| Konu: | Ülkedeki yargı ve adalet sistemine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 23.06.2020 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; huzurunuzda ben, savunma için yollara düşen, demokrasi mücadelesi veren baroları buradan selamlamak istiyorum. Baroların yanındayız. Yapılan bütün baskıları şimdiden kınamak istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Türkiye ciddi bir krizle yüz yüze kalmış durumda. Bu kriz nedir? Bu kriz adalet krizidir. Bu kriz yargı üzerindeki baskı krizidir, çok ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Bakın, Anayasa Mahkemesinin neredeyse tüm üyeleri taraflı Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Bakın, idarenin eylem ve işlemlerine karşı yargıyı denetleyen yapının başında Danıştay geliyor. Danışta sempozyumu sarayda yapılıyor ve saray tarafından üyeler azarlanıyor. Değerli arkadaşlar, yargının diğer mensupları Cumhurbaşkanının önünde cübbesini ilikliyor ve çay topluyor. Bakın, HSK'nin yapısı hukuk devletine yakışmayacak şekilde düzenlenmiş ve bu şekilde yürüyor. İşte tam da burada buna karşı duran, cübbesini iliklemeyen tek barolar kalmış, mücadele eden tek barolar var ve bu da kesinlikle sarayın hedefinde şu anda.
Ankara'ya yürüyor meslektaşlarımız, avukatlar Ankara'ya yürüyor. Değerli arkadaşlar, bunların derdi nedir? Avukatların tek derdi demokratik bir yapıdır, tek derdi baskı altında kalmayacak şekilde yargıçların vereceği karardır. Bakın, bu, iktidarın hedefi hâline gelen baroların yapısını değiştirmek istemelerinin tek nedeni bu sisteme karşı durmaları, bu antidemokratik yapıya karşı durmalarından kaynaklanmaktadır. Bakın, on sekiz yıllık bir icraatı sonunda isminde "adalet" olup da bu kadar adaleti hedefine alan başka bir iktidar yer yüzünde yoktur ve kesinlikle de yer yüzüne gelmeyecektir böyle bir iktidar. Bu iktidarın hedefinde maalesef şu anda yargı var, adalet sistemi var.
Bakın, "nispi temsil sistemi" deniliyor. Nispi temsil sistemi zaten baroların genel kurulunda var, barolarda seçimler çarşaf liste sistemiyle yapılıyor. Burada avukatlar yönetim kurulunda istedikleri kişiye istedikleri oyu verebiliyorlar. Bakın, listeleri birleştirip, başka listedeki kişileri getirip yönetim kuruluna seçebiliyorlar ve bu şekilde kendi oy haklarını kullanabiliyorlar.
Şu andaki iktidar ne yapıyor? Neymiş, "Nispi temsil sistemi yok, bu nedenle biz yasa değişikliği yapacağız." diyorlar. Asla böyle bir şey yoktur değerli arkadaşlar. Çoklu baro sisteminde nasıl bir sistem olacak biliyor musunuz? Bakın, bu çoklu baro sistemi aynı zamanda yargıya yapılacak müdahale demektir. Bu müdahale ne demek biliyor musunuz? Yargının özelleştirilmesi demektir. Yargının özelleştirilmesinin önünde yapılacak yepyeni bir anlayışla bizi karşı karşıya bırakacaklar.
Adalet Bakanı ne diyor? Diyor ki: "Ne gördüler ki ona göre ses çıkarıyorlar ve yollara düşmüşler." Zaten bütün mesele burada, göstermiyorlar ki. Yasama Meclisi şu anda devre dışı bırakılmış durumda. Yani bir yasama sürecinde yasama Meclisi işin içinde yoktur, biz bunu net bir şekilde biliyoruz. Ne yapılıyor? Bakanlığa barolar çağırılıyor. Bakanlığın bu sistem içerisinde yasa yapma yetkisi var mıdır? Hani nerede yasama, yargı ve yürütme erklerinin ayrılığı, burada göremiyoruz değerli arkadaşlar.
Bakın, meslektaşlarımız yürüdü, Ankara'ya geldiler. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu tamamen rafa kaldırılmış durumda. Bakın, avukatlar müdahaleye maruz kaldılar. Temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek olan taleplerini bu sistem reddetti. Üzerlerine yüründü ve tartaklandılar. Biz bunları kesinlikle kabul etmiyoruz, kabul etmek mümkün değildir. Biz avukatların yanındayız, sonuna kadar da yanlarında olacağız, mücadelelerine ortak olacağız çünkü haklı bir mücadele içerisindeler. Şu anda Türkiye'nin sığınabileceği, hukukun üstün olabileceği tek yapı kalmış, o da barolardır, o da savunma makamıdır. Siz savunma makamını bu şekilde baskılarsanız, bu şekilde savunma makamını tartaklarsanız, yarın bunlar size lazım oldukları zaman nasıl talepte bulunacaksınız? Müdafi talebinde nasıl bulunacaksınız? Değerli arkadaşlar, biz bunları kabul etmiyoruz, kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz baroların yanındayız. Sonuna kadar da yanlarında olacağız.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)