O yüzden biz diyoruz ki: Herkes için CHP, Türkiye için CHP.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)