GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:79
Tarih:15.03.2012

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 180 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın 6'ncı maddesi üzerinde verilen bir değişiklik önergesiyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Hepinizi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bizim verdiğimiz değişiklik önergesi yarım sayfa, madde 2,5 sayfa, hatta 3 sayfa, bize verilen süre beş dakika. Yani bu beş dakikada bu değişiklik önergesini size izah edeceğim, madde üzerindeki görüşlerimi açıklayacağım. Bunun mümkün olmadığını siz biliyorsunuz.

Şimdi, Sayın Başkan dün bir ifadede bulunmuştu, demişti ki: "Biz milletvekillerinin katkısını bekliyoruz." Ben de kendisine bir soru yöneltmiştim, demiştim ki: "Bu durumda siz ne biçim, ne kadar bir katkı bizden bekliyorsunuz?" Soruya yanıt alamadım çünkü soruya verilecek herhangi bir yanıt yok. Siz ne yapıyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisini bir formalitenin yerine getirildiği bir kurum gibi göstermek istiyorsunuz, görmek istiyorsunuz. Size dostça bir tavsiyede bulunuyorum: Bu çok sakıncalı bir gidiştir. Tüm kanunları temel kanun olarak getiriyorsunuz buraya.

Şimdi, bu tasarı dört komisyona havale edildi: İçişleri Komisyonuna havale edildi, Adalet Komisyonuna havale edildi, Plan ve Bütçe Komisyonuna havale edildi, bir de asli komisyona havale edildi, üç komisyonda görüşülmedi. Peki, üç komisyonda görüşülmemesinin nedeni ne? Ne sakıncası var? Komisyonlar nedir? Komisyonlar ihtisas yerleridir. Komisyonlar milletvekillerinin birikimlerini o tasarıya aktarabileceği yerlerdir. Siz, milletvekillerinin görüşlerinden yararlanmak istemiyorsanız, birikimlerinden yararlanmak istemiyorsanız, diğer partilerin görüşlerini dikkate almak istemiyorsanız, o zaman biz Türkiye Büyük Millet Meclisini nasıl çalıştıracağız? Değerli arkadaşlarım, bu gidiş iyi bir gidiş değil. Bu gidişe bir an önce son vermelisiniz.

Şimdi, bu madde neyi içeriyor? Bu madde, bir defa yurttaş iradesini dışlıyor. Bu madde, Bakanlığa ayrım yapmaya imkân sağlayan düzenlemeler getiriyor. Nasıl diyor? "Konut sertifikası verilebilir." Başka ne olabilir? "Borçlandırma suretiyle de verilebilir." Bu "verilebilir"in mefhumu muhalifinden "verilmeyebilir" anlamı da çıkar. Değerli arkadaşlarım, vatandaşlar arasında bir ayrım yapılmasını imkânsız hâle getirecek düzenlemeler yapmamız lazım.

Daha başka neler var? Tüm yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığında topluyorsunuz, plan yapma standartlarını, plan standartlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığına veriyorsunuz. Tamam, verilebilir ancak bir de plan yapma yetkisi veriyorsunuz. O zaman hani siz, yerel yönetimleri güçlendirecektiniz, hani yerel yönetimlerin görevlerini artıracaktınız, hani yerel yönetimlerin idari ve mali kapasitelerini, teknik kapasitelerini artıracaktınız? Ne oldu, niye değiştiniz? Çünkü bunda farklı bir düzenleme var.

Ne var? Siz de biliyorsunuz ki Türkiye'de bu yasayla 7 milyon konutun yıkılması ve yeniden yapımı söz konusu. Hâlbuki, Japonların katkısıyla yapılmış bir araştırma var. Türkiye'de deprem riski taşıyan 1 milyon 900 bin civarında konut var. Peki, niye 7 milyon konutu yıkma ihtiyacı hissediyorsunuz? 7 milyon konutun yapım bedeli yapılan hesaplamalara göre, arkadaşlar, 840 milyar lira, yani eski parayla 840 katrilyon lira ve bunu ne yapıyorsunuz? Devlet İhale Kanunu'nun dışına çıkarıyorsunuz, çıkarmıyorsunuz da 21'inci maddeye göre işlem yapma imkânını sağlıyorsunuz.

21'inci madde nedir? 21'inci madde, pazarlık usulüdür. Sayın Bakan diyor ki. "Biz gene yarışma düzenleyeceğiz." Peki, ilan yapacak mısınız? Yok, ilan yapmayacaksınız, çağıracaksınız, size yandaş olan firmaları davet edeceksiniz, ondan sonra da pay edeceksiniz. Bu, Türkiye'ye yakışmıyor arkadaşlar. Türkiye artık uygar bir ülke olmak zorunda. Bu, Türkiye'ye yakışmıyor. İhale Kanunu'nu işinize geldiği gibi değiştiriyorsunuz. Zannediyorum 20'yi aşkın değişiklik yapıldı doğrudan, bu tür dolaylı değişikliklerle 40'ı aştı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - O zaman, bu kadar değişiklik yapıyorsanız, bu yasayı niye çıkardınız?

BAŞKAN - Lütfen selamlayınız.

Buyurun.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Değerli arkadaşlarım, bu nedenle, biz, AKP Grubunu, Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştırmaya davet ediyoruz. Komisyonlar çalışsın, komisyonlarda herkes görüşünü ifade etsin, tüm milletvekilleri konuşsun. Komisyonlara, kavga çıkarmak üzere değil, görüşlerimizi ifade etmek üzere gidelim. Hepimiz için söylüyorum, gidelim, görüşlerimizi ifade edelim. On gün sonra bir tasarı çıksa ne olur arkadaşlar, dünya mı yıkılır? Ne olurdu, dünya mı yıkılırdı? Hiçbir şey olmazdı ve bu kadar gerginlik de ortaya çıkmazdı. Yani şimdi, biz, bir hafta sonra gelecek tasarıyı bir hafta sonra getirebilseydik dünya mı yıkılırdı? Hiçbir şey olmazdı, kavga da çıkmazdı, milletvekilleri görüşlerini ifade ederlerdi. Biliyorum, sizin muhalif görüşlere pek ihtiyacınız yok, siz öyle düşünüyorsunuz ama yanlış düşünüyorsunuz çünkü çok yanlış yapıyorsunuz. Mesela, Alt Komisyon Başkanı, çıktı diyor ki: "Efendim, gelen teklifle ilgili olarak yüzde 70 değişiklik yaptık."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Serindağ.

ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Madem iyi bir teklifti de niye bu kadar değişiklik yaptık?

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)